Akar, Doha’da CNN Türk Canlı Yayınına Katılarak Soruları Cevapladı - Eskişehirliyiz BizEskişehir Haber Eskisehir Haberleri Gundem Güncel Konular ve Tartışmalar
Akar, Doha’da CNN Türk Canlı Yayınına Katılarak Soruları Cevapladı
28.03.2022
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Doha programı sırasında CNN Türk canlı yayınına katılarak gündeme dair soruları cevapladı. Bakan Akar’ın açıklamaları şöyle:
BURADAKİ ÇALIŞMALAR ÜÇÜNCÜ ÜLKELER İÇİN TEHDİT DEĞİL
Şimdi bildiğiniz gibi çok kısa bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat buraya gelmek suretiyle gerekli bilgileri aldılar. Gerekli talimatları verdiler. Hem öncesi hem de en son verilen talimatlar çerçevesinde burada oluşturulan müşterek bir birliğimiz var. Birleşik müşterek bir karargâh ve şuandaki mevcut hâlinin ötesinde yapılacak çalışmalar ile daha da genişleyecek olan bir birlikten bahsediyoruz.
Burada tabii bu birlik gerçekten hem Türkiye hem Katarlı kardeşlerimiz için önemli, burada kardeşliğimizin, dostluğumuzun, tarihî geçmişimizin ve ortak değerlerimizin bir ifadesi olarak Türk ve Katarlı askerler yan yana, tek yumruk, tek yürek olarak kardeşçe çalışmalarını sürdürüyorlar.
Türkiye olarak biz tabii burada Katar’daki mevcudiyetimiz yanı sıra gerçekten özellikle bu son yıllarda Cumhuriyet tarihimizin en yoğun bir dönemini yaşıyoruz, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak. Hem yurt içinde hem yurt dışında hem de dost ve kardeş coğrafyalarda varlığımızı sürdürüyoruz. Ve orada kardeşlerimizin, dostlarımızın, müttefiklerimizin haklı davalarına elimizden geldiğince destek sağlamaya çalışıyoruz. Ve oradaki çalışmaları da desteklemek suretiyle hem Türkiye’deki tesislerden istifade ile hem de Katar’da ve Katar benzeri diğer coğrafyalardaki tesis ettiğimiz tesislerden istifade ile oradaki dostlarımızla, müttefiklerimizle Silahlı Kuvvetlerimizin çalışmasını sürdürüyoruz.
Bunlar eğitim şeklinde oluyor. Tatbikat şeklinde oluyor. Bunlar tabii ki önemli, burada şimdi bu konularda yapılan çalışmalar buradaki birliklerin kendi alanlarında taktik ve teknik konularda gelişmelerini sağlamayı amaçlayan bir faaliyet. Buradaki yapılan çalışmalarda hiçbir şekilde üçüncü ülkeler için tehdit söz konusu değil. Burada biz savunma konularında çalışıyoruz. Ve tabii bunun savunmanın güçlenmesi, caydırıcılığın da gelişmesi demektir. Bu manada yapılan çalışmalarımız tarihimize ve değerlerimize uygun bir şekilde devam etmekte.
Bizim Katar ile olan kardeşliğimizin geçmişi çok uzun. Tabii bu kardeşlik sadece askerî, savunma ve güvenlik alanlarında değil, sizin de yakından takip ettiğiniz gibi uluslararası arenada aşağı yukarı bütün konularda tam bir mutabakat içinde, politik beraberliğimiz, diplomatik beraberliğimiz, politikalarımızdaki paralellik devam ediyor. Kardeşçe ve gerçekten gerçek bir müttefik olarak birbirimizi desteklemeye devam ediyoruz. Bu da ülkelerimiz için, bölge için son derece önemli. Bizim gayretimiz hem kendi hak ve menfaatlerimizi korumak, kollamak hem de diğer taraftan olabildiğince bölge ve dünya barışına katkı sağlamak ki bu da zaten Türkiye ile Katar arasındaki yapılan bu birlikteki çalışma, Birleşik Müşterek Karargâhımızdaki yaptığımız çalışma bunun çok güzel bir örneğidir.
