Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Politika

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
"Ayamama" Tayyip Erdoğan’ın eseri...
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 22 Eylül 2009 Salı 15:56  "Ayamama" Tayyip Erdoğan’ın eseri...
"Ayamama Deresi felaketi"nin temellerinin, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1997 yılında atıldığı ortaya çıktı. Erdoğan bölgedeki yeşil alanları imara açtı, dereyi de "ıslah" etti. Mimarlar Odası'nın itirazı ile mahkeme yeni planı durdurdu. Erdoğan mahkeme kararına uymadı, planını uyguladı.

TurizmdeBuSabah, 9 Eylül 2009 Çarşamba günü, İstanbul'daki sel rezaletini "Kültür Başkenti'nde altyapı faciası" başlığı ile vermiş; kentin aynı rezaleti 14 yıl önce de Tayip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yaşadığını anımsatmıştı. O dönemde taşkına neden olan Ayamama Deresi'ne belediye müdahalede bulunmuş, dere yatağı küçültülmüş, imar planı değiştirilerek dere çevresine çok katlı bina ve işyerleri yapılmasının yolu açılmıştı. Yani Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın "Derenin intikamı kötü olur" sözlerinin muhatabı, aslında yine kendisiydi.

Milliyet Gazetesi muhabirleri ÖNAY YILMAZ ve MURAT ÖZTÜRK, bağıra bağıra "geliyorum" diyen ve 33 cana mal olan felaketin tarihçesini çıkardılar. İşte o haber:

Sel felaketinin yaşandığı Ayamama Deresi çevresindeki çarpık ve kaçak yapılaşma, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde yapılan plan değişikliğiyle başladı.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhcu, Ayamama Deresi'nin geçtiği alanların yeşil alan olduğunu, ancak 1997 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılan bir plan değişikliğiyle yapılaşmaya açıldığını belirterek, "Rapor hazırladık. Dikkate alınmayınca Büyükşehir'e dava açtık. Ancak davayı kazanmamıza rağmen planlarını değiştirmediler" dedi.

Muhçu, 2007'de Danıştay'da davanın kendi lehlerine sonuçlandığını, ancak bu süreçte bölgenin kaçak yapılarla dolduğunu, son olarak da belediyenin felaketin yaşandığı bölgeyi yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açmak için yaptığı yeni bir planı Belediye Meclisi'ne getirmeye hazırlandığını söyledi.

1997'DE DEĞİŞTİRİLDİ

Büyükşehir Belediyesi'nin 1997'de 1 / 5000 ölçekli yeni bir nazım imar planıyla, bölgeyi rekreasyon alanı olma özelliğinden çıkarıp, yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açtığını belirten Muhcu, şöyle konuştu:

"Biz bu durum karşısında Mimarlar Odası İstanbul Şubesi olarak bir ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) çekince raporu hazırladık. Bölgenin ekolojik bir özelliğinin olduğunu, bu nedenle bölgenin yapılaşmaya açılmasının sakıncalarını içeren raporu Büyükşehir Belediyesi'ne ilettik.

Endişelerimizi, 'Ayamama Deresi ekolojik koridorlardan biridir. Dere bölgesinin, yeşil ve rekreasyon alanı olarak kullanılması gerekir. Söz konusu plan değişikliğiyle bölge betonlaşacak, ekolojik özelliğini tamamen kaybedecek. Kentleşmeyle birlikte doğal felaketlere davetiye çıkarılmış olacak. Bölgenin alt yapısına yeni yükler getirecek ve yetersiz olan yeşil alanlar daha da yetersiz hale gelecek' dedik.
Ancak ne yazık ki dikkate alınmadı. Bunun üzerine 1998 yılında dava açarak hukuki süreci başlattık."

'YENİ PLAN HAZIRLADILAR'

Büyükşehir Belediyesi'nin, şimdilerde afetin yaşandığı bölge olan Halkalı Toplu Konutları ile Havalimanı Kavşağı arasındaki 600 dönümlük araziyi de yapılaşmaya açmak için yeni bir imar planı hazırladığını anlatan Muhcu, şöyle devam etti:

"Bu bölge de dava açtığımız bölge gibi planda yeşil alan, spor alanı ve kentsel mezarlık alanı olarak yer alıyor. 15 Eylül 2009 tarihinde bu yeni planı Meclis'e götürmeye hazırlanıyorlar. Yoğun yapılaşmaların afete neden olduğu herkes tarafından biliniyor. Şimdi önemli olan 15 Eylül'deki bu planı geri çekecekler mi?"


