Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Politika

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
Eskişehirdeki NAZIM İMAR PLANI Oyunu
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:02  Eskişehirdeki NAZIM İMAR PLANI Oyunu
İmar planının yine yonetmeliklere aykırı olarak hazırlandığı ortaya cıktı.

Meclise getiriliş şekli ve kabul edişindeki şaibelerse cabası.

Kavga gurultuye getipip planı geçirmek için oturum için gereken sayıyı yakalamak adına oturuma katılmayan bir üyeyi bile var göstermekten utanmadılar.

Nasıl olsa bize birsey olmaz bak suana kadar da olmadı mantığıylamıdır artık bu bası bosluklarının nedeni orası belli değil.

Fakat bir gercek varki kesinlikle ciddi rant planları yapıldı bu planla birlikte. Yaşananlarda bunu kanıtlar nitelikte.

Öyleki önceden onay verdikleri universite alanını çok verimli kabak yetiştircez diye planda yok sayanlar yine birinci sınıf tarım alanlarını da aynı planda spor alanına cevirdiler. Halkın itirazları karşısında ise gazetecileri farklı bir yere gmtürüp burası tarım alanı değil bakın neresi tarla diye farklı yerleri gözterdiler.

Ki aynı kişiler seçimlerden önce akp li adayların Ataturk stadını yıkıp yeni olimpik bir stad yapma projelerini ayarsızca eleştirmişlerdi. Hatta aynı kişiler eses için 11 kıllı bacakla işimiz olmaz derken şimdi tarım alanlarını spor için ayırmaya niyetlenmişler.

Ki aynı kişiler kentin parası yok çöplük falan yapılamıyor derken senfoniye butcede 12 milyon ayırmayı da ihmal etmediler.

Bu imar planı üzerindeki rant oyunlarına kim dur diyecek! 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:04  O araziler itiraz edilen araziler değil
Tepebaşı İlçesi İl Genel Meclis üyesi M. Dündar Ünlü Meclis toplantısında gündem dışı yaptığı konuşmada; bir gün önce Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in basını alarak tarım arazisi diye gösterdiği metruk ve toprağı alınmış olan arazinin ‘bu alanlar mıdır tarım arazisi’ diyerek basını ve kamuoyunu yanıltma yolunu seçtiğini söyledi

İtiraza konu olan arazilerin basına gösterilen yerler olmadığını savunan Ünlü, “tarım yapılan ve halkın geçimini sağladığı 1. sınıf toprağa sahip tarım arazileridir” dedi.

Ünlü, daha önce Üniversite ve köylüler arasında mahkemelik olan ve Danıştay’ın 1.sınıf tarım arazisi diyerek Üniversitenin istimlak kararını iptal etmesine rağmen Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini, yapılan 1/25 binlik planların kişisel düşüncelerle ve hırsla yapıldığını, planların objektif olarak ön yargısız ve tarafsız yapılması gerektiğini ifade etti.

Geçimini tarımla sağlayan Muttalıp halkının bu olaydan çok rahatsız olduklarını dile getiren Ünlü, “halk bugün Üniversite mi, Belediye mi istimlak edecek diye tedirgin olmaktadır. Mahkemelerle uğraşmaktan kendi işleriyle uğraşamaz duruma gelmişlerdir. 11 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve rektörlük yapmış olan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’nin doğru söylememe gibi bir alışkanlığı vardır. Bu yüzden de medyayı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmektedir. Gerekirse Muttalıp halkıyla birlikte itiraza sebep olan arazileri medyaya gezdirebiliriz. Buraların metruk arazi mi, 1.sınıf tarım arazisi mi olduğunu kendi gözleriyle görmelerini ve kamuoyunun da doğru bilgilenmesini sağlayabiliriz” diye konuştu.

Ünlü, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i medyayı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmesinden dolayı kınadığını dile getirdi.



sonhaber

Yukarıdaki haber buyukersenin ne tarlası diye gazetecileri bir yere götürüp bakın burası tarım arazisi değil itiraz edenler yalan söyluyorlar diye yaptığı acıklamalardan sonra yerel gazetelerde cıktı. 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:07  Plan nasıl hazırlandı içinde ne var
Planın nasıl hazırlandığı ve içeriği tamamen kapalı kapılar ardında yapıldı. Kamuoyundaki eleştiri ve sorular uzun sure yanıtsız kaldı.

Bunun nedeni herseyi kitabına uydurduktan sonra yanıt vermek için zaman kazanmaktı belki de.

Sonucta meclis uyelerinin hatta imar komisyonu uyelerinin bile gormediği incele sansı verilmeyen bir plan meclise getirildi ve yaratılan tartısma ortamında orada olmayan bir uye bile var gozterilerek geçirildi. Yangından mal kacırır edasıyla yapıldı bu da. 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:11  NAZIM İMAR PLANI ve ESKİŞEHİR’DEKİ UYGULAMALAR
Dr. Ertuğrul KARAŞ -Ziraat Yüksek Mühendisi

NAZIM İMAR PLANI
Onaylı halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olan, varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hazırlanan ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır.