Geçtiğimiz dönemde hatırlarsanız bazı krizler oldu, o krizlerde dahi biz burada hiçbir şekilde bir farklılık gözetmeksizin burada Katarlı kardeşlerimizle beraber olduk, birlikte olduk. O günlerdeki sıkıntıları beraber atlattık. Ayrıca benzer şekilde yine, biliyorsunuz NATO çekildi, Afganistan’dan, Amerikalılar çekildi, fakat biz bunun ötesinde Katarlı kardeşlerimizle beraber orada mevcut yeni yönetimle oradaki Afganlı kardeşlerimizin yararına olacağını düşündüğümüz için kalabileceğimiz yönünde çalışmalar yaptık. O çalışmalar belli bir noktaya kadar geldi, sürüyor. Onun sonuçlarını da takip edeceğiz. Bu şekliyle bizim dostluğumuz, kardeşliğimiz sürecek ve bunun da hiç kimseye zararı asla söz konusu değil, hem ülkelerimiz için hem de bölge için sonuçta yararlı bir faaliyet olduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer hususta Türkiye-Katar arasındaki iş birliğimizin güzel bir örneği, malum önümüzdeki günlerde, önümüzdeki dönemde burada dünya futbol şampiyonası yapılacak, ben peşinen Katarlı kardeşlerime bu çalışmalarında başarılar diliyorum. Bu faaliyetin bu müsabakaların yapılma sırasında Dünya Şampiyonasının güvenliği konusunda da yine Türkiye-Katar iş birliği yoğun bir şekilde devam etmekte, bu manada Türkiye olarak bütün imkânlarını seferber etmek suretiyle buradaki Katarlı kardeşlerimizin ihtiyaçları, talepleri ne olursa onların hepsini karşılamaya gayret gösteriyoruz.
BİR AN ÖNCE ATEŞKESİN SAĞLANMASINI İSTİYORUZ
Orada bu zirve tabii çok yoğun geçti. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türk Delegasyonu olarak orada biz daha önceki çalışmaların bir sonucu. Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekten orada çok önemli bir konuşma yaptı, gene heyete. Ayrıca ikili görüşmeler yaptılar ve bu konularda, bu bizim hem ülkemizle alakalı hem de gene NATO ile alakalı, tamamıyla NATO’nun geneliyle alakalı, savunmasıyla alakalı konularda çok önemli görüşlerini, değerlendirmelerini Sayın Cumhurbaşkanımız oradaki tüm heyete aktardılar. Önemli teklifleri oldu, önemli talepleri oldu. Gerçekten bunların oradaki diğer üyeler tarafından da çok dikkatli bir şekilde, hassas bir şekilde takip edildiğini görmekten de memnuniyet duyduk. Bizim oradaki yaptığımız çalışmaları değerlendirmek için de biraz daha geriye gidip bakmak lazım gerçekten şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde artık uluslararası arenada özne hâline gelmiş bir ülke. Bizim buna bağlı olarak hem etki alanımız hem ilgi alanımız genişlemiş bulunuyor. Biz bu çerçevede ilkeli bir politika izlemek suretiyle gerçekten, saygın ve seçkin bir yere sahibiz, bu yerimizi de her geçen gün güçlendirmekteyiz. Bildiğiniz gibi bu zirvede ana konu Rusya-Ukrayna meselesi idi.
Biz deniz yolu ile Karadeniz üzerinde hem Ukrayna ile hem Rusya ile komşuyuz ve iki ülke ile de ilişkilerimiz belli bir düzeyde gitmekte, dolayısıyla orada bizim gayet saygılı, gayet yapıcı, olumlu bir çizgide ilişkilerimizi devam ettirmekteyiz. Fakat aynı zamanda biz başlangıçtan itibaren de ilkeli politikanın gereği olarak diyoruz ki biz bütün ülkelerin sınırlarına, haklarına saygılıyız. Bu manada Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Sayın Cumhurbaşkanımız bunu birçok kez ifade ettiler. Biz Ukrayna’nın sınırlarına saygılıyız, egemenliğine saygılıyız, toprak bütünlüğüne saygılıyız. Ayrıca 2014’ten beri de biz Rusya tarafından Ukrayna’nın haksız bir şekilde ilhak edilmesini tanımadığımızı bütün ortamlarda Sayın Cumhurbaşkanımız dile getirdi. Ayrıca diğer arkadaşlarımız da bunu her yerde ifade ettiler. Bunu orada tekrarladık ve bizim ilişkilerimizin iyi olması, Ukrayna ve Rusya ile görüşüyor, konuşuyor olmamız herhangi bir şekilde ilkelerimizin tavizi anlamında değil. Fakat ülkeler arası münasebetlerde belirli bölümler vardır, belirli sektörler vardır. Bir taraftan böyle bir taraftan böyle, biz tamam ilişkilerimizi sürdürüyoruz fakat diğer taraftan da ilkelerimizi bir şekilde her ortamda dile getirmeye devam ediyoruz. Bu önümüzdeki dönem için de oradaki görüşlerimizi Sayın Cumhurbaşkanımız çok açık bir dille hem genel kurulda hem de ikili görüşmelerde dile getirdiler. Biz bir an önce ateşkesin sağlanmasını istiyoruz. Talep ediyoruz, bunun için çalışıyoruz, bunun için gayret gösteriyoruz.
