Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Geyik

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
AKPnin bütün açılımları, eylemleri, politikaları tek bir resimde bu kadar güzel anlatılabilirdi
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 09:06  AKPnin bütün açılımları, eylemleri, politikaları tek bir resimde bu kadar güzel anlatılabilirdi

piyasaya ilk çıkışları. lojmanları satacaz, tasarruf edecez
sonuç: milyon dolarlık villalarda oturuyorlar, eşe dosta istanbulun, ankaranın ormanlık alanları yasadışı peşkeş çekilip zimmete geçiriliyor, millete yasak, devlet korumasında, kamu malı, akpliye beleş cennet, milyon dolarlık saraylar oluyor.
başbakanın keyfine aldığı uçak 60 milyon dolar, aynı dönem çalışan 6-7 askeri, çatışma helikopteri var türkiye'nin pahalı diyerek eski modelleri bile almıyorlar, apachi gibi gelişmişi ise hiç almıyorlar.

abye girecez, politikamız farklı
ilk günden avrupanın şaklabanı olan 2 liderle enseye tokat günler geçiriyorlar, halka bakın böyle bile yapabiliyoruz deniyor. akşamları telefon açıp maç muhabbetleri yapılıyor.
sonuç: ab tümden hayal. üstüne üstlük ab yaşayan türk uyruklu olmayan müslümanlar bile akp örneği gösterilerek baskıya uğruyor, ab ülkelerindeki seçimlerde partiler tayyip şiirleri yayınlayarak işte bu şeriatçılar bu kadar lanet, tek amaçları cami kubbe süngü miğfer propagandası yapılıyor.

2 eylül saldırılarından bile bu kadar baskı doğmamıştı, densiz konuşmalar ve arkasından gelen iktidar, türkiyede cemaatin her yeri ele geçirmesi haklı olarak avrupalıyı da önlem almaya zorladı.

ermeni açılımı. ermenistanla sıfır sorun
sonuç: diğer ülkeleri ve halkları da türkiyedeki kadar saf sanan akp azeri meclisinde başka konuşup, ermeni açılımıyla başka icraatlara kalkınca, hem zaten kötü olan ermenistan ilişkilerini, hem iyi olan azerbaycan ilişkilerini berbat etti.

kürt açılımı
akp iktidara gelirken koalisyonun başarısıyla abd ile kandildekileri öldürme pazarlığı yapılıyor, ab ülkeleri türkiyenin kararlı tutumu karşısında pkkyı terör örgütü ilan etmiş, eline silah almayan sempatizanını bile tutukluyor, örgütü dağıtıyor.

yine densiz bir alt üst kimlik sözüyle gelecekteki niyetlerini ortaya koyup, uyarılara aldırmadan yıllık 8-10lara düşmüş terör eylemlerini yıllık binlerce rakama çıkarmayı başarıyorlar.

yine yüzlerce şehit veriyoruz. bitmiş pkk akp iktidarında her gün daha da güçleniyor, abdnin karşısında orduyu pkkya destek veren suriye sınırına indirmiş ecevit yok, paramı alırım işime bakarım, istediğiniz kanunu çıkarırım diyen bir akp var.

kandildekileri teröristi öldürme değil, onlara iş bulma, eylemlerini türkiyede şehirlerde yapmaları pazarlığı yapılıyor artık abd ile.

pkk dağ kadrosuna dokunulmadığı gibi, şehirlerde de iyice örgütleniyor, hemen her akşam vatandaşın arabasını evini yakıyorlar. 7 şubat 2011 itibariyle 3 günde 54 araç kundaklandı yine.

tek söz söyleyen hükümet var mı? yok!

terörle mücadele eden albayı, subayı suçlama dahi yapmadan kanunsuzca, hukuksuzca gözaltına alan akp, teröristin şehirlerde fink atmasına ses çıkarmıyor. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 09:09  
yazılacak o kadar çok şey var ki. ama ne yazarsak yazalım, akp ne yaptıysa ve sonuçları ne olduysa, hepsi aynen yukarıdaki fotoğrafın anlattığı gibi. neye el atsa zıçıp batırmış durumda kelimenin tam anlamıyla. iyi olacak diye başladığı herşey türkiye aleyhine sonuçlandı, sonuçlanıyor. ve hemen gündemi başka bir yere taşıyorlar üstünü örtbas ediyorlar. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 17:05  

bu resim ve başlıkla alakasız saçma sapan içerik girmeyin kardeşim gidin kendi başlığındaki konuya yazın.

akpnin politikaları ve sonuçları hakkında tek lafınız yoksa, her eyleminde resimdeki hale düştüğünü göremiyorsanız ne işiniz var bu başlıkta.
 
Yazar Mesaj
point | Offline 8 Şubat 2011 Salı 17:22  senin baslığınla uyumlu
senin safsatalarınla oldukça uyumlu.. ancak sen süheyl batum gibi kilitlenmissin..  
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 20:35  
referandum öncesi konuşmasında tek korkusunun yabancı sermayenin parasını ve yatırımlarını çekmesi olduğunu söylemişti.

haksız da sayılmaz. Türkiye'nin bütün ekonomisi yabancı paraya dayanıyor artık, yarın türkiyede sömürecek birşey kalmadığında, ya da artık türk toprağının tapusunu vermiyoruz diyen bir hükümet geldiğinde yabancı parasını çekecek ve tarlaları boş, fabrikaları kapalı, kendi karnını doyuramaz hale gelen türkiye tarihinin en büyük açlığını, kıtlığını yaşayacak.

beyaz eşya, ıvır zıvır her ürün yabancı malı. evinizde mutlaka bakliyat benzeri birşeyler vardır, ambalajını bir okuyun mercimek bile mısırdan getirilmiş, istanbulda paketlenmiş. Et üretimi bittiği ve gündemde olduğu kadar, diğer tarım alanlarında da türkiyeyi bitirdiler, tek farkı gündemde olmaması. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 21:02  
kıbrıs konusunda da akp her eylemindeki başarısızlığına ulaşmaya çok yaklaştı.

türkiyedeki vatandaşa ettiği hakaretler yetmezmiş gibi türkiye dışındakilere etti her zamanki gibi, sonuç belli türkiye kaybedecek, akp her zamanki gibi el attığı kıbrısı da kaybedecek.

bu arada hiç kimse duymamıştır herhalde kuzey ırakın peşmergesine besleme dediğini.

ödediğimiz elektrik faturasının bir kısmı kuzey ıraka hükümetin verdiği bedava elektrik bedeli, türk vatandaşı olarak enayi yerine koyuluyoruz, sözde türkiye çıkarları çoktan natoda, abdde kürdistan olarak geçen bölgeye karşılıksız elektrik vermek midir güçlü türkiye? yoksa amerikanın istediğini yapan amerikan kuklası mıdır hükümet.

amerikalı bir ülkeye herhangi bir taviz vereceği zaman önce şirketlerine yasal düzenleme ister, böylesi petrol bolluğu olan ülkede tüm petrolün çıkarma, satış yetkisini kendi şirketlerine alır, öyle verir ne verecekse, hükümetimiz ise ne petrol alıyor karşılığında ne başka birşey, hem dünyadan kat kat fazla elektrik faturası ödeyip, hem sadaka verdiğimiz insanlardan petrolü satın alıyoruz, yine dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz, işte bu kadar saf bir milletiz ki bu politikaları izleyenlere gidip gidip yapışıyoruz %47 oranında. 
Yazar Mesaj
point | Offline 8 Şubat 2011 Salı 23:18  duyda inanma
eskişehirde olup bitenlerden bir haber biri dunya siyasi haritasını yorumlayabilecek cesaret buluyor kendinde.. hey allahım. eskişehirde olup bitenlere bilmem neresiyle bakan biri nereden anlar uzaklarda olup bitenleri..

benim kızım bina okur doner doner bir daha okur modunda atmısda atmıs her zamanki gibi.

İstikar ararsan uzalara gitme kendi içine ve aynaya bak.. Orada çark etme konusunda istikrarından taviz vermeyen soslu demokratları bulacaksın  
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 9 Şubat 2011 Çarşamba 21:05  
Başbakan cumartesi annelerine: "Birileri tarafından kullandığı insanlar. Ne yaptıkları, kim oldukları belli değil"

Başbakan cumartesi annelerine: "Haklısınız kayıplar araştırılacak"

bir de ne yaptıklarını, ne dediklerini bilseler. Bir gün öyle bir gün böyle olmasalar. 
Yazar Mesaj
point | Offline 11 Şubat 2011 Cuma 13:28  sen soslu demokratlarla karistiriyorsun her zamanki gibi
sen her zamanki gibi karıstırıyorsun adresleri... bak kim nerde neyi kullanıyor kimi kandırmaya çalısıyor. kucuk bir örneğini vereyim sana da dimağın açılsın azıcık.