ÇEVRE DÜZENİ PLANI NEDİR ?
Ülke ve varsa bölge planı kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen, 1/100 000, 1/ 50 000 veya 1/25 000 ölçekte Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca İmar Kanunu çerçevesinde yapılan, yaptırılan ve onaylanan, raporuyla bir bütün olan plandır.

İMAR PLANLARINDA BAKANLIĞIN YETKİSİ NEDİR ?
Bakanlık gerekli görülen hallerde, kamu yapıları ile ilgili imar planı ve değişikliklerinin, umumi hayata müessir afetler dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu Kanununun uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan değişikliklerinin, birden fazla belediyeyi ilgilendiren metropoliten imar planlarının veya içerisinden veya civarından demiryolu veya karayolu geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını, ilgili belediyelere veya diğer idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re'sen onaylamaya yetkilidir. (Bir kamu hizmetinin görülmesi maksadı ile resmi bina ve tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, valilik kanalı ile ilgili belediyeye talimat verebilir veya gerekirse imar planının resmi bina ve tesislerle ilgili kısmını re'sen yapar ve onaylar.

KİMLER İMAR PLANI YAPABİLİR? “İmar Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Ehliyet Durumlarına Ait Esaslar” adlı yönetmeliğin 6. Maddesinin B fıkrasında imar planlarını kimlerin yapacağı açıklanmaktadır.
Söz konusu fıkrada;

Planlama işlerini yapacak müelliflerde, Üniversite, Akademi veya Yüksek Okulların şehir planlama, bölge planlama, kentsel tasarım veya mimarlık fakülte veya bölümlerinden, şehir plancısı, bölge plancısı, kentsel tasarımcı veya mimar ünvanları alarak mezun olmaları veya bu disiplinlerden birinde lisans üstü öğrenimi yaparak Master veya Doktor derece ve ünvanlarını kazanmış olmaları şartı aranır” denmektedir.

PLANLAR NASIL ONAYLANIR ?
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde; belediye meclislerince aynen veya değiştirilerek onaylanıp yürürlüğe giren imar planları Belediye başkanınca mühürlenir ve imzalanır. Mühür ve imza süresindeki gecikmeler, imar planının tatbikatını engelleyemez. Belediye meclislerince uygun görülmeyen imar planı teklifleri gerekçeleri belirtilmek suretiyle, Belediye Başkanlığınca 15 gün içinde ilgilisine yazı ile bildirilir.

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında; il idare kurullarınca karar verilen imar planları valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Valilikçe uygun görülmeyen imar planı teklifleri gerekçeleri belirtilmek suretiyle 15 gün içinde ilgilisine yazı ile bildirilir.

Onaylanmış planlar; onay tarihinden itibaren ilgili idarece herkesin görebileceği şekilde ilan yerlerinde asılmak ve nerede nasıl görülebileceği mahalli haberleşme araçları ile duyurulmak suretiyle 30 gün süre ile ilan edilir. 30 günlük ilan süresi içinde planlara itiraz, ilgili idare nezdinde yapılır.

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerlerde; belediye başkanlığınca Belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planlar, belediye meclisince 15 gün içinde incelenerek gerekçeleri de belirtilmek suretiyle kesin karara bağlanır ve karar tarihinden itibaren 15 gün içinde belediye başkanlığınca ilgilisine yazı ile bildirilir.

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerde; valiliğe yapılan itirazlar, valilikçe 15 gün içinde incelenerek gerekçeleri de belirtilmek suretiyle kesin karara bağlanır ve bu tarihten itibaren 15 gün içinde valilikçe ilgilisine yazı ile bildirilir.

