Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Eskişehir -- > Genel

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
Büyükerşen, 27 Mayıs’ta Askeri Aracın Üzerine Çıkarak Sevinç Gösterileri Yapmıştı
Yazar Mesaj
point | Offline 3 Haziran 2013 Pazartesi 14:19  Büyükerşen, 27 Mayıs’ta Askeri Aracın Üzerine Çıkarak Sevinç Gösterileri Yapmıştı
Büyükerşen, 27 Mayıs’ta Askeri Aracın Üzerine Çıkarak Sevinç Gösterileri Yapmıştı

27 Mayıs ihtilalinde Eskişehir’de askeri aracın üzerine çıkarak sevinç gösterileri yapan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen’in hocası ve Anadolu Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. Orhan Oğuz, 27 Mayıs ihtilalinin canlı şahidi olarak o dönemi anlattı.

Büyükerşen, 27 Mayıs’ta Askeri Aracın Üzerine Çıkarak Sevinç Gösterileri Yapmıştı


27 Mayıs ihtilalinde Eskişehir’de askeri aracın üzerine çıkarak sevinç gösterileri yapan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen’in hocası ve Anadolu Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. Orhan Oğuz, 27 Mayıs ihtilalinin canlı şahidi olarak o dönemi anlattı.


Orhan Oğuz, eski başbakanlardan Adnan Menderes’in de olduğu bir akşam yemeğinde rahmetli milletvekillerinden Halil Koçak’ın kendisine ve yanındaki savcıya; “Menderes’in karşısında yemekte siz bulunun. Olur olmaz adamlar gelirler ne dediklerini bilmezler ve başbakanın asabını bozarlar, ortam gerilmesin” dediğini, kendilerinin ise bahaneler bularak erken kalkacaklarını ifade ettiklerini söyledi. Ardından yemeklerin yendiğini, subayların başbakanı methettiğini, bir subayın başbakana size verecek bir kalbim bir de sigaram var diyerek nutuk çektiğini belirten Oğuz, ertesi gün temel atma ve okul açma törenlerine katıldıklarını ve her şeyin çok normal olduğunu vurguladı.


Yılmaz Büyükerşen’in “Menderes ve Arkadaşları İki Uçak Dolusu Altınla Yurtdışına Kaçtı” Yalan Haberi Askerler Tarafından Toplatıldı


Orhan Oğuz: “Ticaret odasının bir yemeği vardı. Biz de gittik ve protokolde olduğumuz için oradan ayrılamadık. Bir kenarda savcıyla oturduk. Akşama doğru hava bozuldu. Menderes’in yanında Paşa Kireçtepe oturuyor ve onunla samimi konuşuyorlar. Onun yanında da Hasan Polatkan falan var. Fakat Hasan Polatkan’ın rengi kaçık. O gün meclisteki tartışmalar bizlere de intikal etti. Yemekler bitti ve dışarıya gidip gelmeler başladı.

Başvekil gitti geldi bir şeyler oldu. Biz de bu arada olanları gözlüyoruz. O gün yemek erken bitti. Biz de evlerimize gittik. Gece 4'de telefon çalmaya başladı. Arayan talebem Yılmaz Büyükerşen. Hocam, radyoyu aç ihtilal oldu dedi. Radyoyu açtım, olanları duyunca şaşırdım, evde de yalnızım. Valiyle de aramız iyiydi. Bende de acemilik var. Valinin evine telefon açtım. Valinin hanımı çıktı. Yenge hanım neler oldu radyoda bir şeyler söylüyorlar dedim. Valinin eşi; “İbrahim Bey(vali)yok, onlar hep beraber Kütahya’ya doğru gittiler” dedi.

Ben de balkona çıktım oturdum. Baktım caddelerde kimse yok. Bir ara askerler arabalarla geçtiler. Baktım ki, gençler bir askeri jipe binmişler bayrakları açmışlar. “Hocam emrin var mı?” diye bağırıyorlar. Ben de sokağa çıkma yasağı olduğu için evde oturuyorum. İçinde Yılmaz Büyükerşen'in de aralarında olduğu gençlere bir isteğimin olmadığını söyledim.

Bunlar askeri jiple Eskişehir’de dolaşmaya devam ettiler. Bir ara karşıda ablamın evine giderek orada kahvaltı yaptım. Fakat beni ararlar ve bulamazlar endişesiyle eve geri döndüm. Bir süre sonra bizim gençler; “Hocam ekmek getirelim mi?” diye bağırdılar. Bu arada ben balkondan olan biteni seyrediyorum. Bunlar gidip geliyorlar.