 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 22 Şubat 2011 Salı 15:32  
Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'a 'merdiven' yanıtı:

"Sayın Başbakan sen ata bindin atı 4 kişi tutuyordu sen o beygirin üstünden düştün sana bir şey dedik mi? Arabada içerde kaldın balyozla cam kırdılar sana bir şey dedik mi? Kimllik dağıtım toplantısında kabloya ayağın takılıyor zor tuttular. Futbol oynarken kolunu kırdı. Sen futbolu kolunla mı oynuyorsun... senin korumalarından bazıları arabalarını çaldırdı Bakanların helikopter pervanesine gidiyordu. İnsanda biraz ahlak olur biraz adam olur... Dürüst olur perişan olur sen kasımpaşa'yı da perişan ettin. Ben Van denizi demişim... Vanlılar Van Denizi derler senin haberin yoksa ben ne yapayım..."

 
Yazar Mesaj
point | Offline 24 Şubat 2011 Perşembe 10:01  kafa bu kadar basıyor
Ata binmek herkesin yapacağı ve yapabileceği şey değil.. Ama merdivenden inmeye ne var.. Bunu 7-70 herkes yapar. Ayrıca basbakanın atını 4 kişi tutuyorsa bunun etrafında en az 40 kişi var.

gecenlerde ben hesap uzmanıyım bu yoksulluğu çözerim. 7+4= 12 eder diyen birinin ata binmeyle merdivene binmeyi bir tutmasıda normal olsa gerek.

Aynı kafayla da politika yapmaya kalkıyor. En Son Libya Konusunda Yaptığı Açıklamalarla Bekara Karı Boşamanın Kolay Olduğunu hatırlattı.. Onun yüzündün Libyada bulunan Türkler sıkıntıya girdiler.

İşte bununla ilgili haber:

Libya'dan güç bela yurda dönen işçiler, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından hayatlarının daha da riske girdiğini söyledi

Libya'dan güç bela yurda dönen işçiler, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından hayatlarının daha da riske girdiğini söyledi. İşçiler, Kaddafi'nin bu açıklamalar sonrası Türklere bakışının değiştiğini savundu.


TÜRK İŞÇİ BAHADIR REİSOĞLU: ÖZELLİKLE KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASINDAN SONRA ORADAKİ CAN GÜVENLİĞİMİZ DAHA DA TEHLİKEYE GİRDİ

Libya'da bir inşaat firması için çalışan işçiler şirketleri tarafından organize edilen uçuşla Libya'dan Tunus'a oradan da İstanbul'a geldi. İstanbul'dan Gaziantep'e gelen işçiler içinde Gaziantep Havaalanı'nın da meraklı bekleyiş başladı. Kapıda belirleyen işçiler yakınlarıyla sarılarak hasret giderdi. Libya'daki bir inşaat firmasında çalışan ve yaşanan olayların korkusu yüzüne yansıyan Bahadır Reisoğlu, "Ortam ilk başka gergin değildi ama daha sonrasında Kaddafi karşıtı guruplar protestolarını artırdı. Daha sonra Trablus bombalamalar oldu. Şunu söylemek istiyorum. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından sonra oradaki can güvenliğimiz daha da tehlikeye girdi. Çünkü kendisi Libya'da ki olayları desteklediğini açıkladı. Ondan sonra Kaddafi'nin Türklere bakış açısı biraz daha değişti. Ama sağ olsun şirketimiz bir uçak kaldırdı ve buraya kadar güvenli bir şekilde gelebildik" dedi.

Panik içinde olan herkesin ülkeden kaçmaya çalıştığını anlatan Reisoğlu, "Bombalama sırasında Havaalanına yakındık ve güvende sayılırdık. Havaalanında 15 bine yakın insan vardı. Herkes bir şekilde uçağa binmeye çalışıyordu. Mısırlı, İtalyan, Fransız, İngiliz ve Türk vatandaşlar bir şekilde ülkeden çıkmaya çalışıyor. Biz sadece 2 bin kişilik bir gruptuk. 25 bin kişiden bahsediliyor. İlk başta zaten tahliye uçaklarına izin verilmiyor. Normal tarifeli uçaklar var onlara bine bilenler gidebiliyor. Ama bize özel uçak ayarlandı ancak o şekilde gelebildik" diye konuştu.

LİBYA'DA ÇALIŞAN MEHMET ERENSAYIN: HAVALİMANI GERÇEKTEN ÇOK KÖTÜYDÜ. ORADAKİ İNSANLAR BİR ŞEKİLDE UÇAKLARLA ÜLKEDEN KAÇMAYA ÇALIŞIYOR

Libya'da çalışan Mehmet Erensayın ise ülkeden çıkmalarının biraz daha gecikmesi halinde durumlarının daha kötü olacağını ifade ederek, "Biraz daha kalsaydık olaylar bizi de yakından etkileyecekti. Havalimanı gerçekten çok kötüydü. Oradaki insanlar bir şekilde uçaklarla ülkeden kaçmaya çalışıyor. Gece zaten ulaşım kapalı. Uçaklar gece inemiyor sadece gündüz uçaklarıyla çıkışlar olabiliyor. Orası gerçekten anlatılamaz bir durumda. O kadar acil geldik ki bütün özel eşyalarımızı bırakarak geldik. Her şeyimizi orada bırakarak geldik" dedi.

Mustafa Çobanyıldız ise bomba seslerini duyduklarını havaalanında da izdiham yaşandığını ifade ederek şirketleri tarafından yapılan girişimlerle ülkeden çıkabildiklerini söyledi.

Bahadır Reisoğlu'nun babası Samet Reisoğlu büyük bir endişeyle beklerken iyi haber aldıklarını ifade ederek, "Olaylar ilk başladığında Libya'ya da sıçrayacağını düşünüyorduk. Daha sonra başlayınca haber alamadık oğlumdan. Üzüntü ve merak başladı. Daha sonra ara ara haber alınca sevindik. Sürekli haberleri takip ederek durumu öğrenmeye çalıştık. Dönüşü de firmanın sayesinde oldu. İlk olarak Tunus'a gittiler oradan da İstanbul'a ve şimdi de Gaziantep'e geldi" diye konuştu.

(Oy kullanmayı bile beceremeyen bir adam ülkeyi yönetecek ha. CHP nin basına yakısıyor tabii orası kesin de!.) 
Yazar Mesaj
MucahiT_ | Offline 25 Şubat 2011 Cuma 10:56  :))))
ben 40 yıldır CHP nin memlekete ne verdiğni gördüm.zamanın merhum ecevitinede oy verdim en büyük kazığıda onlardan yediM.bu biiirrr...!!!
ikincisi..!! chp bu zamana kadar ne verdi memlekete.sorarım faydalarını söyleyın oyumu verecem bunlara. 40 yıldır memlekete tek çivi cakmadılar bunlar ben nasıl bu adamlara oy verecem.bana bunları savunmayın hepsi maddiyatcı....!! anlayan anlasın... 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 7 Nisan 2011 Perşembe 23:55  
yobaz kadroları yerleştirmek için kurumları çaycısına kadar değiştiren, işi bilmeyen cemaat kadroları yerleştiren AKP yine resimdeki gibi apışıp kalıyor.

işi bilmeyen cemaatçilere peşkeş çekilen ösymde de her sınav hile, yolsuzluk, kopya, her sınav fiyasko, olan yine milyonlarca vatandaşın hakkının yenmesi, boşa giden yıllar, emekler, cemaate peşkeş çekilen sınavlar. 
Yazar Mesaj
point | Offline 8 Nisan 2011 Cuma 00:48  kardolasmayı görmek istiyorsan belediyelere bak
kadrolaşmayı görmek istiyorsan belediyelere bak. Büyüksehir belediyesine, tepebası belediyesine.. Kisilere özel imar planları yapmak desen bunlarda, yandaslara kapalı kapılar altında ihaleler vermek desen bunlarda. İse aldıklarını da merak ediyorsan. Her iki belediyenin de imar islerine bak.. Tepebasında mesela imar isleri nasıl yürüyor bir arastır. Ezbere gerzeklik edeceğine biraz gercekci olda bir dön aynaya bak.

elinizde yetki selayet olmadan neler yapabildiğinizi çok net görüyoruz. Birde yetkiniz olsa ne yapacaksınız kim bilir. Gerçi bunun da küçük bir denemesi inönü zamanında yasanmıs. ülke yönetimini ele aldığınızda ilk yaptığınız paralardan atatürkün resimleriin kaldırmak olmus, sonra büstlürene toplatmıssınız. ardından da resmi dairelerde portrelerini. sonra kuranı toplatmıssınız evlerden, sonra minarelerden ezanı zorla türkçe okutmussunuz. İşte yetkiniz olduğunda yapacaklarınız somut delilleri.. Yapabileceklerinizin sınırı yok..

