Murat Özcan'a atılan iftiraya, çekilen operasyona bakılırsa seçim sath-ı mailine tam olarak girmiş Eskişehir!

Murat Özcan'ı Eskişehir iyi tanır. İyi tanır derken Eskişehir onu ve ailesini "iyi" olarak tanır. Doğrusu biz de öyle tanıdık ve halen de öyle, yani "iyi" biliyoruz.

AK Parti'de son yıllarda gündemde en çok yer eden isim deseniz şaşırmayız. Zaten gündem oluşturan, gündeme katkıda bulunan ya da gündemi değiştiren çok fazla isim kalmadı AK Parti cenahında.

O KİMSEYE RAHATSIZLIK VERMEK İÇİN KONUŞMAZ AMA YİNE DE RAHATSIZ OLANLAR OLMUŞ DEMEK Kİ

Murat Özcan, başta muhalifler olmak üzere rahatsızlık veren bir isim diyeceğiz ancak emin olun rahatsızlık vermek için söylemiyordur, hakikatin ne olduğunu ortaya koymaya çalışıyor, ifade ediyordur. Yoksa gerçek anlamda haddinden fazla aşırıya gitmiş olanlar haricinde kimseye bir rahatsızlık verdiğine de vermeye çalıştığına da şahit olmadık. Buna rağmen onun görüşleri, savundukları, gündeme getirdikleri ve hatta varlığı demek ki bazılarına rahatsızlık verdi, veriyor ve büyük ihtimalle bu saatten sonra daha çok verecek.

Murat Özcan ticaretl uğraşan bir iş insanı. Yapı malzemeleri ve inşaat ana iş sahası diye biliyoruz. En son Ertuğrul Gazi Mahallesi'nde bir iş merkezi yapmıştı bir başka iş insanı ile ortak olarak. Ailesi de bildiğimiz kadarıyla öteden beri ticari ve sosyal hayatın içinde.

Biz ailenin diğer fertlerini tanımıyoruz ancak Murat Özcan'ı az da olsa tanıdık. Bu yüzden son günlerde kendisine yönelik "iddialara" deyim yerindeyse üst düzeyde hayretler ve kahkahalar içinde karşıladık.

BELLİ Kİ KARAR VERİLMİŞ, SENARYO YAZILMIŞ VE HAREKETE GEÇİLMİŞ!

Bir süre önce bir meslektaşımız Murat Özcan, Ahmet Sivri ile birlikte bazı iş insanlarının isimlerini verip "AKP'li konsorsiyumun Tepebaşı Belediyesinin arsasını aldıklarını" gündeme getiren bir yazı yazmıştı. Ancak Murat Özcan, hukuksal olarak da etik olarak da bir sıkıntı olmamasına rağmen o ihaleye girmemişti. Çünkü AK Partili bir isim olarak partisine söz getirmek istememişti. Bu aslında sadece muhaliflere değil kendi partililerine de örnek olacak bir davranıştı. Murat Özcan her zaman aynı hassasiyetle hareket etmişti.

Şimdi de kendilerine sözüm ona "stokçu" iftirası atılmış. Hem de çibörek dükkanı olduğu için yağ stokluyormuş. Yalnız bu konuda Murat Özcan'ın ismi bu olaya karıştırılmadan önce bir gazetenin sosyal medya hesabından "150 ton yağ stoklayan belediye meclis üyesi kim?" paylaşımı yapılıyor. Daha sonra bu tartışmaya Murat Özcan'ın ismi karıştırılıyor. Anlaşılacağı üzere Murat Özcan'ın ismini karıştırmak için plan ve program yapılmış, taşlar sonradan döşenmiş!