* * *

TC Çevre Orman Bakanlığı, Eskişehir Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün 2006 yılında yayınlanan “Eskişehir İl Çevre Durum Raporu”nun 175.sayfasındaki F.4.3. Korunması Gereken Alanlar başlıklı bölümünün altında yer alan F.4.3.1 Onaylı Çevre Düzeni Planlarında Mevcut Özellikleri Korunacak Olan ve Yapılaşma Yasağı Getirilen Alanlar (Tabii Karakteri Korunacak Alanlar, Biogenetik Rezerv Alanları, Jeotermal Alanlar vb) alt başlıklı bölümünde “Eskişehir ili 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni planı 15.04.2005 tarihinde Eskişehir Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde il genel meclisinin 03.05.2006 tarih ve 57 sayılı kararı ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 08.05.2006 tarih ve 8/114 sayılı kararı ile incelenmiş ve onanmıştır. “ denmektedir. İfadeleri vardır.
F.4.3. Korunması Gereken Alanlar başlıklı bölümünün altında yer alan F.4.3.2. Tarım Alanları; Tarımsal Kalkınma Alanları, Sulanan ve Sulanması Mümkün Olan ve Arazi Kullanma Kabiliyeti I, II, III ve IV olan alanlar, Yağışa bağlı tarımda kullanılan I ve II.sınıf ile Özel Mahsul Plantasyon Alanlarının Tamamı alt bölümünde “Bu Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi E ve F başlıkları altında verilmiştir” ifadesi vardır. Belirtilen bölüm bahsi geçen eserin 129. sayfasındaki E.3.Arazi başlıklı E.3.1 Arazi Varlığı ve E.3.1.1.Arazi sınıfları alt başlığı bölümünde ve 131. sayfadaki E.3.1.2. Kullanım Durumu bölümünde yayınlanan HARİTA E.1.İlimiz Tarımsal Alanlarının Sınıfsal Dağılımı başlıklı haritada NAZIM İMAR PLANI’nda spor köyü olarak tanımlanan alanın 1. sınıf sulu tarım alanı olarak tanımlanmıştır.
Bahis konusu eserin 252. sayfasında aşağıda görüntüsü verilen Eskişehir İli Çevre Düzeni Planı haritası ile Metropolitan Bölgesi planı aşağıda verilmiştir.



Bu itibarla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İl Genel Meclisince onaylanan NAZIM İMAR PLANI’nın yukarıda bahsi geçen ve 15.04.2005 tarihinde Eskişehir Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde il genel meclisinin 03.05.2006 tarih ve 57 sayılı kararı ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 08.05.2006 tarih ve 8/114 sayılı kararı ile incelenmiş ve onaylanan Eskişehir 1/100.000 ölçekli ÇEVRE DÜZENİ PLANI’na ve adı geçen planda kabul edilen ilke ve kararlara uygun olmadığı açıkça görülmektedir.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 2 Kasım 1985 - Sayı: 18916 (1.Mükerrer) başlığı ile yayınlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin "İMAR PLANI YAPILMASI VE DEĞİŞİKLİKLERİNE AİT ESASLARA DAİR YÖNETMELİK" olan ismi 17.3.2001 tarihli 24345 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğin 1. maddesi hükmü gereğince "PLAN YAPIMINA AİT ESASLARA DAİR YÖNETMELİK" olarak değiştirilmiştir” denmektedir. Bu yönetmeliğin “Madde 3 - Bu Yönetmelik adı geçen terimler aşağıda tanımlanmıştır” alt bölümünde Revizyon Planı, “Her tür ve ölçekteki planın ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı veya sorun yarattığı durumlar ile üst ölçek plan kararlarına uygunluğun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi sonucu elde edilen plandır” şeklinde tanımlanmaktadır.
3194 sayılı imar kanununun 8.maddesinin c ek bendinde (Ek bend: 03/07/2005-5403 S.K./25.mad) “Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz” hükmü açıkça ifade edilmektedir. Bu kanun hükümlerince herhangi bir belediye NAZIM İMAR PLANI’nın kanun hükmüne aykırı olamayacağı açıktır. Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce alınan karar gereği kabul edilen söz konusu NAZIM İMAR PLANI, 3194 sayılı İMAR KANUNU’nun ilgili hükmüne aykırıdır.
03/07/2005 tarihinde kabul edilen 5403 sayılı TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU’nun 3.maddesinin e bendi hükümlerine göre söz konusu arazi bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topografik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan mutlak tarım arazisi hüviyetini haiz olup, aynı kanunun aynı maddesinin l bendinde tarif edilen “toprak bozulmasına neden olmayacak şekilde arazinin en uygun kullanım şeklini belirlemek için kullanım ve koruma verilerini bir araya getirerek temel toprak etütlerine ve iklim koşullarına dayalı yapılan plânlamalara yönelik arazi yetenek sınıflamasına” göre ise 1. sınıf tarım arazisidir. Aynı kanunun 4.maddesinde ARAZİ MÜLKİYET HAKKININ KULLANIM ESASI adı altında belirtilen “Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür” hükümleri vardır. 5403 sayılı kanunun TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMI başlıklı 13. maddesinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla” der. 13.maddenin g bendinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir”.hükmünde olup, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına konu araziler açıkça ortaya konmuş olup, mutlak tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin başka bir amaca tahsis edilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Aynı kanunun TARIMSAL POTANSİYELİ YÜKSEK BÜYÜK OVALARIN BELİRLENMESİ VE KORUNMASI başlıklı 14. maddesinde ise “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir. Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır. Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla” hükmü yer almaktadır. İlgili hüküm gereğince Eskişehir Büyükşehir Belediyesince bu konuda yetkili olan TOPRAK KORUMA kurulu’na herhangi bir müracaatta bulunulmuş mudur? Bulunulmuş ise alternatif bir alan arayışı söz konusu edilmiş ve bu alanlar Toprak Koruma Kurulu tarafından değerlendirmeye alınmış ve söz konusu alan için Toprak Koruma Kurulunun uygun görüşü var mıdır? 5403 sayılı kanunun TARIM ARAZİLERİNİN YANLIŞ KULLANIMLARINDA UYGULANACAK CEZALAR başlıklı bölümünde yer alan 20. maddesi hükümlerine göre ise “Tarımsal amaçlı arazi kullanımlarında, tarımsal amaçlı arazi kullanım plân ve projelerine uyulması zorunludur” hükmü ile beraber “Bu plân veya projelere aykırı hareket edilerek arazi tahrip edilmiş veya diğer koruma ve üretim yapılarına zarar verilmiş ise valilikçe tespit yaptırılarak sorumlular bir kez uyarılır ve projeye uygunluk sağlanması için azami üç ay süre verilir. Bu sürenin sonunda aykırı kullanımların devam etmesi durumunda faaliyet durdurulur” ifadesi vardır.
Bu durumda yapılması gereken iş, öncelikle planın bu yönleriyle de ele alınarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın konuya müdahil olarak reddedilerek konuya taraf ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Valilikçe görevlendirilen Toprak Koruma Kurulu) bir revizyon planı hazırlanması ve konunun kamuoyunda ilgili sivil toplum kuruluşları, şehir plancıları tarafından tartışılarak ve Çevre Koruma ve Arazi Kullanma Kabiliyet Sınıfları, Planlama İlkeleri bakımından uygunluğu temin edildikten sonra, bir oldu-bittiye getirilmeden uygulanmasıdır.