Yetkisi olmayan büyüksehir belediye baskanı aleyhinde yazı yazdı diye yerel gazeteyi zabıtalara toplattı.. Çarkçı kemal kitabını toplatan yine sizdiniz. Yener Dönmez denen gazeteciyi gözaltına aldıranda bir basbakan değil bir muhalefet partisi lideriydi.. Bunlar yetkisiz yaptıklarınız yapmaya cürret ettikleriniz.. Tabii kadrolasma ve sülük gibi yerlesmelerdede yine üstünüze yok.. Yapılanmanız içinde her türlü kılıktan kılığa girmissiniz. Kamera sakası çekmekten geri durmadığınız gibi akp içine ajan bile yerlestirdiğinizi itiraf etmissiniz.

Şimdi tüm bunları bırakıpta kanıtsız mesnetsiz yalanlar sıkmayı bırak artık.. Hayatın yalan olmus senin.. Gerçi kılavuzu karga olanan burnu boktan kurtulmazmıs derler. Senin kılavuzlarına bakınca durumu anlayabiliyoruz tabi. Bilim ve kültürü masal satosu ve korsan gemisi sanan kafadan daha ne beklenebilir.

Ağzınızla akp içine ajan yerlestirdiğinizi söylemekten geri durmuyorsunuz. Parti yönetiminizdeki isimlerin bağlantıları belli. Bugün CHP li mengü partinin alevi partisi haline geldiğini söylüyor.. Size dısardan birsey yapmaya gerek yok zaten.. Siz kendi kendinize yapacağınızı yapıyorsunuz. Genel baskanınızı tuzağa çeken sonrada aday olmayacağız deyip koltuğundan eden kimdi, yada her kongrede partilisinin gözünü patlatmak için yumruk sallayan.. Daha yine bugün ergenekoncular yüzünden birbirinizi yumrukladınız.. Genel baskanınız genel af ilan edeceğini anlatırken ağzıyla söyledi "Ben basbakan gibi sözünün arkasında duran biri değilim" diye..

Allah sasırtıyor sizi..

Ak partinin içine bile ajan yerlestirdik kadrolastık diye ağzıyla söyleyenlerin daha söylemedikleri nerelerde ne tarz ajanları ve provagatorleri vardır kim bilir!

Sizin zaten su ülkede yapabildiğiniz tek şey yalancılık ve fitne fesat.. Bundan baskada bir halta yaradığınız yok zaten..  
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 14 Nisan 2011 Perşembe 20:17  
baştan beri yalan söyleyen akp kadrosu ösym başkanı, her zaman yaptıkları gibi gerçekleri söylemek zorunda kaldı.

şifre yok torpil yok derken, var olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

daha ne kadar yetersiz, yobaz kadroları yerleştirmek için her pisliği yapacaklar acaba. şifreyle, torpille, atamayla her yer bulunduğu makamdan bihaber, konuşmayı bilmeyen, kahve ağzıyla konuşan kadrolarla doldu, bırakın makamı, normal vatandaş olarak bile yetersiz, her sözleri insanlık dışı tepkiler alıyor, çoğu zaman haksız elde ettikleri makamlardan alınmak, istifa etmek zorunda kalıyorlar. 
Yazar Mesaj
point | Offline 16 Nisan 2011 Cumartesi 17:21  is bilmeyenleri göreceksen
is bilmeyenlerin yerlestirildiği yerleri görmek istiyorsan tepebası belediyesinin imar bölümüne bir bak.. Kuru sıkı atacağına sana somut bir durum sunuyorum. somut seylerden bahset..  
Yazar Mesaj
MucahiT_ | Offline 22 Nisan 2011 Cuma 12:08  :)))
Kavgaya gerek yok.CHP liler dönüp aynaya bir baksınlar..!! ne görecekler gördüklerinide buraya yazsınlar...gerceklerı yazın oyum chp ye... 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 27 Mayıs 2011 Cuma 03:20  
akp açılım konusunda da en yukarıdaki resim pozisyonunda.

terörü bitirecekti, her vaadi gibi tam tersine bugün terör şehirlerde, terörist elinde molotof, pankart, polise karşı yürüyor. evlerine uzilerle girilip yok edileceğine, yandaş medyanın ekranlarında ağırlanıyorlar, tabanı ise vatandaşın arabasını, dükkanını yakmakla, bomba koymakla meşgul.

yazıklar olsun akp bir kere daha, sana ve senin gibi sığ kafalara, aynen ata binecem derken beceriksizliğinle atın altında kalman gibi her eylemin. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Haziran 2011 Çarşamba 16:49  
Adana'da, inşaatı yeni biten ve henüz kimsenin oturmadığı bir apartmana seçmen kağıtları gönderildi. Skandalı kamuoyuna duyuran CHP Adana İl Başkanı Zeydan Karalar, "Partimize 'hayali seçmen' ihbarları yağıyor" dedi.

Adana'da, inşaatı yeni biten boş bir binaya seçmen kağıdı gönderildi. Skandalı, CHP Adana İl Başkanı Zeydan Karalar açıkladı.


Boş bina, Çukurova Belediye Meclis Üyesi Namık Kemal Ekici'ye ait. Adına seçmen bilgi kağıdı gelen 7 kişi ise Adana Yüreğir ve Hatay Erzin nüfusuna kayıtlı.

''İki dairede 7 tane hayali seçmen var. Şurada başka yerler var. Şimdi başka yerlere de gideceğiz biz araştıracağız. Yaklaşık 70-80 tane iki günde bize gelen böyle hayali seçmen sayısı var. Ama müthiş telefonlar geliyor bize yani şurada oturmuyor seçmen yazılmış...burada oturmuyor seçmen yazılmış Mesela Erzin doğumlubir adam var buralarda''

İl Seçim Kurulu'na suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen CHP Adana İl Başkanı Karalar, konunun takipçisi olacaklarını belirtti.


bir sınav yapmayı beceremeyen AKP, yandaşına şifreler dağıtan, cemaati atayan, sınavla olan yere hileyle alan akp, seçimlerde de pislik peşinde anlaşılan.

yurtdışına çıkmadığı halde çıktı, geneleve gitti, pkklıyla görüştü, aha bu da trafik cezası diyerek iftiralar atan, KALPAZAN DİNDARLAR tarafından düzenlenen sahte alman polisi ceza belgesini yayınlayan adamlardan herşey beklenir.

ne silahlar gömüp buldular, kendilerinden olmayanı suçlama bile yapamadan hapislere attılar, hala da tutuyorlar.

akplinin olduğu yerde neye güvenilebilir.

başbakan bizzat millete görüşmedim demiş, kendi bakanı yalan söylüyor olefle görüştü türkiyeyi peşkeş çekiyordu oyunu bozdum dedi ve lanet olsun milletvekilliğine de bakanlığına da diyerek akpden istifa etmedi mi? 
Yazar Mesaj
point | Offline 9 Haziran 2011 Perşembe 01:25  ergenekoncular bitmedi daha da böylehemen bitmez
ysk tarafından yapılan islemlerden dolayı sorumlu olan kim olacak? Simdi nasrettin hocanın kazan fıkrasındakı gibi... YSK nın yaptıı değisiklikler nedeni ile akp geçtiğimiz seçimde aldığı oy oranının aynını alsa ve tüm oylar geçen seçimin aynı sekilde çıksa akp en az 15 vekil eksik çıkartacak.. bu konuda ne kadar duyarlıydınız da simdi yine tipik chp kafasıyla atıyorsunuz.. atan chpli kasılayan chpli yayınlayan chp... bozacının sahidi sıracı hesabı..

deveye sormuslar neren eğri diye o da nerem doğru demis.. sizin suana kadar yalanlanmayan, tazminat ödememediğiniz hangi iddianız kaldıki ortada..

tazminatlarıda rahatca ödüyorsunuz tabii. atanın tük dil kurumu ve türk tarih kurumuna verilmesi için bırakılan paranın yıllarca üstüne yattınız. onları yine yonetiminizde olduğunu isbankasında faize yatırsanız tüm yalanlarınız tazminat parasını çıkartırsınız tabii. böylece rahat rahat yalanda söylüyorsunuz..

seçim sonunda çıkacak sonuçlara kulp bulmak için yırtınmaya basladığınız zaten.. geçen yerel seçimde eskisehirde hoca kazandı adı demokrasi oldu.. demokrasi kazandı dediniz.. bizde hay hay oyle oldu halkımız böyle takdir etti dedik. hayırlı olsun dedik.. ama siz ankarada kaybettinğiz, adanada kaybettiniz, istanbulda kaybettiniz. kaybetmediğiniz yer kalmadı neredeyse. her bir yere çamur attınız. sokaklarda ayaklandırmaya çalıstınız insanları. bir sey bulamayınca insanlara hakaret etmeye kalktınız..


sizin temel yapınız bu.. becerebilseydiniz darbe yapacaktınız. olmadı beceremedeniz.. ama yine her türlü pisliği yaptınız..

şuanda sizde kazanamayacağınızı bildiğniiz için en azından seçim sonuçlarına gölge düsürülem derdine yedek planlarınızı harekete geçirdiniz.

ergenekoncuları aday gösterenlerin en az onlar kadar bu tarz dalaverelerde yetkin olacakları ortadadır..
 