YAPILAŞMA SÜRECİ BÖYLE GELİŞTİ

Muhçu'nun verdiği bilgilere göre Ayamama Deresi çevresindeki yapılaşma süreci şöyle gelişti:
- Ayamama Deresi'nin geçtiği tüm alanların yanı sıra, yine aynı derenin güneyindeki İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM), EGS (Ege Giyim Sanayicileri Birliği) Business Park ve İhlas Holding binalarının bulunduğu arazi, 1982'de hazırlanan 1/25 binlik nazım ve uygulama imar planlarında "ağaçlandırılacak alan" ilan edildi.

- 5 Mayıs 1997'de Başbakan Erdoğan'ın yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, imar planlarında "İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) Alanı" olarak belirlenen; Bakırköy ilçe sınırları içinde ve Atatürk Havalimanı alanına komşu konumdaki Ayamama Deresi'nin de geçtiği yaklaşık 500 bin metrekarelik arazinin 200 bin metrekarelik dilimiyle ilgili 1/5000 ölçekli yeni bir nazım imar planı yaptı. Bu planla bölge rekreasyon alanı olma özelliğini kaybetti. Böylece bu arazi yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açıldı. Aynı gün tasdik edilen plan değişikliğiyle "bütüncül proje" kavramı ve hedefi iptal edildi ve arazinin parçalara (parsellere) ayrılarak, bu parsellerde "ayrı ayrı avan projeler" halinde yatırım yapılmasına olanak sağlandı. Yani yeni planla bölgede parselasyon yoluyla birbirinden bağımsız yatırımların gerçekleşmesi sürecine de girilmiş oldu.

- Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de bu yeni planla ilgili bir çekince raporu hazırladı. Ancak rapor dikkate alınmadı.

- Mimarlar Odası bunun üzerine, 1998 yılında İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması için dava açtı.

- Mahkeme tarafından 24.5.2000'de yürütmenin durdurulmasına, 31.01.2001'de de dava konusu işlemin iptaline karar verildi.

- Bunun üzerine İBB temyize gitti. Ancak Danıştay'da da davayı kaybetti. İBB'nin karar düzeltme talebinin ardından Danıştay 6. Dairesi, 15.8.2007 tarihinde nihai kararı vererek planı iptal etti.
- Bu yargı sürecinde 1997 yılında başlayan yapılaşma hızla devam etti; bu yapılaşma da Ayamama Deresi'nin kuzeyindeki kaçak yapılaşmayı tetikledi.

- Felaketin yaşandığı bu günlerde ise, Büyükşehir Belediye Başkanlığı afetin yaşandığı bölgeyi, yani "rekreasyon alanı", "kent mezarlığı" ve "yeşil alan" olarak belirlenen bölgeyi, yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açan bir planı yürürlüğe sokma amacıyla İBB Meclisi'ne havale etti. Bu plan, 15 Eylül'de açılacak Meclis'te gündeme alınacak.





 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 22 Eylül 2009 Salı 16:11  
tayyip boşuna kurcalamayın, felaket üzerinde siyaset yapmayın demiyor.

oğlunun trafik cinayetinden hapis cezasıyla değil, makam sahibi sever işadamlarının amerikada eğitimle ödüllendirmesiyle çıkan adam, mimarların mühendislerin, bilirkişilerin ve mahkemenin hayır demesine rağmen iddialardaki rüşvet ne kadarsa artık, ayamamayı da imara hukuksuz şekilde açmış, mahkeme kararını çiğnemiş.

selde ölenlerin katili belli, yine aynı rüşvetçi, hukuksuz kafalar. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 22 Eylül 2009 Salı 16:21  
"Ayamama'yı Yapılaşmaya Açan Erdoğan, Şimdi Halkı Suçluyor"
Mimarlar Odası İstanbul Büyükşehir Şubesi Başkanı Muhçu "Başbakan'ın söylediklerinin gerçekle ilgisi yok. 1997'de belediye başkanı olarak planı değiştirdi. Dava açtık, kazandık. Devam ettiler. Şimdi sorumluluğu halka, iklim değişikliğine, dereye atıyorlar" dedi.