Şimdi bu sahayla alakalı bildiğiniz gibi çok değişik farklı bilgiler geliyor. Taraflarca bizde bunları olabildiğince dikkatli bir şekilde, ihtiyatlı bir şekilde değerlendirmelerimizi sürdürüyoruz. Fakat açık olan bir şey var ki iki tarafta bu konuda herhangi bir şekilde kesin bir şekilde hayır demiyorlar. Hayır demedikleri kesin görüşmeler için. Dolayısıyla umut verici bir durum dolayısıyla biz buradan hareketle insani durumun giderek kötüleşmekte olduğunu da tespit ederek bir an önce son vermek için biz bu görüşmeyi teşvik ediyoruz. Bu görüşmeyi destekliyoruz. İki lider arasında yapılması muhtemel. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız ev sahipliği yapabileceklerini orada kendileri arasında üçlü görüşmede katılabileceklerini, kolaylaştırıcı olarak elimizden gelen ne ise bunları da yapabileceğimizi tekrar tekrar dile getirdiler. Bu manada biz önümüzdeki dönemde görüşmelerin olabileceğini, buluşmanın olabileceğini yer olarak Türkiye olabilir, başka bir yer olabilir Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda açık tekliflerini ortaya koydular. Ve böylece bizim temennimiz, dileğimiz bu ateşkesin bir an önce sağlanması. Burada tabii Türk vatandaşlarımız da var, diğer ülke vatandaşları da var. Ukraynalı masum ve sivil insanlar da var. Kadınlar, çocuklar vesaire bunların hepsinin efendim bir şekilde savaş alanından, çatışma alanından tahliyesi söz konusu bunun üstünden biz Türkiye olarak Dışişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanımızın liderlerle yaptığı görüşmeler çerçevesinde ciddi taleplerimiz var. Çalışmalarımız var ve bunun ilgili bize düşen görevlerimizi yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Bu Mariupol’deki malum bir durum var, kritik bir durum var bu konulara da biz hem Ukrayna tarafıyla hem Rusya tarafıyla arkadaşlarımız Millî Savunma Bakanlığı olarak sürekli temaslarımızı sürdürüyoruz. Oradaki ataşemiz ilgili birimlerle hem Moskova da hem Ukrayna’daki Kiev’deki ilgili birimlerle de anlık irtibatlarını sürdürüyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız bildiğiniz gibi Brüksel’deki zirve de Sayın Macron’la da ikili görüşmeler yaptılar. Bu ikili görüşme çerçevesinde birlikte çalışabileceğimizi birlikte çalışmamızın bir göstergesi örneği olarak da böyle bir teklifte bulundular. Bu konu üzerine gerekli çalışmalar yapılıyor. Bizim zaten esasen ciddi temaslarımız var. Hem Ukrayna hem Rus tarafı ve dolayısıyla bu tahliyeler konusunda da çalışmamızı sürdürüyoruz. Bir de bizim orada iki uçağımız var ayın 23’ünde gönderdiğimiz, 23 Şubat’ta gönderdiğimiz, insani yardım gönderdiğimiz iki uçağımız var onlar maalesef tam insani yardım malzemelerini bıraktıktan sonra dönüşleri sırasında bu taarruzlar başladı, saldırılar başladı. Hava sahası kapatılması nedeni ile uçağımız orada kaldı. Bu konuda da yakın temasımız hem Rusya hem Ukrayna ile devam ediyor. Herhangi bir yanlışlık olmaması bakımından herhangi bir istenmeyen durumla karşılaşmamak