Yazar Mesaj
point | Offline 9 Haziran 2011 Perşembe 01:29  bu konuda kendinizden pay biçiyorsunuz
yine yazdıklarımızı silersiniz ya.. bakalım.. çünkü sizin kanınızda var bu baskıcılık... kendiniz kuru sıkı atın tutun.. gerçekleri görünce ısık yemis tavsan gibi kalın ortalıkta.. diyeek laf olmayıncada vur sopayı, sil yazıyı...

siz kendiniz sürekli her seyde dalavere hesinde kosunca herkesinde aynını yapacağınız sanıyorsunuz..

Türkiyede ilk ve en büyük seçim sahtekarlığı İsmet İnönüye aittir. Bu tarihten sonrada CHP seçim hilelerine özellikle belediye seçimlerinde sık sık başvurmuştur. Seçmen kaydındada bazı chp'liler duruma göre defalarca değişiklik yapmışlardır.

tabii kendi temelleri ve sekilleri böyle olunca herkesin de kendilri gibi olacağına kanaat getirmeleri normal olsa gerek.. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 11 Haziran 2011 Cumartesi 16:37  
Erdoğan’dan Bingöl’de Diyarbakır gafı!
link, tıkla...
Başbakan Erdoğan dün, AK Parti tarafından hazırlanan Bİngöl mitinginde halka hitap etti.

Konuşmasının bir bölümünde Bingöllülere defalarca diyarbakır diyerek seslendi, yanıt alamayınca, sessiz kalabalıktan yaşadığı şaşkınlığı gafı devam ettirerek "ama cevap vermiyorsunuz diyarbakır" diyerek dile getirdi.
 
Yazar Mesaj
point | Offline 12 Haziran 2011 Pazar 01:13  is gaf meselesine gelince guiness rekoru kıranlar var :)
is gafyapmaya gelince carkcı ke'mal in üstüne adammı var.. gafın da çarkın da alası onda.

Tarihe Geçen 'Kılıçdaroğlu Gafları'


Kemal Kılıçdaroğlu söylemleri ve gülümseten gaflarıyla siyasete yeni bir renk ve soluk getirdi.



Deniz Baykal'ın istifa etmesinin ardından CHP'nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu söylemleri ve gülümseten gaflarıyla siyasete yeni bir renk ve soluk getirdi.

CHP'nin başına geçişi de kamuoyunda oluşan "önce söyleyip sonra vazgeçer" tezini güçlendirir nitelikteydi.

Çünkü Kılıçdaroğlu "Aday olmayacağım" açıklamasından sadece bir gün sonra geri adım atıp aday olduğunu söylemişti.

Peki o günden bugüne kadar neler yaptı ve neler söyledi CHP lideri?

İşte akılda kalan birkaç örnek...



1-Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilere verdiği yeni yıl resepsiyonunda Fenerbahçe tutkusunun sebebini "Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum." Şeklinde açıkladı.

O sırada Lefter'in kaleci olmadığını hatırlayan bir gazeteci devreye girdi: "Efendim bildiğim kadarıyla Lefter kalecilik yapmadı." Kılıçdaroğlu da biraz şaşkın: "Sanırım bir ara yaptı." cevabını verdi.

2-Referandum öncesi darbelere gerekçe oluşturduğu belirtilen TSK İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesinin kaldırılmasına yönelik teklifte bulanan CHP bundan da geri adım attı. Bir kanun teklifiyle maddenin metinden çıkarılmasını isteyeceklerini belirten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra yaptığı açıklamada 'tamamen kaldırma' yerine 35. maddenin değiştirilmesini isteyeceklerini söyledi.

3-12 Eylül referandumu öncesi son 'hayır' mitingini İstanbul'da gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, burada oy kullanamayacağını anlayınca Ankara'ya gitti. Ancak Ankara'da da seçmen kaydı çıkmamıştı. YSK ile yoğun görüşme trafiğine giren CHP yönetimi başarılı olamadı. Halbuki 6 Ağustos günü Zaman Gazetesi Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamayacağını duyurmuştu.

İZMİRLİLER HALİÇ'TE YÜZECEK!



4-İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışı için şehre gelen Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Belediye Meclis Salonu'nda verdiği brifinginde 'denizleri' karıştırdı. İzmir Körfezi'nin temizlendiği anlatılırken, "Başkan Haliç'i temizleyecek ve İzmirliler Haliç'te yüzecek." dedi.

5-Ağustos ayında çıktığı Karadeniz turun kapsamanda Hopa'da halka seslenen Kılıçdaroğlu, 2005 yılında ölen Kazım Koyuncu'ya selam gönderdi. Kılıçdaroğlu "Kazım Koyuncu gibi bir sanatçınız var, yürekli bir sanatçı tuttuğunu koparan bir karakter. Bir Karadeniz fırtınası. Ona da burdan selam gönderiyoruz" diye seslendi.

6-Kaset skandalından sonra istifa eden Deniz Baykal'ın yerine CHP Genel Başkanlığı'na aday olup olmayacağı yönündeki sorulara Kılıçdaroğlu, "aday olmayacağım" cevabı vermişti. Ancak bir gün sonra "Seçmeni ve örgütü ile partimizin ve kamuoyumuzun gösterdiği büyük ilgi ve destekten güç alarak 22 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşecek olan 33. Olağan Kurultay'da CHP Genel Başkanlığı'na aday olacağımı kamuoyuna duyurmayı önemli bir görev sayıyorum." diyerek kendini yalanlamış oldu.

7-Kılıçdaroğlu Kastamonululara hitap ederken, "İstiklal Marşı şairimizin" Kastamonu'da Kurtuluş Savaşımızı desteklemek için "fetva verdiğini" söylemiş ve bunu iki kez tekrar etmişti. Oysa fetva vermek için Mehmet Âkif Ersoy'un dini bakımdan da hukuki bakımdan da yetkisi yoktu. Kasım 1920'de istiklal şairimizin Nasrullah Camii'nde Milli Mücadele'ye destek vermek için yaptığı şey "fetva vermek" değildi; "vaaz vermek"ti!

8-Tarih 26 Ağustos. Kılıçdaroğulu memleketi Tunceli'de. Kalabalığın verdiği heyecandan mı bilinmez "Biz sayın Başbakan gibi, söz verip sözünün arkasında duran bir insan değiliz." sözlerini ağzından kaçırıveriyor.



9-Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'deki ikinci gafı ise 'genel af' sözü vermesi. "'Hayır' deyin, toplumsal mutabakatla, kardeşçe, doğudan batıya, güneyden kuzeye herkese özgürce genel affın yolu açılsın. " diyen Kılıçdaroğlu, bu affın PKK'lıları da kapsayacağını düşünmedi.

Üç gün sonra Kayseri mitinginde ''Terör suçlarından müebbet hapse mahkum olanlar af yasaları çıksa bile ömür boyu hapiste kalırlar diye bir hüküm var'', Ankara'da da "Affın, terörün tamamen gündemden kalkmasından sonra düşünülebileceği" açıklamasını yapan Kılıçdaroğlu'na Ankara'dan iki tepki geldi. Birincisi "Genel Başkan öyle demek istemedi". İkinci tepki ise "Genel affın söz konusu olamayacağı" yönündeydi.

10-CHP'li Onur Öymen'in Dersim isyanının kanlı şekilde bastırılmasını savunan ifadelerinin ardından Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli'de, "Onur Öymen gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman CHP'yi, CHP'li milletvekillerini, CHP'lileri rahatlatmış olacaktır." diyerek istifa çağrısı yaptı. Ankara'ya döndüğünde ise, "O iş artık bitti. Bizim misyonumuz partiyi zayıflatmak değil, güçlendirmektir." diyerek ağız değiştirdi.

11-Bir gazeteye yaptığı açıklamada başörtüsü sorunuyla ilgili olarak "Onu bize bıraksınlar. Terörü de çözeceğiz, türban sorununu da çözeceğiz." demişti. Haberin yayınlanmasının ardından akşam saatlerinde CHP'den "Kızlar türbanla üniversiteye gidecek ifadesi kullanılmamıştır" şeklinde açıklama yapılmıştı.



12-Show TV'de Ali Kırca'nın konuğu olan Kılıçdaroğlu, İstanbul'u ne kadar iyi bildiğini anlatmak için, "Ben Nurtepe'yi de biliyorum. Kağıttepe'yi de biliyorum." ifadesini kullandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, kendisini televizyonda tartışmaya bağıran Kılıçdaroğlu'na cevabı da bu dil sürçmesi üzerinden olmuştu: "Kağıthane'ye, 'Kağıttepe' diyen biriyle neyi tartışacağım?"

13-Yine aynı seçim döneminde Gültepe'yi ilçe olarak göstermişti. Kadir Topbaş da kendisine "Sayın Kılıçdaroğlu'na İstanbul Şehir Rehberi verebiliriz. Böylece Gültepe'nin İstanbul'da bir ilçe değil semt olduğunu öğrenebilir." göndermesinde bulunmuştu.