Dava açtık, kazandık: Daha sonra dava açtık. Erdoğan dava sürecini de dikkate almadı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, kararında savlarımızı doğruladı, "kamu yararı da yok" dedi. Yargı kararını da dikkate almadılar ve inşaatlara hız verildi. İhlas Holding'in yapıları, EGS ve Dünya Ticaret Merkezi'nin olduğu, Ayama'nın güneyindeki Güneyde havaalanına, Ataköy'e yakın olan bölge böyle oluştu. Erdoğan mahkeme kararını geçersiz kılmak için davayı temyize götürdü. Ama Danıştay 6. Dairesi mahkeme kararını onadı.

Yargı kararını uygulamadılar: Bundan sonra bile yapılaşmalar devam etti. Bu bölgede yargı kararına rağmen yapılan binalar, kuzeydeki, vadi içindeki kaçak yapılaşmaları tetikledi. 1997'den sonra devasa, kütleli, işyeri fonksiyonunda çok sayıda kaçak yapı yapıldı. Bu bölge1982 nâzım planında kent mezarlığı, yeşil alan rekreasyon alanı ve dere yatağı olarak görünüyor. Buna rağmen kaçak yapılara bilerek göz yumuldu.

Topbaş'ın yeni planı: Son olarak da, son bir ay içinde, kaçak binaları yasallaştırmak, bölgede az miktarda kalan boşluk alanlara çok katlı yapıların yapılabilmesi için bir plan hazırlandı ve Topbaş tarafından Belediye Meclisi'ne sunuldu.

Ayamama 1995'te uyarmıştı: Basın Ekspres yolu dere yatağının paralelinde. 1995'te Erdoğan belediye başkanıyken yine sel olmuştu. Aslında doğa uyarmıştı. Buna rağmen yapılaşma hızla devam etti. Bugünkü afete açıkça davetiye çıkarıldı. Erdoğan da sonraki belediye başkanları da, bölgedeki yapılaşmanın bir afete yol açacağını biliyordu. Hem bilimsel raporlar hem de geçmişteki sel, açılan dava ve yargı kararları bu bilgiyi veriyor.

Rant çılgınlığı: Buna rağmen, rant değeri yüksek olan bölgede yapılaşmanın devamının tek nedeni rant çılgınlığı. Bu binalardan harç, vergi alıyorlar. Yakınlarına yapı izinleri veriliyor.

Niyet kentsel dönüşümü meşrulaştırmak: Başbakan'ın "halk engelliyor"dan kastı, kentsel dönüşüm adı altında dayattığı sürgün ve rant projelerinin halk tarafından reddedilmesi. Kentsel dönüşümün plan kararlarına karşı halkın kendi hakkını, çevreyi, toplum yararını savunması demokratik davranış. Erdoğan afetin sonuçlarını kentsel dönüşüm projelerini meşrulaştırmanın aracı olarak kullanmak istiyor.

Sadece Ayamama değil: Erdoğan Alibeyköy'de ıslah yapıldı, sorun yok, diyor. Oysa son yağmurlar o çevreye yağmadı. Kağıthane bölgesine önemli bir yağış olmadı. Dere ıslahına rağmen bu bölgeye de aynı oranda yağış olursa, yine geçmişteki gibi felaketler beklenmelidir. Sorun sadece Ayamama deresi değil. Aynı afetin başka vadilerde çok daha büyük mal ve can kaybına neden olabileceği, açık gerçek.

bianet 
Yazar Mesaj
point | Offline 22 Eylül 2009 Salı 23:59  hürriyetten mi topladın bu bilgileri
hürriyet gazetesinden yada dğer doğan medyasından topladıysan bu bilgileri bir kontrol et. kaç tanesinin hakkında yalan olduğuna dair dava ıçlmıs kaçına tekzip yayınlamışlar 
Yazar Mesaj
point | Offline 23 Eylül 2009 Çarşamba 00:10  Kimler varmıs o dönem arastırda ondan sonra çamur at.
Şimdi tepesinde helikopterler dolaşan Basın Ekspres Yolu daracıktı. Üç katlı bina, hele yasal bina hiç yoktu. Başta Sabah'ınki tabii. Ama Sabah'ın Genel Yayın Müdürü Zafer Mutlu'nun karşısında kim durabilir ki? Ne Başbakan Turgut Özal ne de Belediye başkanları Bedrettin Dalan ile Nurettin Sözen kaçak Sabah'a karşı koyamadı. Telefon bağlanmadı, elektrik bağlanmadı ama bir formül hep bulundu. Sabah'ın yanına tarihi köprü yok edilmek pahasına atv de kondurulunca... Ayamama Deresi yol geçen hanı oldu. Her yanı iki yıl içinde doldu. Çünkü arsalar bedava (!) idi. Tabii ANAP'lı olmak koşulu ile adamına... Babıâli bitti tamam da İkitelli medya merkezi olacak yer miydi? Merakla o binaların birinin tepesine uçak düşecek diye bekliyorum.