yukarıdakileri de okuyanlar gorecektir ki daha öncedende eylemleri ile yonetmelikleri ve kanunları hatta kendi cıkardıkları yonetmelikleri çignemekten cekinmeyenlerin yine aynı sekilde kendi kuralımızı kendimiz koyarız mantığı ile eylemde bulunduklarını görebilirsiniz 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:16  ESKİŞEHİR İLİ NAZIM İMAR PLANININ SONUÇLARI VE YASAL DURUM
ESKİŞEHİR İLİ NAZIM İMAR PLANININ SONUÇLARI VE YASAL DURUM

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde 23 Ekim günü alınan bir kararla NAZIM IMAR PLANI kabul edildi. Söz konusu planda Sivil Havacılık yüksek okulunun kuzeyinde kalan ve Muttalip'in batısında kalan ve Kozkaya köyüne kadar olan yaklaşık 12.000 dekarlık (12 milyon metrekare) 1. sınıf tarım arazisi spor köyü olarak ilan edildi.

Nazım İmar Planında “spor köyü” olarak tanımlanan bölge Eskişehir merkez ilçede sebze üretiminin en yoğun olarak yapıldığı bir bölgedir. Yılda ortalama 4 ürünün alınabildiği söz konusu araziler Eskişehir'in gıda ambarı, başlıca sebze üretim alanı niteliğindedir. Bölgeden yaz aylarında her gün onlarca tırlık sebze İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya gibi bölgelere gönderilmekte olup, bu alan bölgede üretimde bulunan ve işçi olarak çalışan binlerce insanın hem gelir, hem çalışma ve hem de geçim kapısıdır. Bölgeye yakın semtlerden Çamlıca, Yeşiltepe, Esentepe ve Zincirlikuyu mahallerinde ve civardaki yakın köylerde oturan ailelerin başlıca çalışma alanı bu verimli tarım arazileridir. Bu ve yakın semtlerden getirilen işçiler ihtiyacı karşılayamamakta, Eskişehir’e yakın il ve ilçelerden, hatta Urfa, Mardin, Diyarbakır, Konya gibi uzak illerden yaz döneminde bölgeye çok sayıda insan çalışmaya ve ekmek paralarını çıkarmaya gelmektedir. Sebze üretiminin yapısı gereği entansif bir nitelikte oluşu, yani çok yoğun işgücü ve tarımsal girdi ihtiyacı söz konusudur. Bu itibarla örneğin kuru şartlarda buğday-arpa gibi hububat yetiştiriciliği yapılan 1000 dekarlık bir işletmeyi bir çiftçi kendi başına rahatlıkla işleyebilir ve üretim yapabilir, ancak söz konusu alan sebze üretimi olduğunda dekar başına ortalama 2-3 kişiye ihtiyaç olmakta, bahsi geçen 12.000 dekarlık alan için gereken işgücünün kabaca 20-25 bin olacağı söylenebilir. Her bir ailenin ortalama dört-beş kişiden meydana geldiği varsayılarak hesaplandığında ise ortalama 80-100 bin kişinin geçim kaynağını bu arazilerin teşkil ettiği söylenebilir. Bahsi geçen tarım arazileri Türkiye’nin ve Eskişehir’in en verimli arazilerinden olup, bölgemiz iklim şartlarında çok çeşitli sebzelerin üretilmesine elverişlidir. Porsuk barajından DSİ’nin sulama kanalları ve açılan kuyulardan yapılan sulamalarla Nisan-Kasım ayları arasındaki 8 aylık sürede kesintisiz, verimli bir üretim yapılmaktadır. Son derece uygun toprak ve topoğrafik şartlar ve iklim sebebiyle Türkiye’de pek çok üründe rekor üretimleri gerçekleştirebilecek kalitededir. Eskişehir’de % 9 civarında kalan, son derece dikkatli olunması ve mutlak koruma altında kalması gereken bu topraklarda dekar başına yılda örneğin 10-15 ton domates, 6-8 ton ıspanak, 12-14 ton marul, 10-15 bin demet maydanoz, 2000 kasa roka, dereotu, acı tere, pırasa, karnabahar, taze soğan, taze fasulye, barbunya gibi belli başlı sebzelerin yetiştirilebilme potansiyeli mevcut olup; dekara ortalama brüt gelir 10.000 TL civarındadır. 12.000 dekar civarındaki bu alanın üretim potansiyelinin değerini kabaca ifade etmek gerekirse 120 milyon TL (120 Trilyon YTL) olduğu söylenebilir. Bu rakama bölgede üretimde kullanılan tohum, fide, ilaç, gübre, enerji (elektrik ve motorin), nakliye, pazarlama gibi üretimin girdileri dahil edilmemiş olup; bunlar da dahil edildiğinde yaklaşık 250 milyon TL (250 Trilyon YTL) civarında bir potansiyel ekonomik faaliyetten söz edilebilir. Söz konusu rakamın Eskişehir ekonomisindeki yeri göz ardı edilmeyecek bir rakam olduğu inkar edilmez bir gerçektir.

