24 Ocak 2020’de Elazığ’da meydana gelen ve 41 vatandaşı hayattan koparan depremin 1. yıl dönümü duygusal anlara sahne oldu. Türk Kızılay yöneticileri, personelleri ve gönüllüleriyle deprem bölgesine giderek hayatını kaybedenleri mezarı başında andı ve konteyner kentte kalan çocukların yüzlerini gülümsetti.
 
Merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan 24 Ocak 2020'de yaşanan 6,8 büyüklüğündeki deprem 41 vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açmıştı. Afetin etkilerini azaltmak, yaraları sarmak için tüm imkânlarını seferber eden Türk Kızılay da yıl boyunca desteklerini sürdürdü. Yıkıcı depremin 1. yıl dönümünde ise yöneticileri, personelleri ve gönüllüleriyle bölgeye giden Kızılay, ilk olarak depremde evleri hasar gören ve konteyner kentte yaşamlarını sürdüren ailelerin çocukları için çeşitli etkinlikler düzenleyerek hediye dağıttı. Kızılay gönüllüleri, depremin yıl dönümü dolayısıyla Aşağı Demirtaş, Kırklar ve Doğukent mahallelerinde kurulan geçici barınma merkezlerindeki çocuklarla bir araya geldi. Etkinlikte çocuklar, palyaço kıyafeti giyen gönüllülerin de katılımıyla davul ve klarnet eşliğinde güzel vakit geçirdi.
 
Elazığ Müftülüğünce İmam-ı Azam Camisi'nde hayatını kaybedenler için düzenlenen mevlit programının ardından ise programa katılanlara çıkışta lokma ikramında bulunan Kızılay, depremde hayatını kaybeden 41 vatandaşımızı mezarları başında dualarla andı. Yaşanan depremlerden ders çıkartılması gerektiğinin altını çizen Türk Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan, “Depremde 41 kardeşimiz canını kaybetti. Allah hepsine rahmet eylesin. Temennimiz, duamız ve beklentimiz, depremlerden ibret alınması, yaşadığımız yerlerin korunaklı hale getirilmesi ve insanlarımızın daha duyarlı olmasıdır” dedi.
 
“Depremler gerçeğimiz, ancak ölümler kaderimiz değil”
 
Kızılay tarafından Elazığ depreminin 1. yıl dönümüne özel olarak gerçekleştirilen canlı yayın etkinliğine video konferans yoluyla katılan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, “Fay hatları dünyanın oluşumundan bu yana canlı ve hareket halinde. Depremler bizim bir gerçeğimiz, ancak acılar ve ölümler kaderimiz değil. Halının altına herhangi bir şeyi süpürmeden bütün zaaflarımızla yüzleşerek, bir fertten başlayan ve devletin bütün mekanizmalarını kuşatacak büyük bir sorumluluk ve samimiyetle hareket ederek, depremi çok daha ağır geçirmelerine rağmen aldıkları önlemlerle hayatta kalabilen ülkeler gibi olabiliriz” şeklinde konuştu.