bakımından durum sükûnete kavuşuncaya kadar emniyetli bir şekilde uçuş ortamı doğuncaya kadar orada uçaklarımızın kalması konusunda hem Ukrayna hem de Rusya’yla mutabık kaldık. Dolayısıyla orada hem iki taraf, Rusya tarafı hem Ukrayna tarafı, bu konuda gerçekten bizimle çok yakın, sıcak, samimi iş birliği içindeler onlara da bu vesileyle çok teşekkür ediyorum. Bizim bu uçaklarımız konusunda diğer tahliye konusunda gerçekten Ukrayna’yla iş birliğimiz devam ediyor. Diğer taraftan da biz ta başlangıçtan itibaren Ukrayna’ya insani yardım konusunda elimizden gelen gayreti gösterdik, desteği sağladık. Aynı şekilde bu destek devam ediyor. Bununla ilgili yapılabilecek ne varsa bugüne kadar yaptık, insani yardım konusunda, bunu da sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz, buna devam edeceğiz. Ve bu konuda da zaten Sayın Zelensky başta olmak üzere tüm Ukraynalı müteaddit defalar bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye’ye sık sık teşekkür ettiler. Sizin de takip ettiğiniz, bildiğiniz gibi.
MAYIN AVLAMA GEMİLERİMİZ GÖREV BAŞINDA
Şimdi bizim bir Rusya tarafından Ukrayna tarafından bu konuda çeşitli bilgiler bize ulaştı. Bu bilgiler çerçevesinde Odesa bölgesinde deniz mayınlarından bir kısmının istenmedik bir şekilde koptuğunu ve serseri mayın tabir ettiğimiz şekli ile mayınların bölgede olduğuna, olabileceğine dair bilgiler geldi. Biz bunu bir taraftan tahkik ederken, incelerken hem Rusya hem Ukrayna temaslarımızı sürdürüp nedir gerçek tam gerçek bunu anlamaya çalışırken diğer taraftan da başta Deniz Kuvvetleri olmak üzere uçar ve yüzer unsurları Deniz Kuvvetlerimizin bir anlamda seferber ettik, onları ikaz ettik, arkadaşlarımız teyakkuz durumundalar ve o günden beri bu haber ilk geldiği andan itibaren herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak bakımından mayın avlama gemilerimiz dâhil hepsi görevinin başında. Diğer kurumlarla sahil güvenlik ile birlikte diğer kurumlarla da bunların hepsi paylaşıldı birlikte çalışıyoruz. Bu konuyla alakalı bildiğiniz gibi bir haber geldi. Bir ticari bir gemiden burada bir mayın gördüğüne dair burada bir cisim olduğuna dair. Bunun üzerine zaten bölgede devriye görevi yapmakta olan unsurlarımıza gerekli bilgiler verildi. Bölgeye bir SAS timi sevk edildi. SAS timi gerçekten orada bir cisim olduğunu gördüler, o cismi emniyetli bölgeye çektiler, incelediler bu inceleme sonucunda söz konusu cismin eski bir mayın olduğunu tespit ettiler.
Eski bir mayın onun için incelemelerimiz devam ediyor. Ona tam olarak bir karar verilmedi, onun incelemesi sürdürülüyor. Ve kime ait, neye ait, hangisi bu biraz önce bahsettiğimiz Odesa’da Ukraynalılar tarafından konulan mayınlardan mıdır, yoksa daha eski bir mayın mıdır incelemesi sürüyor şuan da fakat söz konusu mayın emniyetli bölgeye çekilmek suretiyle bizim SAS timimiz tarafından imha edildi. Ve şuanda da İstanbul Boğazı’ndaki trafikte herhangi bir olumsuzluk yok bizim aldığımız bilgiler çerçevesinde.