YAZININ TAMAMI OKUMAYA YÜREĞİN VARSA TABİİ


Ayamama Deresi çok kişiden intikam aldı...Dün Başbakan da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da aynı şeyi söyledi. Dereler yani su hiçbir şeyi unutmuyor. Ne yapıp ediyor, yolunu buluyor. Üstelik de giderken intikamını feci şekilde alarak. Hele İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulu çok eski bir kentte... Bizans'tan kalma su sarnıçları, kanalizasyon şebekesi ve Mimar Sinan'ın yaptırdığı köprüler hâlâ kullanılıyor. Üstelik yeniler çöküyor, 500 yıllıklar dimdik ayakta...
Kentin içini temizlemek güzel. Tabii ki hırdavatçılar, matbaacılar, demirciler, boyacılar kent dışında belli yerde olsunlar. Avrupa ve Amerika'da olduğu gibi. Ama yeni yerleşim birimi de dere yatağında olmasın değil mi?

Dün bizim gazeteden Hakan Aygün ile Hürriyet'ten Cengiz Semercioğlu yazmış. Sel baskınında üzerinde onlarca haberci helikopteri dolaşan Ayamama Deresi'ni anlatmışlar. "Benim denize giden yolumu kapattınız, taaa Mimar Sinan'ın yaptığı köprüyü bile atv için yok ettiniz" diyerek adeta isyan eden Ayamama Deresi... Avrupa otobanı ile havalimanını bağlayan 'Basın Ekspres Yolu', tam 'Ayamama Deresi' üzerindedir. Sağında solunda kurulan Güneşli, Bağcılar, İkitelli gibi en fazla 20 yıllık yeni semtler de bu yolun devamıdır.

Hakan ile Cengiz'den yaklaşık on yıl önce, ekmek aramaya gittim oraya... Şimdi İş Bankası olan Medya Plaza binası inşaat halinde iken. Sabah ve atv'nin patronu Dinç Bilgin, beni ve servisimi 'yedek sayfa' olduğumuz için erken göndermişti. Size yemin ederim tam bir yıl boyunca Sabah Gazetesi'nin magazin sayfalarını, boru ve elektrik ustalarının yanında hazırladık. Bilgisayar sistemi takıldıktan sonra diğer servisler geldi. Sabah'ın bahçesinde koyunlar otlardı, tavukları kovalardık. Her yanımız sadece gecekondu idi. Hürriyet nerede? Daha Cağaloğlu'nda idi ve hâlâ daktilo ile yazan gazetecileri vardı. Ünlü mimar ağabeyimiz Aydın Boysan, Hürriyet Towers'ı bitirmeye uğraşıyordu.

Şimdi tepesinde helikopterler dolaşan Basın Ekspres Yolu daracıktı. Üç katlı bina, hele yasal bina hiç yoktu. Başta Sabah'ınki tabii. Ama Sabah'ın Genel Yayın Müdürü Zafer Mutlu'nun karşısında kim durabilir ki? Ne Başbakan Turgut Özal ne de Belediye başkanları Bedrettin Dalan ile Nurettin Sözen kaçak Sabah'a karşı koyamadı. Telefon bağlanmadı, elektrik bağlanmadı ama bir formül hep bulundu. Sabah'ın yanına tarihi köprü yok edilmek pahasına atv de kondurulunca... Ayamama Deresi yol geçen hanı oldu. Her yanı iki yıl içinde doldu. Çünkü arsalar bedava (!) idi. Tabii ANAP'lı olmak koşulu ile adamına... Babıâli bitti tamam da İkitelli medya merkezi olacak yer miydi? Merakla o binaların birinin tepesine uçak düşecek diye bekliyorum.