Esentepe mahallesinde bu planın en güneyinde yer alan 1.sınıf tarım arazilerinin bir kısmı havaalanının büyük kapasiteli uçakların iniş ve kalkışına sağlanacak olması sebebiyle içinde bulunduğumuz 2009 yılında tamamlanmış ve bir zaruri durum sebebiyle bu iş gerçekleştirilmiştir. Havaalanının pist işlerinin tamamlanması sonrasında Eskişehir’de söz konusu yöreye yakın arazilerde üretilen ürünlerin ülke içi belli başlı merkezler ile Avrupa, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere kargo uçakları ile gönderilmesi mümkün olabilecektir. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın spor köyü için belirtilen alanı seçmiş olması ve başka hiçbir arayışta bulunmamış olması anlaşılır şey değildir.

Adı geçen NAZIM İMAR PLANI’nın hayata geçirilmesi ile sadece yukarıda bahis konusu edilen verimli 1. sınıf tarım arazileri değil, binlerce insanın iş ve aş kapıları da ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’nce kapatılmış olacaktır. TC Kanunları hiçe sayılarak hazırlanan planın hazırlayıcıları ve onaylayanlar bu planla sadece verimli toprakların mezarını kazmak için bir girişimde bulunmuş olmamakta, aynı zamanda Türkiye'de arazi varlığı için zaten % 6.4 seviyesinde kalan 1. sınıf kalitedeki arazilerin de ortadan kaldırılmasına sebep olmaktadırlar. Şehirleşmenin giderek en fazla tehdit ettiği, mutlak koruma altına alınması gereken bu gibi alanları görerek koruması gerekenlerin, arazi tecavüzünde, toprak katliamında, toprakların defin merasiminde başrolü oynamaları düşündürücü ve vahim bir gelişmedir.

Bölgedeki araziler 1. sınıf ve mutlak tarım arazisi olup, inşaat izni yoktur ve söz konusu araziler hem 3194 sayılı İMAR ve hem de 5403 sayılı TOPRAK KORUMA KANUNU’na göre başka bir amaçla kullanımı yasaklanmıştır. Bu kanunlara göre bölgede mülkiyet sahibi olduğu tarım yapılan bu arazilerde vatandaşın 1 metrekarelik inşaat yapabilmesi mümkün olmadığı gibi, tarımsal amaçlı olanlar dahi izne tabidir. Aksine hareket edenler hakkında yasal işlemler yapılmaktadır. Bu durum mülkiyeti altındaki araziye sahip vatandaş için böyle iken, Büyükşehir Belediyesinin bölge arazileri için inşaatın daniskasını planlayarak inşaatın yasaklandığı bölgede spor köyü inşa etme planlarını yaptığını hayret ve ibretle öğreniyoruz. 10 Kasım 2009 günü Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinde bu konu ile ilgili olmak üzere kendisini ziyarete gelen Futbol Federasyonu Başkanı Özgener’in,
Eskişehir’in bir tek stadyum eksiği kaldığını söylemesi üzerine Başkan Büyükerşen Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylanan 1 / 25 binlik planlarda Muttalip Yolu’ndaki çok büyük bir alanın her türlü spor tesislerine sahip ideal bir spor köyü alanı olarak planlandığını belirterek“Spor Köyü’nde 30 – 35 bin kişilik bir stadyum başta olmak üzere, kapalı spor salonları, olimpik yüzme havuzları ile bütün spor branşlarının ihtiyaçlarına cevap verecek tesisler yer alıyor. Bu büyük projede ulaşım, oto park ve diğer tüm donatılar ile kentin en az 50 yıl sonraki nüfus artışı da dikkate alındı. Japonya, Çin ve Güney Kore’deki emsal tesisleri örnek aldık. Türkiye’de hepimiz büyük düşünmek zorundayız. Bu projenin herkesin desteğiyle etap etap yaşama geçirileceğini umuyorum” diyor. Anlıyoruz ki, Büyükerşen inşaatta Japonya, Çin ve Kore’yi almış; ancak Japonlar, Çinliler ve Koreliler 1. sınıf verimli tarım arazilerine bu inşaatları yapmıyorlar, bu marjinal arazileri göz bebekleri gibi muhafaza ediyor ve gelecek nesillerinin günah ve veballerini almıyorlar Sayın Başkan.

