Anadolu Üniversitesi, 2021 yılının İçişleri Bakanlığı tarafından “Afet Eğitim Yılı” ilan edilmesiyle birlikte düzenlediği etkinlikleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Anadolu Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (ANASAM) tarafından çevrim içi seminerlerin dördüncüsü olarak “Afet Yönetiminde Güvenlik Stratejileri” semineri gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü ANASAM Müdürü Doç. Dr. Gökhan Güneysu’nun yaptığı seminere, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen ve Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Muammer Tün konuşmacı olarak katıldı.

Seminerde; afet, risk, tehlike, güvenlik ve emniyet kavramlarına, afet yönetiminin ne olduğuna, afet yönetiminin aşamalarına, afet yönetim sürecindeki güvenlik stratejilerine ve afet eğitimi, mekânsal planlama çalışmaları, il afet risk azaltma planı, kentsel dönüşüm, yapı denetim sistemi ve sigortacılığın afet yönetimindeki önemine değinildi.

Güneysu: “afet yönetiminde güvenlik stratejileri millet olarak üzerinde durmamız gereken bir konu”

Etkinliğin açılış konuşmasında “Afet Yönetiminde Güvenlik Stratejileri” konusunun disiplinlerarası özelliği olması nedeniyle önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gökhan Güneysu şunları söyledi: “Afet yönetiminde güvenlik stratejileri, bizim ülke ve millet olarak üzerinde sıklıkla durmamız gereken meselelerin başında geliyor. Fakat belirli bazı AFAD gibi kurumların, üniversitelerdeki hocalarımızın çalışmaları haricinde bu konu çoğu zaman göz ardı ediliyor. Dolayısıyla ANASAM olarak, uzmanları tarafından konunun önemli noktalarını kamuoyunun dikkatine sunmak ve farkındalık yaratmak için bu semineri gerçekleştiriyoruz.

Tün, Afet sonrası yapılması gereken kriz yönetimine ilişkin de bilgiler verdi

Dr. Öğr. Üyesi Muammer Tün konuşmasında; deprem, bulaşıcı hastalık, yangın, iklim değişikliği, endüstriyel kazalar, kütle hareketleri gibi maruz kalınabilecek tehlike türlerine ilişkin olarak barınma, sağlık, ulaşım, eğitim, sosyal hareketlilik, çevre ve üretim süreci alanlarında stratejiler üretilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti. Strateji ortaya koymadan önce güvenlik ve emniyet çerçevesinin oluşturulması ve afet yönetiminde risk azaltma sürecine odaklanılması gerektiğini de belirten Tün, sunumunda afet sonrası yapılması gereken kriz yönetimine ilişkin de bilgiler verdi.

Özmen: “Afet yönetimini sonsuz döngü olarak düşünmemiz lazım”

Afet yönetimine ilişkin bilgi vererek konuşmasına başlayan Doç. Dr. Bülent Özmen, afet yönetimi çalışmalarının başarılı olması için bütün ilgili paydaşların, kamu kurum ve kuruluşlarının ve birey olarak vatandaşların üzerine düşen görevleri yapması gerektiğini vurguladı. Özmen ayrıca, “2021 Afet Eğitim Yılı kapsamında 10 milyona yakın kişiye eğitim verildi. Bu kapsamda eğitilen kişilerin sayısının yıl sonuna kadar 52 milyona ulaşması hedefleniyor. Tabi burada şunu unutmamak lazım eğitim çalışması bir kere verilip bitirilecek bir olay değil. Bunun sürdürülebilir bir şekilde yapılması, ilerleyen yıllarda da katlanarak arttırılmasının da yararlı olacağını düşünüyorum.” dedi.

Anadolu Üniversitesi’nin önderliğinde Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü’nün açılmasının afet yönetimi bilimine katkı sağladığının da altını çizen Özmen, “Yol yakınken afet yönetimi eğitiminin ortak bir müfredatla ve ortak bir uzlaşıyla sağlanmış standartlar kapsamında bir afet yönetimiyle ilgili, özellikle üniversitelerde verilen eğitimlerle ilgili bir yol haritasının çizilmesi gerekiyor.” dedi.

Kısa: “Coğrafi verilerin kurumlar tarafından standartlara uyumlaştırma süreci başlatıldı”

Seminerde katılımcı olarak yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Dr. Akın Kısa ise afet yönetimine ilişkin şunları söyledi: “Coğrafi verilerin kurumlar tarafından standartlara uyumlaştırma süreci başlatıldı. Bu süreçte bazı kurumlar hızlı yol aldığı için düzenlenen çalışma 2021 sonunda tamamlanacak. Yerel Yönetimler ile görüşmeler de devam ediyor. Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu yönetiminde afet ve acil durumlarda coğrafi verilerin paylaşımı, usul ve esasları hazırlandı. İhtiyaç duyulabilecek verilerin de erişim ve paylaşımları ile ilgili coğrafi veri paylaşım matrisi tamamlandı. Sonuç olarak bu konuda verilerin kiminle nasıl paylaşılacağı belirlendi.”