14-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sırasında ekmeği "40 kuruşa" vereceklerini iddia etmişti. Halbuki İstanbul'da 300 gramlık ekmek o zaman zaten 40 kuruştu.

 
Yazar Mesaj
point | Offline 12 Haziran 2011 Pazar 01:19  Bunların yanında daha gaflar falan çok
bu gafların sayısı tabii her geçen gün artıyor. her gün bir yenisi ekliyor..

mesela hesap uzmanıyım ben 7+4=12 eder dediğini unutmak mümkünmü..

Mesela en sağlamı

Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul'daki referandum mitinginde yaptığı konuşmasında "Biz öyle sayın Başbakan gibi söz verip de sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz!" diyerek yılın gafına imza attı. Kılıçdaroğlu kendi ağzıyla sahtekar biri olduğunu bu şekilde belli etmiş oldu. Belkide Kılıçdaroğlunun ağzından istemeyerek de olsa çıkan tek düzgün söz bu olmuştur. Kılıçdaroğlu lafının arkasında duran bir adam olmadığını gözler önüne sermiş oldu.

[code]
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Büyük Gaf takvim2010[/code]

[code][/code]

 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 12 Haziran 2011 Pazar 03:23  
Erdoğan'ı kimse böyle eleştirmedi...

Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı eleştirdiği köşe yazısı için aleyhinde açılan davada savunmasını yaptı. Duruşmada sunduğu savunmasında Erdoğan’a hakaret kastı olmadığını belirten Ahmet Altan, şunları söyledi:

“Başbakan Erdoğan ile aramızdaki mesele kendisinin bir heykeli ‘ucube’ diyerek yıktırmak istemesiyle başladı. Bir Başbakan bir sanatçının eserini toplumun önünde böyle insafsızca eleştirme hakkını kendinde bulsa bile, dünyanın hiçbir yerinde bir Başbakan’a beğenmediği bir heykeli yıkma hakkı tanınmaz. Erdoğan beğenmemekle kalmadı bu heykeli yıktırdı.”

Okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine giren Başbakan Erdoğan’ın şimdi kendisini hapsettirmek istediğini vurgulayan Altan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ölçüleri böylesine aşmış biri Başbakan ise bu ölçü şaşırması herkes için bir sorun anlamına gelir. Başbakan çirkin bulduğu herhangi bir Atatürk heykeline ya da camiye ‘ucube’ diyebilir mi, onları yıktırabilir mi, cesareti buna yeter mi? Onlara dokunamayan birinin sahipsiz bir heykeltıraşın heykelini aşağılayarak yıktırtması nasıl tarif edilebilir? İçi boş gösterişçi bir yiğitlik, kof bir kabadayılıktır bu. Başbakan beğenmediği için Madam Bovary’i, kocasını aldatan bir kadını anlattığı için Anna Karenina’yı meydanlarda mı yaktıracağız? Sokaklarda henüz kitap yakmamayı, Başbakan’ın roman okumamasına mı borçlu olacağız? Duruşma 20 Ekim 2011’e ertelendi.

İŞTE ALTAN'IN SAVUNMASI

Sayın Yargıç, Beni buraya, hapse atılmamı isteyerek gönderen adam, bu ülkeye çok yararlı hizmetleri olmuş, değerli bir adamdır.

Kendisi de sıkıntı çekmiş, yargılanmış, hapis yatmış biridir.

Benim hapsedilmemi isteyen adam, bu ülkenin başbakanıdır.

Çeşitli acılar, zulümler, düşmanlıklar, yenilgiler görmüş, hepsinin altından kalkabilmiş bir adamdır.

Ne yazık ki yenilgiler karşısında güçlü duran nice insan, zaferlerin ağırlığını taşıyamamış, sarsılmış, yolunu şaşırmış ve kendi galibiyetiyle yaralanmıştır.

Benim hapsedilmemi isteyen bir zamanların mahkumu, şimdinin başbakanı da kendi galibiyetinin yaralarını taşıyor bugün.

Bir zamanlar şiir okuduğu için sistemin efendileri tarafından hapsedilmiş bir kurbanın, kendisi iktidara geldiğinde yazarların hapsedilmesini isteyen birine dönüşmesi, o adamın geçtiği yollarda yaşadığı yenilgilerden değil, zaferlerden dolayı yolunu şaşırdığını gösterir.

Bugün bu gerçek, bu davanın kendisinden de, benim hapsedilmemden de daha büyük bir önem taşıyor, çünkü bu başbakan yeni bir zafer kazanmaya hazırlanıyor.

Taşımakta zorlanacağı yeni bir zaferi daha olacak.

Ben, bunun bedelini, başta kendisi olmak üzere bütün ülkenin ödemesinden çekindiğim için kendisini uyarmak istedim.

Bugün benim burada yazdığım bir yazıdan dolayı sanık sandalyesinde oturmama yol açan mesele, başbakanın bir heykel hakkındaki haksız, yersiz, haddini fevkalade aşan bir hüküm vermesiyle başladı.

Kars’taki bir heykele “ucube” diyerek yıkılmasını istedi.

Kendisi hakkında yazılmış bir yazı karşısında gösterdiği tepki, o yazıyı yazanın hapsedilmesini istemek olacak kadar kendisini önemseyen biri, bir başkasının eseri hakkında bu kadar rahatça aşağılayıcı sözcükler kullanabiliyorsa ve bunu doğal buluyorsa, o adam kendisini kutsallaştırmaya, başkalarını ise saygıyı hak etmeyen insanlar olarak görmeye başlamış demektir.

Ölçüleri böylesine şaşmış biri başbakansa, bu ölçü şaşırması herkes için bir sorun anlamına gelir.

Ülkemiz çirkin heykellerle, çirkin binalarla dolu, şehir meydanlarında fevkalade kötü yapılmış Atatürk heykelleri, her yanda inançlı insanların da yakınmasına neden olan estetik yoksunu camiler var.

Başbakan, çirkin bulduğu herhangi bir Atatürk heykeline ya da camiye “ucube” diyebilir mi, onları yıktırtabilir mi, cesareti buna yeter mi? Onlara dokunamayan birinin sahipsiz bir heykeltıraşın heykelini aşağılayarak yıktırtması nasıl tarif edilebilir? İçi boş gösterişçi bir yiğitlik, kof bir kabadayılıktır bu, kolay bir hedef seçip onun üzerinden çıkar sağlamaktır.

Ayıplanması, kınanması, eleştirilmesi gereken bir davranıştır.

Bir başbakan “beğenmedim” diyerek bir heykeli nasıl yıktırır? Hangi hakla yıktırır? Allah muhafaza bu başbakan roman okumaya başlarsa ne olacak, bir düşünün.

Başbakan beğenmediği için Madam Bovary’i, kocasını aldatan bir kadını anlattığı için Anna Karenina’yı meydanlarda mı yakacağız? Sokaklarda henüz kitap yakmamayı, başbakanın roman okumamasına mı borçlu olacağız? Başbakan kendini her türlü eser hakkında hüküm verecek kadar yetkin ve beğenmediği her şeyi yok ettirecek kadar güçlü görüyorsa, Türkiye’de bütün sanat eserlerinin kaderi başbakanın iki dudağı arasına mı sıkışacak? Buna itiraz etmeyecek miyiz? Buna isyan etmeyecek miyiz? Boyun mu eğeceğiz böyle bir hoyratlığa? Kendini tek merci olarak gören biri mi belirleyecek bütün sanatçıların ve eserlerinin kaderini? Ben bunu kabul etmem.

Bunu kabul edeceksin, sineye çekeceksin, buna öfkelenmeyeceksin, karşı çıkmayacaksın diyerek beni hapisle tehdit eden başbakanla savcı, korkutmak için kendilerine başkasını bulsunlar.

Onların gücü yetmez beni korkutmaya.

Ben bu ülkede kimsenin kaderi, bir insanın iki dudağı arasına sıkışmasın istiyorum, ben bu ülkede herkesin özgür olmasını, fikirlerini söylemesini, ibadetini yapabilmesini, eserlerini yaratabilmesini, dilini konuşabilmesini, istediği gibi giyinip, istediği gibi fikirlerini söyleyebilmesini savunuyorum.

Başbakan neyi savunuyor? Bir heykeli tek emirle yıktırabilen biri neyi savunabilir? Heykeli yıktırılan heykeltıraşı kim savunacak bu ülkede, kim ona sahip çıkacak, kim adalet isteyecek, kim güçsüz birinin gadre uğramasına engel olacak? Bir zamanlar bu soruların cevabı olarak bu ülkede çok insan bu başbakanın adını söylüyordu, bugün bunu söylemek çok zor.

Referandumu öylesine büyük bir zafer kazandı ki başbakan, omuzları o zaferin ağırlığını taşımaya yetmedi.

Aradan daha altı ay geçmeden heykelleri yıktırtmaya başladı.

Eskiden durduğu yerden öylesine savruldu ki bu insan, bütün dindarlığına, bütün inancına, yaptığı bütün dini vurgulara rağmen bugün Hazreti Muhammed’in bir hadisi söylendiğinde bunu hakaret olarak kabul ediyor.