Bugün bile 'Ayamama Deresi' yüzünden onlarca vatandaşımız hayatını kaybediyorsa, milyarlarca liralık maddi zarar oluyorsa gerçek suçlular bellidir. Topbaş kibar adam. "Hepimiz suçluyuz" diyor. Ben size daha açık konuşuyorum. Oralarda gecekondu diken uyanık köylü de suçlu, şimdilerde Beyaz Rusya'da firari durumda yaşayan Bedrettin Dalan da... Dalan Bey eserinle gurur duyabilir.

Ama ortada bir başka utanılacak durum daha var. Halktan bilinçli saklanan durum... TV kameraları neden sadece varoşlarda ve yollarda çekim yaptılar? Selimpaşa evlerini zengin evi saymıyorum. Oysa zenginlerin oturduğu pek çok sitede birinci katlar oturulmayacak halde. Çünkü kuzeyden taa Haramidere'den yola çıkan yağmur suları, Ayamama Deresi olarak azdı. Önüne çıkan her şeyi devirerek Ataköy'de denize ulaşmak istedi. Nedense haber helikopterleri her biri milyon dolarlık Ataköy evlerini görmedi. Veya onlar yayına sokulmadı. O evler 9 şiddetinde depreme göre yapılsın. Yıkılmaz ama sular basınca da böyle olur. Çünkü Ataköy halk dili ile resmen bataklıktır. 1955 yılında saka kuşları tuttuğum bataklık... Bakın dereler bunu nasıl hatırlatıyor. Oraya ev izni veren kim, ev alıp oturan kim? Bize ne de...

Gariban halkın sefil hali, yağmacıların rezilliği manşet yapılınca isyan ediyorum. Çünkü "Hükümet ve belediye acizdir, iş bilmiyor, her küçük olayda eli ayağı dolanıyor" denmesi için

güzel bir malzeme. Sakın AK Parti'yi veya Başbakanı savunuyorum sanmayın. Ama ülkeyi bu hale getirenlerin maskeli suratlarına dayanamıyorum.

İnşallah düşündüğüm olmaz. Şu satırları yazarken yağmur bulutları Anadolu yakasına geçiyordu. Aynı şiddetle bir yağmur Kadıköy'e yağarsa... Yarın Kadıköy'ün büyük Başkanı Selami Öztürk'ü anlatacağım.

Aykut Isıklar 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 23 Eylül 2009 Çarşamba 01:14  
hep laf kalabalığı.

mimarlar odası belediye başkanı tayyipi uyarmış mı, uyarmış.

bilirkişi imar olmaz, sel basar demiş mi, demiş.

mahkeme raporlar ve uzman görüşleri doğrultusunda imar olmaz demiş mi, demiş.

bütün bunları dinlemeyen, mahkeme kararına uymayan tayyip ayamamayı imara açmış mı, açmış.

12 yıl öncesinden uyarılan olaylar geçen gün gerçekleşip milyonlarca lira zarar, 30 can kaybı olmuş mu olmuş.


daha ne bıdı bıdı ediyorsunuz. mahkeme kararı belli, uzman kararı belli, imara açan belli. sabahmış, zamanmış, aykut ışıklarmış kim takar gerisini. 
Yazar Mesaj
point | Offline 23 Eylül 2009 Çarşamba 10:28  Kalabalığı yapan sensin
Neredenden algılıyorsan sen okuduklarını ters tarafından algılamayı dene bir kerede de istersen.

Ayamamanın iskana açılması ve talan edilmesi Basbakanının belediye baskanlığı döneminden öncesine rast geliyor.

Ve oraya talan eden isimlerin basındada senin hocanın suan yönetiminde olduğu DOĞAN GRUBU ve Sabah Grubunun eski sahibi geliyor.

Sen algı sorununla ilgili bir doktorla falan görüs. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 25 Eylül 2009 Cuma 01:59  
bu kadar şaşkın bir cemaat olur, imamı bop başkanı olursa normal tabi.