Meğer matbaaya gitmişler ve bir gazete bastırmışlar. Gazetede “İktidar mensupları iki üç uçak dolusu döviz ve altınlarla yurtdışına kaçtılar” yazıyor. Yurt dışına kaçanlar arasında Hasan Polatkan ve Celal Bayar’ın olduğunu yazan gazeteleri dağıtmaya başladılar. Gazetenin adı kesin Sakarya’dır. Yılmaz Büyükerşen bunların ele başları çünkü. Ben Yılmaz’ı zamanında Ankara’dan getirdim ve kaydını yaptırdım. Devlet hazinesinden para ödeyerek bir de memur yaptım.

Bunu yetiştireyim topluma yararlı hale getireyim diye uğraştım. Akıllı filan ama işte bir de bu tarafları var” dedi. Bu arada gazetenin basıldığını Ankara’dan askerler duymuşlar ve askerden dağıtılan gazetelerin toplatılması yönünde reaksiyon geldiğini söyleyen Oğuz, bu sefer dağıttıkları gazeteleri toplamak için uğraştıklarını ve ancak bir kısmını toplayabildiklerini belirtti.


Menderes’i Kütahya’da Tutukladılar


Oğuz konuşmasına şöyle devam etti: “Menderes Kütahya’ya gitmek istedi. Bu sırada bizim Hava Kuvvetleri işgal edilmiş. Oradan bir uçakla Konya’ya gitmeleri mümkün değil ve ertesi gün toplantı var. Konya’ya gitmek istiyorlar ama Hava Kuvvetleri’nden uçak kaldıramıyorlar. Kara Kuvvetleri’nde Yurt İçi Bölge Kumandanı Tümgeneral Hakkı Paşa; “Ben sizi kendi arabamla götüreyim” diyor. Onun arabasını ve bir kaç sivil arabayla Kütahya’ya doğru yol alıyorlar. İhtilal başarılı oluyor ve toplanıyorlar. Fakat baş vekil ve bazı bakanlar yok. Askerler çekiniyor ve korkuyorlar.

Baş vekili arattırıyorlar. Hava Kuvvetleri’nden talimat veriyorlar. Albay Muhsin Batur uçağa eski Hava Kuvvetleri Kumandanının oğlu Mehmet Ali Bilkan’la birlikte biniyor. Beraber ana giriş yollarını arıyorlar. Nihayet Kütahya’ya yakın mesafede beş, altı araba görüyorlar. Ve başbakan ve beraberindekileri bulduklarını anlıyorlar. Siz bunları alın ve Ankara’ ya getirin diyorlar.

Bu esnada demokratlar Hava Kuvvetleri’ne gidip kumandanın odasına gidiyorlar ve uçak ayarlayıp Konya’ya gitmek istiyorlar. Konya’ya giderlerse ihtilal tersine dönecek. Onlar uçak araştırırken Muhsin Batur da uçaktan iniyor. Kuleye çıkıyor ve kapıyı çalıyor. Karşılarında albayı görünce şaşırıyorlar. Muhsin Batur Menderes’e; “Ankara’dan emir aldım, sizi sağlıklı bir şekilde Ankara’ya götürmeye geldim” diyor. Menderes de; “Yani bizi tevkif mi ediyorsun?” diye soruyor. Batur ise, emir aldığını ve kendisini sağ salim Ankara’ya ulaştırma mecburiyetinde olduğunu ifade ediyor.

Menderes: “Sen bize 5,10 dakika müsaade et. Biz bir istişare edelim konuşalım, sana haber veririz” diyor. Muhsin Batur beklerken bunlar silahlıysa ve bize karşı çıkarlarsa arbede olursa diye korkuyor. 2,3 dakika sonra kapıyı vuruyor; “Efendim, vakit tamam buyurun” diyor. “Peki gidelim” diyorlar ve Muhsin Batur’un uçağına biniyorlar. Menderes, Mehmet Ali Bilkan’a; “Sigara yok mu?” diyor. Bilkan: “Var efendim” diyor ve veriyor. Ankara’ya geliyorlar. Etimesgut’ta iniyorlar ve askerler onları karşılıyor. Ertesi gün sokağa çıkma yasağı kaldırılıyor.



kaynak: ajans26.com 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 17874
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com