Bir hadisten gocunan dindar Müslüman, ne o hadisten, ne o hadisi söyleyenden kuşku duymalı.

O insanın kuşku duyacağı tek varlık, kendisidir.

Başbakan bunu bile fark edemiyor artık.

O dindar başbakanın hakkımda yazdırdığı iddianamede, aleyhime delil olarak peygamberin bir sözünü söylemem gösteriliyor.

Kendi zaferiyle yaralanmak budur işte.

Gücünü öyle yanlış kullanırsın ki sonunda peygamberinin sözü sana hakaret gibi gözükmeye başlar.

Peygamberinin sözünden korkan, peygamberinin sözünden gocunan dindar biri, bir ülkeyi yönetmekten ziyade trajik bir romana başkahraman olmaya daha uygundur.

Acıklıdır durumu çünkü ve bu acıklılık, güçle, iktidarla birleştiğinde ortaya çok tehlikeli biri çıkar.

Ben, bu ülkenin tarihi liderlerinden biri olabilecek bir insanı, kendi varlığını, düşüncelerini, inançlarını yok sayan bir zafer yorgunu olmaktan kurtarabilmek, kişisel bir trajedinin ülkenin bütününe yayılmasını engelleyecek bir uyarıda bulunabilmek için yazdım o yazıları.

Hakaret etmedim.

Başbakanın bana karşı kullanmaya kalktığı hırpalıyıcı dili, yazdıklarımı daha iyi kavrayabilsin diye ona karşı kullandım.

Ama tarihi bir lider olmakla bir trajedi kahramanı olmak arasında sallanan bu başbakan, her şeyin sadece kendisine mübah olduğunu sandığından, bunun hakaret olarak görülüp cezalandırılmasını istedi.

Sayın Yargıç, Vereceğiniz karar benimle ilgili olmayacak.

Siz bu ülkenin hukukunun, keyfi davranışlara, gücün hoyratça kullanılmasına, güçsüzlerin ezilmesine cevaz verip vermediğine karar vereceksiniz.

Beni mahkum ederseniz, başbakan daha çok heykel yıktırır.

Mahkum etmezseniz belki hata yaptığını fark eder.

Bunu fark ederse, hem bu ülke, hem de kendisi kazanır.

Ben, kendi zaferlerinin ağırlığıyla yolunu şaşırmış bu başbakana yardım etmenizi isterim.
 
Yazar Mesaj
point | Offline 13 Haziran 2011 Pazartesi 12:49  türkiye tarihinde tek
türkiye tarihinde ilk kez bir parti üçüncü kez oylarını artırarak tekrar iktidar oldu. Seçmenin yüzde 50si ak parti, ak kadrolar dedi.. Muhalefet tüm oyunlarına rağmen umduğunu bulamadı.

MHP oy kaybetti, mhp nin kaybettiği kadar oy chp de kendini gösterdi. 2007 sonrasında 8,5 milyon yeni seçmen oy kullandı. Bunların dağılımlarınıda dikkate aldğınızda Ke'mal in hala nasıl bir basarıdan söz ettiğini anlamak zor değil..

CHP yine kavgalara ve kaosa gebe. ilerleyen günlerde ke'mali de baykalı gönderdikleri gibi göndermeleri büyük bir olasılık.

sonuç. iftira ve yalanlara türk halkının karnı tok..

darbeler, muhtıralar, iftiralar, yalanlar, bombalar, heronlardaki oyunlar yani tüm numaraları sökmedi.. Sadece ysk nın sayesinde ak parti yüzde 47 ile aldığı vekil sayısını yüzde 50 ile yakalayamamıs oldu.

ancak bunlar tefarruattır. sonuç seçmenin yüzde 50 si istikrar ve icraatı dikkate aldığını net olarak ortaya koymustur... 
Yazar Mesaj
point | Offline 13 Haziran 2011 Pazartesi 13:10  chpde ilk çatlak
demin forumda yazmıstım ardından haber turke bakayım dedim.. dakika bir gol bir meselesi.. dediğim sey çıkmıs..

Bende gökçek gibi chp uzmanı oldum sanırım ;)

CHP'de ilk çatlak!

Hangi PM üyesi, Kemal Kılıçdaroğlu'nu istifaya davet etti?

CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Mesut Değer, seçimde CHP'nin başarısız olduğunu belirterek, ''Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan medyada ve mitinglerde ortaya koyduğu 'başarısız olursam giderim' sözünün gereğini yerine getirmesini bekliyoruz'' dedi.

Değer, Diyarbakır İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin Diyarbakır'da 2002 seçiminde yüzde 2, 12 Haziran'da yapılan seçimde ise yüzde 1.8 oranında oy aldığını, bu nedenle başarısızlığın söz konusu olduğunu söyledi.

Diyarbakır'da CHP'nin aldığı oylarda milletvekili adaylarının katkısı olmadığını, adayların ilçelerde seçim bürosu dahi açmadığını ifade eden Değer, şöyle konuştu:

''Tepe Beldesi'nde 118 oy alındı. Sezgin Tanrıkulu'nun ailesinin oy kullandığı sandıklarda yeterli oy çıkmamıştır. Tanrıkulu'nun köylerinde partiye hiç oy çıkmamıştır. Alınan oylar il teşkilatının yaptığı çalışmalar sonucu alınan oylardır. 'Yeni CHP, eski CHP' ayrımı bu başarısızlığın nedenlerinden birisidir. CHP, 2002 seçiminde 178 milletvekili ile parlamentoya girmişti. 12 Haziran'da CHP başarısız olmuştur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan medyada ve mitinglerde ortaya koyduğu 'başarısız olursam giderim' sözünün gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Topluma verdiği sözün gereğini yapmaya davet ediyoruz.''

Değer, bir soru üzerine Diyarbakır il teşkilatının istifa etmeyeceğini kaydetti.
 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 15 Ekim 2011 Cumartesi 14:23  
yine herşeye zam. başbakanın teğet bile geçmeyecek dediği kriz söylemi, tam tersine yine vatandaşa zam olarak dönüyor.

son 4-5 yılda %400-500 artan fiyatlara rağmen diktatör, baskıcı, sadece bu gerçek rakamları ortaya koyanı bile hapse atan, susturan akp hükümeti döneminde diğer hükümetlerden çok daha fazla işsiz, borçlu ve fiyat artışı oldu ama sürekli örtbastan dolayı diğer hükümetlere olan tepkiler görülmüyor. 
Yazar Mesaj
point | Offline 17 Ekim 2011 Pazartesi 01:24  eskisehirdeki gibi türkiyede 5 tane daha aynı kafadan sol beledeyi varsa
esiseihrdeki gibi bir kaç sol belediye varsa türkiyede onların kamburu da ancak böyle zamla çözülür.. simdi zam diyorsun da be mübarek.. Eskişehirde yıllardır türkiyenin en pahalı kent içi ulasımı halka reva gören kim, türkiyenin en pahalı suyunu çesmelerden akıtan kim? türkiyenin ve hatta büyük olasılıkla dünyanın en pahalı tramvay sistemini eskisehire kakalayan kim?

su borabeyindeki arsaları gatakulli edenlermi, sarısungurda köylüyü soyan abilermi?

simdi yıllar öncesiyle kıyaslasan durumu.. dünyada krizin K si yokken türkiyeyi dibe vurduranlarımı savunacaksın simdi.. yada hangi yalanlarla ve iftiralarla savunacaksın her zamanki gibi.. dünyada yasanan tüm herseye ragmen türkiyeyi en az hasarla ileri tasıyanları suçlarsın tabii.

Öyleki senin ve senin kafadan tiplerin ortaya attığı gibi ölüp bitiyoruz, çarsı pazar tutusmus, insanlar ekmek bulamıyorlar..

ama sizin çakma solcu kafanız fransızınız hayata.. para yok ama yılda 10 milyon opera için harcatırsınız eskisehire, para yok bilmem kaç binler döküp toprak sempozyumları düzenlersiniz, paramız yok milyonları parklara gömersiniz, paramız yok dibimizdeki tülomsaşları bırakır gidip emsallerinin misli fiyatlara yurt dısından tramvaylar alırsınız, paramız yok su kenarlarına kacak binalar diktirirsiniz, paramız yok bilim kültür diye korsan gemisine 1,8 milyon, masal satosuna 6 milyon tl gömersiniz.. bireysel yaptığınız harcamaları hiç saymıyorum bile.. kaçak villalarınız falan yok daha hesapta.. ülke yanıp bitiyor diye çığrınırken kendiniz lenin gibi saray hayatı sürersiniz..

ne oldu simdi bu ötv zamları lüksünüzemi dokundu yine.. ne o 4x4 ünüzü bu sene değistirmeniz mi zorlaştı? Yoksa bu aksam kafayı çekerken biraz daha fazlamı para harcamak zorunda kaldınız.. Ne olacak canım halkı kandırmaya soymaya alısmıssınız ya, biraz daha dil dökersiniz, bir iki imar oyunu daha yapar kapatırsınız aradaki farkı..  
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 17 Ekim 2011 Pazartesi 18:25  
milletin sırtına kambur olan akp belediyelerinin borçları hazine müsteşarlığı tarafından 2008 yılında vergilerimizle silinmişti.