MONTRÖ PRENSİPLERİNE AYKIRI BİR TALEP İLE KARŞILAŞMADIK
Şimdi bu savaş durumu ile birlikte biliyorsunuz yıllarca uyguladığımız Montrö prensiplerini tekrar yürürlüğe soktuk. Ve bu çerçevede çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar hem Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler hem de Karadeniz kıyısındaki ülkeler tarafından Montrö prensiplerine aykırı herhangi bir talep ile karşılaşmadık. Dolayısıyla şu anda Karadeniz’deki sükûnet, barış ortamı, istikrar devam ediyor. Ve biz her zaman söylediğimiz gibi Karadeniz’de Montrö’nün herkes için yararlı olduğunu, Montrö’nün kimseye zararı olmadığını; Karadeniz’deki barışın, huzurun, istikrarın temin edilebilmesi bakımından Montrö’yü desteklememiz gerektiğini, hepimize burada iş birliği yapıp kolaylaştırmamız gerektiğini muhataplarımıza söyledik, söylüyoruz. Ve dolayısıyla şu anda bu Montrö’nün uygulanması konusunda herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Ve diğer taraftan da Montrö’nün uygulamasının herkese yararlı olduğunu bir kez daha gördük.
SAMP-T’LERLE İLGİLİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE ÖNEMLİ GELİŞMELER BEKLİYORUZ, ARZU EDİYORUZ
Şimdi, bizim zaten bu SAMP-T’ler konusunda uzun süre yaptığımız çalışma var, birlikte yapılmış çalışma var. Yani hazır bir çalışma var, ilerlemiş bir çalışma var. Dolayısıyla bunun yeniden başlaması gayet doğal, gayet de mümkün ve bizim de temennimiz, dileğimiz bu. Biz her zaman her yerde şunu söylüyoruz. Bizim 85 milyon vatandaşımız ve ülkemizi, vatanımızı füzelere karşı ve uçaklara karşı korumak için uzun menzilli bölgesel hava ve füze savunma sistemine ihtiyacımız var. 90’yıllardan beri bunun peşindeyiz biz. Ve daha önce yapılan çalışmalarda müttefiklerimizle yaptığımız konuşmalar, görüşmeler herhangi bir şekilde sonuçlanmadığı için bu sonuç doğdu, şu içinde bulunduğumuz durum doğdu. Dolayısıyla bunu biz yine ihtiyacımızın devam ettiğini, dolayısıyla bu çerçevede bizim Fransa ve İtalya ortak yapılı olan SAMP-T’lerle bir SAMP-T için birlikte çalışabileceğimizi bundan tasarımından imalatına kadar ve üretimine kadar bütün bu süreçte birlikte olabileceğimizi tabii ki söylüyoruz. Dolayısıyla bu konuda önümüzdeki dönemlerde olumlu gelişmeler bekliyoruz, arzu ediyoruz. Bunun cevabını Fransa ve İtalya önümüzdeki günlerdeki tavırlarıyla verecekler. (Bir takvim belli değil galiba?) Ön çalışma o çerçeve bu, bu çerçeve de çalışmalarımız sürdüreceğiz.
F-16’LAR İÇİN HEYETLER ARASI GÖRÜŞMELER OLUMLU GEÇTİ
Amerikalıların, Ankara’daki ataşesine gerekli formları doldurmak suretiyle yabancı askerî satışlar kavramı içinde bu FMS dediğimiz satışlar içinde bu ihracat yapıldı. Bundan sonra Amerikalı muhatabımızla yaptığımız konuşmalar oldu. Amerika’nın Savunma Bakanı Austin’le yaptığımız görüşmeler oldu. Bilahare Türkiye’ye iki kez heyet gönderdiler, bu heyetler bizim heyetlerimizle görüştüler, konuştular. Heyetler arası görüşmeler gayet olumlu, yapıcı geçti. Ve oradaki muhatabımız olan heyet mensupları, Amerikalılar, buradaki bizim yaptığımız çalışmaların, taleplerin makul, mantıklı olduğunu ve desteklediklerini söylediler. Ancak sürecin tabii kendi iç çalışmalarını yaptıktan sonra kongre boyutu var, kongreye aktaracaklarını ifade ettiler, biz bu çalışmaları takip ediyoruz. Bu çalışma iç çalışmasının, Amerika’nın Savunma Bakanı iç çalışması ve akabinde söz konusu çalışmaya bağlı olarak kongreye yöneltecekleri metni bekliyoruz, onu takip ediyoruz.