önce chp döneminde dediler, hemen düzelttiler, ilk iftiranın hiçbir değeri yoktu çünkü, tek bir tutunacakları dalı.

bu sefer özal, bedrettin dalan diye saçmalamaya başladılar.

tutundukları nokta ise ayamama bölgesinde dalan döneminde çeşitli planlamalar yapılması.

herşeyden önce bölge kavramı başka bir şey, dere yatağı başka birşey.
karadenizden kilometrelerce içeride olan arsa da karadeniz bölgesinde, yüzlerce metre yüksekteki dağ tepesi de, karadenizin dalgalar vuran kısmı da karadeniz bölgesinde, herşeyden önce şu ilkokul kafasına sahip olsalar sorun kalmayacak.

ayamama bölgesi osmanlıda ayastefanos ve mariköy, bugünkü bakırköy, yeşilköyü de içine alıyor.

cumhuriyet döneminde bölgenin tanımı daralıyor, ara kısmı var tabii ki isteyen araştırsın baksın.

dalanın yaptığı planlar daha önceki ayamama bölgesini daraltıyor. yine de dere taşkın bölgeleri hesaplanıyor, mühendis raporları göz önüne alınıyor ve bu şekilde uygulanıyor.
dalan icraatları ileride gecekondulaşmaya yol açabileceği nedeniyle eleştirilebilir sadece.

oysa aklın bittiği yer tayyip erdoğan döneminde başlıyor. yeşil alan olarak koruma altındaki bölgeler, dere taşkın bölgeleri, dere yatağı, ne kadar tehlikeli yer varsa imara açılmak isteniyor.

akıldan uzak, cep doldurmaya yakın bu olaya tabii ki işin uzmanları oda olarak itiraz edip mahkemeye başvuruyor.

dalan dönemiyle ilişkisi olmayan, dere taşkın bölgesi, dere yatağı, 1. derece sel alanlarının, uzman, mahkeme ve herşeyden önce akıl ve vicdana uymamasına rağmen nasıl ve kaç milyon dolar döndüyse erdoğan başkanlığı döneminde hukuksuzca imara açılıyor.

bu kadar basit.

ve hala bu şaşkınlar suçlarını bile bile önce hiç alakası olmayan chpye, tutunamayacaklarını anladıklarında dalana saldırmaktan geri kalmıyorlar.

boşuna felaket üzerinden siyaset yapmamak lazım demiyor, çünkü tek sorumlusu kendisi terörün hortlamasında, onca şehitin verilmesinde olduğu gibi bu selde ölenlerde ve milyonlarca lira zararda sorumlu olduğu gibi.

dalan dönemindeki planlar ve yapılaşma bu kadar akıldan uzak değildir, uzmanların dere taşkın alanıdır, 1. derece sel bölgesidir dediği yerlerin hiçbiri yoktur, özellikle dikkat edilmiştir. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 07:46  
ilk mesajda ayamama gerçeği belli.brbrne kadar saf bir millet ki oy ve para uğruna rüşvetçi yönetim politikası izleyen belediye başkanını ülke idaresine getiriyor.brbrapaçık ortada, o dönem insanların canını düşünmeden, çocuğunu trafikteki cinayeti kapansın diye amerikalara kaçırıp, okutmak adına kamuyu peşkeş çekene daha büyük yetki verirsen haliyle kanun çıkarma, yabancıya tapu verme, ülkeyi satma icraatlarını daha büyük ölçüde yapacak.brbrşu %47nin hiç ağlamaya hakkı yok ta, ağlasa da farketmez artık, türkiyenin borcu amerikayla yarışıyor, ürettiği birşey kalmamış, kanser yapan ithal gıdalarla doyduğunu sanıp şükrediyor hala, basın gizlemese de akpnin yasaları yüzünden kanser olup ölen vatandaşın sayısını bir açıklasa. 
Yazar Mesaj
point | Offline 8 Şubat 2011 Salı 10:03  saf senin gibiler
ilk mesajda son mesajına kadar yalan dolan.. sen Vedat Alp in chpli oldugunu bilmeyip hocayı eleştiriyor diye akpli ilan eden dunyadan bir haber adam.. ayabamayı da peskeş cekenler ve alanlar su sarısungurda koyluyu soyanlarla aynı kafadakiler. sen kıcındaki donun yıtık da baskasının donu yırtıkmı değilmi ona bakmaya calışıyorsun. kendi yırtıgındanda haberin yok. gelen ruzgardan da mı etkilenmiyorsun 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 36362
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com