3194 sayılı imar kanununun 8.maddesinin c ek bendinde (Ek bend: 03/07/2005-5403 S.K./25.mad) “Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz” hükmü açıkça ifade edilmektedir. Bu kanun hükümlerince herhangi bir belediye NAZIM İMAR PLANI’nın kanun hükmüne aykırı olamayacağı açıktır. Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce alınan karar gereği kabul edilen söz konusu NAZIM İMAR PLANI, 3194 sayılı İMAR KANUNU’nun ilgili hükmüne aykırıdır.

03/07/2005 tarihinde kabul edilen 5403 sayılı TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU’nun 3.maddesinin e bendi hükümlerine göre söz konusu arazi bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topografik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan mutlak tarım arazisi hüviyetini haiz olup, aynı kanunun aynı maddesinin l bendinde tarif edilen “toprak bozulmasına neden olmayacak şekilde arazinin en uygun kullanım şeklini belirlemek için kullanım ve koruma verilerini bir araya getirerek temel toprak etütlerine ve iklim koşullarına dayalı yapılan plânlamalara yönelik arazi yetenek sınıflamasına” göre ise 1. sınıf tarım arazisidir. Aynı kanunun 4.maddesinde ARAZİ MÜLKİYET HAKKININ KULLANIM ESASI adı altında belirtilen “Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür” hükümleri vardır. 5403 sayılı kanunun TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMI başlıklı 13. maddesinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla” der. 13.maddenin g bendinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir”.hükmünde olup, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına konu araziler açıkça ortaya konmuş olup, mutlak tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin başka bir amaca tahsis edilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Aynı kanunun TARIMSAL POTANSİYELİ YÜKSEK BÜYÜK OVALARIN BELİRLENMESİ VE KORUNMASI başlıklı 14. maddesinde ise “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir. Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır. Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla” hükmü yer almaktadır. İlgili hüküm gereğince Eskişehir Büyükşehir Belediyesince bu konuda yetkili olan TOPRAK KORUMA kurulu’na herhangi bir müracaatta bulunulmuş mudur? Bulunulmuş ise alternatif bir alan arayışı söz konusu edilmiş ve bu alanlar Toprak Koruma Kurulu tarafından değerlendirmeye alınmış ve söz konusu alan için Toprak Koruma Kurulunun uygun görüşü var mıdır? 5403 sayılı kanunun TARIM ARAZİLERİNİN YANLIŞ KULLANIMLARINDA UYGULANACAK CEZALAR başlıklı bölümünde yer alan 20. maddesi hükümlerine göre ise “Tarımsal amaçlı arazi kullanımlarında, tarımsal amaçlı arazi kullanım plân ve projelerine uyulması zorunludur” hükmü ile beraber “Bu plân veya projelere aykırı hareket edilerek arazi tahrip edilmiş veya diğer koruma ve üretim yapılarına zarar verilmiş ise valilikçe tespit yaptırılarak sorumlular bir kez uyarılır ve projeye uygunluk sağlanması için azami üç ay süre verilir. Bu sürenin sonunda aykırı kullanımların devam etmesi durumunda faaliyet durdurulur” ifadesi vardır.