link, tıkla...

hazine müsteşarlığı sitesinden göstermelik ve yanlış işler yaparak batan akp belediyelerinin listesi alınabilir.

sel, trafik gibi önlenebilir ölümlerde mahkeme kararıyla suçlu bulunan akp belediyelerinin listeleri de bulunabilir.

bu arada eskişehirin böyle bir batakta olmadığı, köylünün, başka şehirlerin vergilerinden borçlarının silinmediği, aksine akp tarafından engel olunduğu, buna rağmen yatırımlarını rahat rahat kendisinin ödediği görülebilir.

belediyecilikte popülizm yapan, yanlış yerlere durak dikerek insanları öldüren, oy ve para uğruna sel yataklarını imara açarak milyonlarca lira maddi zarara ve halkın ölümüne neden olan akp belediyeleri herşeye rağmen utanmazca savunulabiliyor, akp gibi diktatörlüklerde buna dur demek te mümkün değil, yargıdan eğitime, üniversitelere her yeri ele geçirmiş durumdalar. 
Yazar Mesaj
point | Offline 19 Ekim 2011 Çarşamba 00:58  hala laf kalabalığı
refah partisi döneminden itibaren türkiye belediyeciliğin nasıl yapıldığını görmeye basladı. ASKİ, İSKİ skandallarından baska ne kaldı chp belediye dönemlerinden akıllarda. peskes çekmelerden baska.

12 yıldır eskisehirde de bol bol görüyoruz bunları. sarısungur vurgunu, borabeyi olayı. kisilere özel imar planları vs..

neyse bak türkiyenin en küçük ama borcu en büyük olan belediyesi olmayı nasıl basardık.. bu yiyici kafayla. ki türkiyenin en pahalı kent içi ulasımını, en pahalı suyun, en pahalı çöpünü kullanıyoruz yıllardır eskisehirde.. kalkmıs hala abuk yalanlarla laf kalabalığı yapıyorsunuz

link, tıkla...

tıklamaya üsenenler için aynen buraya yapıstırıyorum


KENDİ KÜÇÜK BORCU BÜYÜK

16 Büyükşehir Belediyesi'nden en küçük olanı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi borçlulukta listenin zirvesine tırmanıyor.

Hazine Müsteşarlığı'ndan alınan verilere göre Eskişehir Büyükşehir Belediyesi en borçlu kurumlar listesinde İstanbul ve Adana gibi mega şehirlerin ardından üçüncü sırada yer alıyor.

Hazine Müsteşarlığı'ndan alınan verilerle Türkiye'nin en borçlu kurumları belirlendi. Mahalli idareler arasında en borçlu kuruluşların da sıralandığı listeye göre 13 milyon nüfusa sahip İstanbul 197 milyon dolarlık borç ile birinci sırada yer alıyor. Listenin ikinci sırasında 2 milyon kişinin yaşadığı Adana 177 milyon dolar ile bulunuyor. Yaklaşık 700 bin nüfusa sahip Eskişehir ise 150 milyon dolarlık borcu ile üçüncü sırada yer alıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bu rakamla 3,5 milyonluk İzmir'i, 2 milyonluk Bursa'yı ve 1,5 milyonluk Kayseri'yi geride bırakıyor.

ESKİŞEHİRLİNİN SUÇU NE?
Borç miktarı, nüfusa bölününce ortaya çıkan tablo daha da ilginçleşiyor. Kişi başına düşen borç yaklaşık olarak İstanbul'da 15 dolar, Adana'da 88,5 dolar, İzmir'de 36 dolar, Bursa'da 55 dolar, Kayseri'de 67 dolarken Eskişehir'de 220 dolara fırlıyor. Ortaya çıkan tabloda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi açık ara farkla listenin birinci sırasına oturuyor.
 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 20 Ekim 2011 Perşembe 02:54  
akp refahla tam terstir.

milli görüşe de ihanet ederek akp olarak ayrılmadan önce, parti içinde bile ihanet grubu oylamalarda tam tersi oy kullanmış milli görüşün, erbakanın istediği kanunlara engel olmuşlardır (iş güvenliği yasası). tabi o ihanetler bile akpnin karakterini o günden belirlemiş, çıkar sağladıkları medya patronlarına rüşvet için basın mensuplarına iş güvenliği çıkmasın diyerek partilerinin tam aksine hayır oyu kullanmışlardır.

bu milli görüş hainleri daha sonra akp olarak ayrılmış, kendi partilerini kurmuşlardır.

belediyecilikte de bu cep doldurma politikasını izlemiş, sel yataklarını uzman görüş ve mahkemenin durdurma kararına rağmen imara açmış, milletin ölümüne, milyonlarca lira mal kaybına neden olmuşlardır.



ayrıca akpnin tepeden tırnağa tüm düşünce ve eylemleri milli görüşün tersinedir. biri ülkeyi sömürgelikten kurtarmaya çalışır, imfye köle, natoya beleş asker olmaktan kurtarır, akp yabancı sermayenin her yeri satın alması, ekonomiyi ele geçirmesi için yapmadığını bırakmaz.

daha geçen yıl başbakan kendi ağzıyla "tek korkumuz yabancı sermayenin kaçması" demiş, adamlar ne kanun istiyorsa çıkarmış, beğendikleri toprağı vermiş, türkiyeyi parayı veren yabancının at koşturduğu, isteğiyle TBMMden her kanunu, yönetmeliği, gıda tüzüğünü çıkartabilir hale getirmiştir.

bugün yoğurt nasıl olur, ne ekilir, ne ekilmez bütün yönetmelik ve kanunlar türk vatandaşını, üreticisini bitirmek içindir, yoğurdun tanımı bile israilli şirketlerin yoğurt standartlarına göre yapılmış, onların satması sağlanmış, mandralarımız kapanmış, köylü üretemez satamaz hale getirilmiştir, 2-3 liraya satabileceği ürünü üstüne katma değer koyamadan yok fiyatına bu firmalara vermekte, çalışan, üreten, hayvan sahibi olma riskine giren köylü, besici birşey kazanmamakta, 50 kuruşa alıp 3-5 liraya risksiz ve kanun zoruyla satan yabancı sermaye köylüden %500-600 fazla kazanmaktadır.

kısaca refahla akp, ters kutuplardır, biri cebine çalışır, biri ülkeye. 
Yazar Mesaj
point | Offline 21 Ekim 2011 Cuma 19:36  sanamı kaldı milli görüsün ne olduğu
ya düne kadar aleni sövdüğün seyi biliyormus gibi nasılda ahkam kesmissin yine.. sizin ak parti düsmanlığınızın altında. dine dindarlara olan kininiz olduğunu cümle alem biliyor zaten.

bilmediğiniz içinde bulunmadığınız yerleri nasılda biliyormus gibi atıp tutuyorsunuz. bu atıp tutmak her moku ben bilirim seyini de çanaığını yaladığınız herseyi kendinin bildiğini sanan zatı muhteremden öğrendiniz herhalde.

kılıf değistirmeye bakacaksan. Atatürkün kurduğu partinin bugün içine düsürüldüğü durama bak ve onu yorumla sen..

[code][/code]

bak atatürkün kurduğu partinin basındakilere.. sen ordaki bildiğin yerleri anlat bakalım.. ama orayı tabii biliyor olduğun için anlatmak istemezsin. anlatsan sen kendi yüzüne kendi nasıl tükürcen onun yollarını aramaya baslarsın 
Yazar Mesaj
point | Offline 22 Ekim 2011 Cumartesi 10:41  CHP’nin 2 numarası PKK sitesinde
CHP’nin 2 numarası PKK sitesinde

CHP'nin 2 numarası Sezgin Tanrıkulu, 24 şehit haberinin ardından yaptığı açıklamadan ötürü Cumhurbaşkanı Gül'e tepki gösterdi. Hem de hangi kanal aracılığıyla?.. Çok şaşıracaksınız…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun sağ kolu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, terör örgütü PKK'nın ANF adlı sözde haber ajansına özel açıklamalarda bulundu. Ve açıklamasında, Cumhurbaşkanı Gül'ü hedef gösterdi.

ANF, CHP'li Tanrıkulu'nun kendilerine yaptığı açıklamayı “CHP: İntikam söylemi aşırı milliyetçilere fırsat verir” başlığıyla duyurdu.

Haberde şöyle denildi:

“HPG'nin Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki eyleminden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “intikamını misliyle alacağız” sözlerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu tepki gösterdi. ANF'ye konuşan Sezgin Tanrıkulu, öfkenin bu kadar yükseldiği bir dönemde, bu söylemin aşırı milliyetçi duygularla hareket edenler tarafından kötüye kullanılabileceğini belirtti.”

