Bugün; mazisi eşsiz kahramanlık, zafer, şan ve şerefle dolu aziz milletimizin ebedî yurdumuz olan Anadolu’da, muazzez vatan toprağımız uğruna verdiği zorlu mücadeleyi başarıyla neticelendirdiği kutlu bir gündür. Cumhuriyet’imizin kuruluşunu müjdeleyen büyük zaferimizin 99. yıl dönümünü kutlamanın haklı gururunu ve heyecanını yaşıyoruz. 

30 Ağustos; Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Samsun’da başlatılan İstiklal Mücadelemizin tüm yokluk, yoksulluk ve imkânsızlıklara rağmen zafer ile taçlandığı tarihtir. Tüm mazlum halkların ilham ve umut kaynağı olan 30 Ağustos Zaferi; milletimizin canından daha aziz bildiği vatan topraklarında bağımsız yaşama iradesinin tüm dünyaya ilanıdır. 30 Ağustos; “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyen bir milletin “kükremiş bir sel gibi bendini çiğneyip aşmasıdır”. Beş çayını İstanbul’da içmeyi uman düşman, nasıl “Çanakkale’nin geçilmez” olduğunu anladıysa 30 Ağustos’ta da Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu, Malazgirt Zaferi’nden bu yana bir kez daha idrak etmiştir. Türk milletinin esarete mahkûm edilemediğini, bunun düşüncesinin bile -İstiklal Marşı’mızda ifadesini bulduğu üzere- “çılgınlık” olduğunu bir kez daha anlayan düşmanlara necip milletimiz, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir ders vermiştir.

Bağımsızlık için yaşayıp vatanı için şehit düşen bir milletin evlatları olarak tıpkı 99 yıl önce olduğu gibi bugün de birliğimizi, bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi hedef alanlar, kuşkusuz aynı hezimete uğrayacaktır. Binlerce yıllık güçlü devlet geleneğimiz, medeniyet tasavvurumuz; millî, manevi değerlerimiz ve milletimizin mayasında olan üstün hasletler karşısında hiç şüphesiz ki başarılı olamayacaklardır. Tek Millet, Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Vatan şuuruyla vatan topraklarına kast edenlere gerekli cevap en son 15 Temmuz gecesi destansı mücadele ile verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde ve dünyada güvenli, güçlü ve istikrarlı bir devlet olmasından endişe duyanların sergiledikleri tüm yıkıcı ve bölücü tehditlere karşı uyanık ve hazır olmalı; yüksek değerlerimize sahip çıkarak millî birlik ve beraberlik ile sosyal dayanışma ruhu içinde birbirimize kenetlenmeliyiz.

Yüce Devletimiz ekonomik ve siyasi bağımsızlığına yönelik tehditleri, saldırı girişimlerini; bekasına yönelen tehditleri kaynağında bertaraf etme konusunda aynı kararlılığını muhafaza etmektedir. Miras aldığı medeniyetimiz ışığında tarihsel sorumluluğun bilinci ile bugün, gerek büyük kalkınma hamleleri ile gerekse nüfuz ve itibarı ile Türkiye; ebediyete akan zaman içinde 2053 ve 2071 hedeflerine doğru lider bir duruş ve büyük bir özgüvenle ilerlemektedir. Atatürk’ün hayalini kurduğu büyük ve güçlü Türkiye mücadelemiz azim ve kararlılıkla sürmektedir.

30 Ağustos Zafer Bayramı ve aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri Günü’nün yıl dönümü dolayısıyla aziz milletimizi ve kahraman silahlı kuvvetlerimizin mensuplarını kutluyor; başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor; tüm Eskişehirli hemşerilerimi saygıyla selamlıyorum.