Söz konusu planın hazırlanması, belediye meclisine sunulması ve kabul edilmesi safahatı sırasında takip edilen yolda Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarının göz ardı edildiği, bu amaçla planla ilgili olarak hiçbir kamu kurum ve kuruluşunun görüşünün alınmadığı, konunun kamuoyunda tartışılmasına fırsat verilmediği görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde vatandaş olarak bulunan herkesin yasalara uygun hareket etmesi ve sorumluluk makamında olanların meriyetteki yasalara uygun davranması, icra edecekleri tüm faaliyetlerde kendilerine verilen yasal sınırlar içinde hareket etmesi ve hesap vermesi beklenir. Hele Belediye gibi bir büyük ölçekli birimlerde, yöneticilerin her faaliyeti, basın-yayın organları vasıtasıyla göz önünde ve vatandaşların takibi altındadır. Kararlarda ve uygulamalarda şeffaflık, yasalara uygunluk, kamu yararı öncelik taşır. İmar ve Toprak Koruma Kanununa aykırı olarak hazırlanan Planı kabul edenlerin, konu ile ilgili her ilde ilde valinin başkanlığında, il müdürünün başkan yardımcılığında Maliye Bakanlığının ildeki üst düzey temsilcisi, konuyla ilgisi ve plan yapma yetkisi gözetilerek vali tarafından belirlenen, çeşitli bakanlıklar ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden bir temsilci veya Türkiye Ziraat Odaları Birliği temsilciliğinden bir ziraat mühendisi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu veya TMMOB-Ziraat Mühendisleri Odası il temsilciliklerinden isimleri temsilciliklerince bildirilecek üç üyeden olmak üzere toplam dokuz üyeden teşekkül eden toprak koruma kuruluna müracaat etmediği, bu kurulun onayını almadığı bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2.maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Böylece planın hazırlanması ve onaylanması ile tamamen keyfi bir karar ve tutumla yeni bir sorumsuzluk örneği sergilenmiş, hukuk iğfal edilmiş, tüm ilkeleri ayaklar altına alınmıştır. İşin daha da vahim yanı şu ki, bu kararı alan belediye meclis üyeleri arasında yıllardır güvenilir diye bilinen ve hukukçu kimlikleriyle tanınan, bilinen kişilerin olmasıdır. Mecliste sıradan insanların dahi bu kararların alınmasındaki sorumluluğu varken, hukukçu kimlikli belediye meclisi üyelerinin toprak tecavüzünde baş rolü oynuyor görünmeleri Eskişehir için olduğu kadar, hukuk ve adalet adına utanç verici gelişmelerdir. Milletin hakkını ve hukukunu ve yasaları korumak ve savunmakla görevli bu kimselerin böylesi bir hukuk cinayetinde rol alıyor olmaları, Türk hukuku ve demokrasisi adına kaygı vericidir. Milletimiz hakkını ve hukukunu bu ve bunun gibilerine emanet etmişse vay halimize.
Görülen odur ki, planın hazırlayıcılarının “spor köyü” diye adlandırılan alan için herhangi başka arayış içinde olmadıkları görülüyor. Zira edinilen bilgiler, bu amaçla toprak koruma kuruluna herhangi bir müracaat olmadığı yetkililerden alınmıştır. Eskişehir’de spor köyü olabilecek şehrin gelişme alanı içinde kalan, arazi kalitesi ve zemin etütleri bakımından çok sayıda arazi mevcuttur. Arazi yetenek sınıflamasına göre Eskişehir’in doğusunda bulunan Sultandere mevkiindeki kayalık araziler, Seyitgazi yönünde Mezarlıktan cezaevine kadar uzanan, tarımsal olarak etütleri yapılmış verimsiz alanlar, Meşelik Ormanının bitiminde başlayan ve Aşağı Çağlan köyüne doğru uzanan, arazi kalitesi bakımından zayıf araziler bu amaçla değerlendirilmeye alınıp toprak koruma kurulunun da görüşleri alınarak belirlenebilir. Ancak, alınan bu kararla hedefin ihtiyaç duyulan spor köyü projesini gerçekleştirmekten ziyade, başka maksatların güdüldüğü izlenimi ve işaretleri görülmektedir.

Gelinen bu noktada, bahse konu alanın her ne kadar mülkiyeti, kişilerin üzerine tapulu şahsi mülkleri olsa dahi, konu ile ilgili meslek odalarının (Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Mimarlar odası,) ve gruplarının (TEMA vakfı, Çevre Koruma Derneği, Çevre ve Tabiat Varlıklarının Koruma gibi), derneklerin (Tüketici Koruma derneği, Çağdaş Yaşamı destekleme derneği, İnsan Hakları derneği), Yaş sebze ve meyve üreticileri birliklerinin, Türkiye Şeker Fabrikası A.Ş.’nin, Eskişehir Sulama Birliği’nin, Resmi Kurumların (Valilik, Çevre Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü, Tarımsal Araştırma Kurumları, İl Özel İdaresi Müdürlüğü), Siyasi partilerin, Üniversitelerin, Eskişehir Barosunun konuya müdahil olması, görüşlerini ve tutumlarını açıkça ortaya koymaları gerekir. Daha da önemlisi, olay bütünüyle Eskişehir halkını ve bölge ile şu veya bu şekilde ilgili, oradaki üretim faaliyet zincirinde bir şekilde rol alan, çiftçilere tohum, tohumluk, fide, ilaç, gübre tedarik eden ve üretilen sebzeleri satın alarak pazarlayan pazarcı esnafının, bölgede çalışarak geçimini temin edenlerin, bu ürünlere tüketici olarak katılan Eskişehir halkının, ezcümle bütün bu gerçekleri görerek vicdanı ve merhameti hâlâ ayakta kalabilen kişilik sahibi insanların yapacakları çok şeyler vardır ve olmalıdır. Mesela açılacak imza kampanyalarına katılabilir, yapılacak protestolara aktif iştirak edebilir, Büyükşehir Belediyesinde alınan kararı protesto etmek için günün belirli saatlerinde kalabalıklar halinde belediye binasının önünde durarak yakanıza siyah kurdela takabilir, belediyenin önüne siyah çelenkler koyabilir, belediyenin önünde tepkinizi gösteren pankartlarla sessiz yürüyüşler yapabilir, basın açıklamaları yapabilir, televizyon programlarına dahil olarak demeçler verebilir, yetiştirdiğiniz ürünleri belediyenin önüne bırakabilir ve bütün bu tepkilerinizi çevreye ve kimseye zarar vermeden demokratik olgunluk içerisinde ortaya koyabilirsiniz.