KOMŞUMUZ YUNANİSTAN’DA OLUMLU GELİŞMELER BEKLİYORUZ
Komşumuz Yunanistan’la biz daima konuşmaktan, görüşmekten, diyalogdan, uluslararası hukuktan yana olduk. Dolayısıyla iki komşu devlet olarak biz barış ve huzur içinde yaşamayı tercih ettiğimizi, arzu ettiğimizi birtakım sıkıntılara rağmen hep ifade ettik. Ve bu manada komşumuz Yunanistan’ın herhangi bir şekilde olayları tırmandırıcı, gerilim artırıcı eylemlerde ve söylemlerde bulunmamasını yine tekrar tekrar dile getirdik, hatırlattık ve biz bu manada son derece tutarlı bir şekilde kendi politikamızı, barışçıl politikamızı “Yurtta sulh cihanda sulh” politikamızı sürdürdük, sürdürüyoruz. Ve bu manada benzer şekilde Yunanistan tarafından da aynı, benzer davranışları bekliyoruz. Dolayısıyla herkesin özellikle bu basın yoluyla konuşmaktan vazgeçip belli ortamlar var, belli platformlar var orada görüşmelerin yapılmasını tabii ki Sn. Başbakanla Sn. Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşme son derece olumlu yansıdı. Oradaki yapılan görüşmenin ne kadar başarılı olduğu ne kadar etkili olduğunu gördük, görüyoruz. Ve bunun devamını bekliyoruz. Her zaman olduğu gibi biz barış, huzur, istikrar olsun istiyoruz. Ve bu manada muhatabımızla da görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Sn. Yunan Savunma Bakanı’yla görüşmelerimiz var, onlar da yapıcı, olumlu. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde daha yapıcı bir portre izleyeceklerini ve daha barışçıl yol ve yöntem izleyeceklerini bekliyoruz.
Bizim daha önce Savunma Bakanlarıyla yaptığımız görüşmelerle ortaya koyduğumuz bir çalışma vardı. Güven ve Güven Artırıcı Önlemler, sizin sorduğunuz, bu manada dedik ya hani buradaki şimdi iki ülke arasındaki sorunları öyle kısa süreli birtakım görüşmeler ile çözmek mümkün olamayacağından ve konuların da bazı derinlikleri olduğu için, uzmanlar bulsunlar dedik. Dolayısıyla 10-15 kişilik bir uzman Yunanistan tarafından 10-15 kişilik uzman Türkiye tarafından birlikte Yunanistan’a gittiler, orada arkadaşlarımız bir haftaya kadar bir çalışma yaptılar daha sonra heyet Türkiye’ye geldi. Türkiye’de bir çalışma yapıldı, daha sonra Yunanistan’a gidildi. Yine benzer şekilde bir çalışma yapıldı, o çalışmaların devamı olarak. Şimdi dördüncüsü yapılmak üzere Türkiye’ye kendilerini beklediğimizi ben Sayın Bakan’a ifade ettim. Bu ne zaman müsait olurlarsa ne zaman arzu ederlerse gelebileceklerini kendilerine söyledik. Heyetlerini gönderebileceklerini söyledik. Ayrıca üst düzey ziyaretlerin de çok faydalı olacağını. Sn. Başbakan geldi Türkiye’ye, Yunanistan Başbakanı, biz Atina’ya gidebiliriz siz Türkiye’ye gelebilirsiniz dolayısıyla bu manada üst düzey ziyaretlerle de önemli birtakım mesajlar vermek suretiyle bu ilişkileri normalleştirmek, müttefikiz biz NATO’da müttefikiz. Dolayısıyla 2 müttefik ülkenin olması gereken şekli ile bir ilişki çerçevesini sağlayabileceğimizi kendilerine söyledik ve bu arada tabii hep savunma, güvenlikler konuşulmasın dedik. Hani bu savunma, güvenlik konularının yanı sıra işte Ege ve iki ülke tarihî geçmişi var, halklar var, birbirini tanıyan insanlar. Dolayısıyla bu çerçevede bu Ege’nin zenginlikleri de adil bir şekilde paylaşılsın istiyoruz. Ve bu manada bizim arzulu, istekli olduğumuzu, kararlı olduğumuzu, politikamızın bu olduğunu dile getirdik. Ve bu manada da biz komşumuz Yunanistan’da olumlu gelişmeler bekliyoruz.