BDP'YE SAHİP ÇIKTI

CHP'li Tanrıkulu, terör örgütünün siyasi uzantısına da sahip çıkarak, BDP'ye tepki gösteren Başbakan Erdoğan'a yüklendi.

Haberde “BDP'ye yüklenen Başbakan Erdoğan'ın kendi sorumluluğunu örtme çabası içinde olduğunu söyleyen Tanrıkulu, ‘Bu meclis çözüm olanağını yaratacak başka bir şansımız yok. Zira köprüden önce son çıkıştayız' diye konuştu” denildi.
 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 25 Kasım 2011 Cuma 12:07  
yine döneklik yine akp

http://www.facebook.com/photo.php?v=126296064148387

dün yaptığını bugün inkar eden akpden bir döneklik daha.
 
Yazar Mesaj
point | Offline 9 Aralık 2011 Cuma 01:11  Kılıçdaroğlu Çark Etme Rekoru Kırdı. İşte Kılıçdaroğlu’nun Çarkları!
çark etme rekorunu kimse sizin kafadan iyi kıramaz. bak 26 ocak 2011 tarihli bir derleme.. Daha 2011 sonuna kadar ne kadar çark etti. herkes görüyor..

U' dönüşlerini alışkınlık haline getiren Kılıçdaroğlu, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Ergenekon sanıklarını milletvekili yaparak hapisten çıkarma planından da çark etti. Kılıçdaroğlu daha önce adaylık, başörtüsü, resepsiyon ve çarşaf liste konusunda da verdiği sözleri tutmamıştı.


CHP'nin bazı Ergenekon sanıklarını milletvekili yaparak hapisten çıkarma projesi kamuoyundan tepki alınca Kılıçdaroğlu, yeni bir 'u' dönüşü yaptı. Kılıçdaroğlu, dün grup toplantısının ardından Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın aday gösterilip gösterilmeyeceğini soran gazetecilere "Öyle bir şey yok" cevabını verdi. Kılıçdaroğlu, akşam milletvekillerine verdiği yemekli toplantıya gelişinde ise "İsteyen aday adaylığı için başvurabilir. Yasal bir engel yok. Ama partinin bir karar yok" diye sabahki konuşmasını tashih etti. CHP Lideri, "Bu konuda parti içinde görüş ayrılığı var mı?" sorusuna da "Olabilir de olmayabilirde. Partide yüz binlerce üye var" diye kaçamak bir cevap verdi.

Kılıçdaroğlu, Bursa ziyaretinde de Ergenekon sanıklarına yeşil ışık yakarak tartışmanın fitilini ateşlemiş, son olarak Denizli gezisinde, "Her talebe saygılıyız, niye böyle bir talep geldi diye bir şey diyemeyiz ama sonuçta karar verecek olan parti organları" diyerek açık kapı bırakmıştı.

CHP Grup Başkanvekili olduğu dönemden itibaren çarklarıyla dikkat çeken Kılıçdaroğlu, başörtüsü, genel af, adaylığı ve Dersim konularında da çark etmişti. Kılıçdaroğlu'nun çarklarının bir bölümü şu şekilde:

DERSİM: Kılıçdaroğlu, grup başkanvekilliği döneminde CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen'in "Kurtuluş Savaşı'nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs'ta analar ağlamadı mı? Kimse 'analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım' dedi mi?" sözlerine tepki gösterdi. Baykal'ın Öymen'den yana tavır alması üzerine ilk dikkat çeken 'u' dönüşünü yaptı.

ADAYLIK MESELESİ: Baykal kaset skandalıyla başkanlığa veda edince ismi işaret edilen Kılıçdaroğlu, kesinlikle aday olmadığını açıkladı.

ETRO GÖMLEK: Kurultay'a fiyatı 500 lirayı bulan Etro gömlekle çıktı. Haber olunca "Parasını ben verdim" diyerek kendini savundu. Fatura başkasının adına çıkınca ise sessizliğe büründü.

BAŞÖRTÜSÜ AÇILIMI: Referandumdaki vaadi başörtüsüne özgürlüktü. Başbakan Erdoğan'ın "yasa teklifi hazırlayalım" önerisi üzerine birçok şart öne sürdü.

GENEL AF: Referandumdaki bir diğer vaadi terör suçlularını da kapsayan 'genel af'tı. Tepkiler üzerine affı bir daha ağzına almadı.

KÜRT AÇILIMI: Kürt açılımı ile ortaya çıktı. Fakat Kürt lafını bile ağzına almazken "Güneydoğu sorununun ekonomik kalkınma ile çözeriz" noktasında kaldı.

HAVUZLU VİLLA: Erdoğan'ın 'havuzlu villada' oturduğu gerekçesiyle eleştirdi ama kendisinin bir havuzlu villaya sahip olduğu ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu bunun üzerine yavaş yavaş havuzlu villa konusunu gündemden düşürdü.

RESEPSİYON: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün29 Ekimresepsiyonuna katılacağının sinyalini verdi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM'de Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin resepsiyona katılmayacağını açıkladı. Kılıçdaroğlu da resepsiyona katılmaktan vazgeçti.

ÇARŞAF LİSTE: Partide Önder Sav ve adamlarını tasfiye için olağanüstü kurultaya gitme kararı alınca parti yönetiminin çarşaf listeyle oluşacağı sözünü verdi. Fakat kurultayda delegelerin karşısına blok liste ile çıktı. Böylece Sav'ın adamları listeyi delemediler.

ÖN SEÇİMLE VEKİLLİK: Milletvekili aday adaylarının belirlenmesi için illerde ön seçim yapılacağını vaat etti. Sonra örgüt hazır değil denilerek ön seçim merkez yoklamasına, merkez yoklaması da eğilim yoklamasına dönüştü.

DARBEYE KILIF: Darbelere gerekçe gösterilen TSK İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesinin kaldırılması için çağrıda bulundu. CHP ise bu maddeyi kaldırmak yerine adeta darbeye yasal kılıf hazırladı 
Yazar Mesaj
point | Offline 9 Aralık 2011 Cuma 01:16  "Biz öyle sayın Başbakan gibi söz verip de sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz!"
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul'daki referandum mitinginde yaptığı konuşmasında "Biz öyle sayın Başbakan gibi söz verip de sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz!" diyerek yılın gafına imza attı. Kılıçdaroğlu kendi ağzıyla sahtekar biri olduğunu bu şekilde belli etmiş oldu. Belkide Kılıçdaroğlunun ağzından istemeyerek de olsa çıkan tek düzgün söz bu olmuştur. Kılıçdaroğlu lafının arkasında duran bir adam olmadığını gözler önüne sermiş oldu.


Kemal Kılıçdaroğludan büyük gaf! | video.mynet.com

 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 10 Aralık 2011 Cumartesi 19:44  
akp dönekliğinin tümü http://www.facebook.com/photo.php?v=126296064148387 bu linkteki gibi sabitken muhalefetin ne olduğu önemli değil.

hükümeti elinde tutan, 10 yıldır terörün, fahiş ve hukuksuz vergilerin bütün pisliğin sorumlusu iktidarın gerçek yüzü bu, iktidar buyken polisi, askeri, kanunları yönetmeyen, düzenlemeyen insanları kötüleyerek hiçbir yere varamazsınız. 
Yazar Mesaj
point | Offline 12 Aralık 2011 Pazartesi 01:21  çevir yanmasın
çevir yanmasın her zamanki gibi.. kıvırmısta kıvırmıs. ee kimin savunucusu. savunduğu adamlar gibi kıvrak yalancı olacak ki... değilmi



türk bayrağına saygısının bu olanın muhalefeti de yukardaki gibi kıvırtma dolu olur tabii..



Tüylerim diken diken oldu. İŞTE ADAM GİBİ ADAM. | video.mynet.com

 
Yazar Mesaj
point | Offline 11 Şubat 2012 Cumartesi 00:38  KILIÇDAROĞLU ÇOK FENA REZİL OLDU
Kılıçdaroğlu'na, DİSK Genel Kurulunda, Çiller hakkında yakalama kararı çıktığı yazan bir not verilmişti. Peki Kılıçdaroğlu'nu ters köşe yapan bu notu kim verdi?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı (CHP) Kemal Kılıçdaroğlu, DİSK'in 14. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma sırasında eski Başbakanlardan Tansu Çiller hakkında yakalama kararı çıktığını iddia etmişti. Kürsüde konuşma yaptığı sırada görevlilerden birinin getirdiği notu okuyan Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlarım bir not getirdiler, Tansu Çiller'e tutuklama kararı çıktı diye. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak" demiş ve salondan alkış sesleri yükselmişti.

KILIÇDAROĞLU'NDAN DÜZELTME

CHP lideri Kılıçdaroğlu toplantı sonrası yapmış olduğu açıklamada kendisine verilen bilgi notunun doğru olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine yapmış olduğu açıklamada: "Bana not geldi ama daha sonra o notun yanlış olduğu söylendi." ifadelerine yer verdi.

 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 14397
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com