Dr. Ertuğrul KARAŞ -Ziraat Yüksek Mühendisi
 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 01:17  Yonetmeliği maddesi ve yapılanlar
İste yukarıda da acıklanmış. Yonetmelik kanun ve yapılan uygulamalar. Bazı arkadaslar her zamanki gibi işkembei kübradan birseyler sıkacaklar. Yine hadef saptırmak için boptu bilmem neydi gökçekti vs. sayacaklar.

Ancak maddeler ve yapılanlar ortada. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 16:34  
yaman it ne yer ne yedirir demişler. akp de kendi belediyelerindeki gibi mahkemelere giden, bazısı önemli büyükşehirler olduğundan mecliste suç değil dedikleri zimmetine geçirme, halkın parasını yeme gibi birçok yolsuzluğu kendisine ait olmayan belediyelerde yapamıyor.

onun yerine eskişehirdeki gibi koredeki kardeş şehirden gelen paraya el koyup konyaya, bütçeden gelen paraya el koyup istanbula aktarıyor. paramızla sözde ak belediyecilik yapıyor oralarda. halkın her gün birşeyleri protesto etmesine engel olmuyor bu aktarılan paralar yine de.

el koyamadığı bu tür şeyler için de kötüleme politikası yürütüyor.

başbakanı bile yahudi işadamını arka kapıdan alıp türkiyeyi satma pazarlığı yapıyorsa, ben engel oldum diyen abdüllatif şenerin dediği gibi, ve utanmadan görmedim tanımıyom diyorsa o işadamı sorulduğunda. o iktidardan ne beklenir ki.
yolsuzlukla, hukuksuzlukla her yeri ele geçirmiş milleti, ülkeyi sömürüyor, yiyemediğini de yedirmiyor.

rahat bırakın eskişehiri vatandaşa hizmet devam etsin. yediniz bitirdiniz diğer şehirleri zaten. 
Yazar Mesaj
point | Offline 27 Kasım 2009 Cuma 22:09  it dediğiniz sey yonetmelikleri çiğneyenlermi
it dediğiniz sey yonetmelikleri kanunları çiğneyenlermi!

Her zamanki gibi mevcut durumu baska yerlere iftira atarak yalanlarla ort bas etme çabasındasınız.

Bırakın bu yalan dolanları. Alın size imar planı uzerindeki donen ranlar ve surec içinde yasananların kanunsal yönünün ne oldugunu acıklayan bir araştırma.

Böyle it dalaşı şeklinde kendinizi savunmak adına baska seyler anlatarak yaptıgınız cırpınma bosuna.

Sizin it mevzusu yine donup kendi bacağınıza dolanıyor.

Bir donemler kente insanlara mesaj vereceğiz diye donatılan inek heykellerinin birinde şu yazıyordu. KURALLARA UYMAZSAN BUNA BENZERSİN. Ne komiktir ki o sırada buyuksehir belediyesi aleni olarak sarısungur da anfi tiyatro ile kendi koydugu yonetmelikleri ve cevre kanunlarını çiğniyordu. İllegal bir insaata kamunun parasını betona gömüyorlardı. Nasıl olsa bize hesap sormazlar mantığıyla ve belkide yıllardır bu konuda daha önceden yaptıkları tum kanunsuz uygulamalar karsısında kitabına uydurmanın rahatlığıda vardı içlerinde.

Ancak bu kez hesapları tutmadı ve o insaatı yarım bırakmak zorunda kaldılar. Bu kanunsuz uygulamalrıda o zaman kamuya beton olarak geri dondu. Bu yapı o zamanki kanunsuzlugun bir nişanı olarak orada hala oyle yarım olarak durmakta.

Yani kurallara uymayanın kime benzediğini de yazmışlar kendileri. ancak bugun sayın yorumcu buna bir de yavuz it benzetmesi gtirmiş. Tebrikler. 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 13072
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com