MURAT ÖZCAN AHİRETE BIRAKMAMAKTA KARARLI

Murat Özcan'ın kendisi, ismi bu iddialara karıştırılınca hemen bir açıklama yaptı ve şu ifadeleri kullandı:
"Anlaşılan birilerini fazla rahatsız etmişiz ,verdiğimiz rahatsızlıktan da özür dileyecek değiliz.Her türlü iftirayı Allah hesap gününde soracak elbet ama o hesaba inanmayanlarla da adalet önünde hesaplaşacağız.Onur  ve şerefim benim her şeyim; beni başkalarıyla karıştırmayın."

Özcan'ın buradaki ifadeleri gayet net. Kendisine atılan iftarının hesabını ahirette Allah soracak elbette ama o da oraya bırakmak istemiyor ve bazılarından bunun hesabını bu dünyada, hukuk önünde soracak.
Günün ilerleyen zaman diliminde (önceki akşam saatlerinde) sosyal medya hesabından bu sefer de şunları yazdı:
"Şahsıma yönelik başlatılan iftira kampanyasından dolayı, arayıp veya mesajla desteklerini ileten ,siyasal görüşleri farklı ama şahsıma bakışları aynı olan tüm dostlara teşekkür ederim. Cemil Meriç’in dediği gibi :Bu ülkede sağcı solcu ayrımı yoktur.Namuslular ve namussuzlar vardır."

Gördüğümüz kadarıyla birileri Murat Özcan'a karşı bir operasyon yapmaya karar vermişler. Ellerinde somut bir şeyler olmasına da gerek yok. Nasıl olsa sözde iddiaları köpürtmek pek de zor değil.

SON YILLARIN EN FAZLA PARLAYAN İSMİNİ HEDEF HALİNE HİÇ UMULMADIK KİŞİLER GETİRMİŞ OLABİLİR!

Bu saldırıyı planlayıp hayata geçirenlerin kimler olduğunu, bu iddiayı ilk ortaya atanlar kadar o iddiayı kendisine sormadan alıp ismini de ekleyerek kullananlar biliyor olsalar diye düşünüyoruz. Çünkü seçim sath-ı mailine girilmiş durumda. Çünkü Murat Özcan AK Parti'nin Eskişehir'de en gözde isimlerinin başında geliyor. Elbette onun ismi bu süreçte önde yer alıyor, anılıyor. Dolayısı ile kendisine yönelik bu saldırıyı kimlerin planlamış ve hayata geçirmiş oldukları konusunda kafamız biraz karışık! (Bir başka cümle daha kurmadık, anlayanlar anlar zaten ne demek istediğimizi.)

Bu saldırının senaryosunu kim yazdı bilemiyoruz elbette. Ancak "çibörek dükkanı var, öyleyse yağa ihtiyaç duyar, yağ stoklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan da en çok yağ stokçularına kızıyordu... " diye bir akıl yürütmeyi devam ettirmiş olmaları ihtimal dahilinde. Ancak size şu kadarını söyleyelim; Kesinlikle tutmaz.

Bir kere bahsedilen 150 ton ayçiçek yağını ne yapacak ve niye stoklayacak?

Çibörek dükkanında o kadarına ihtiyacı olmayacağı kesin. Tek bir neden kalıyor iddialara göre; satıp para kazanmak!

MURAT ÖZCAN HELALİNDEN ÇOK DAHA FAZLASINI ZATEN KAZANIYOR, NEDEN ÖYLE RİSKLİ BİR İŞ YAPSIN Kİ?

Bakın işte tam burada bizi bir gülme tutuyor ki sormayın; Murat Özcan gibi bir isim buradan kazanabileceğinin kat be kat fazlasını Allah'ın izniyle, tertemiz bir şekilde yaptığı işlerden kazanıyor. Neden gidip de öyle riskli bir işe girişsin ki? Bu işin mantaliteyle görülebilecek, düşünülebilecek kısmı.

Bir başka kısmı ve esas önemli kısmı Murat Özcan'ın kişiliği. Murat Özcan'ı yakından tanıyanlar, onun iktidarın Eskişehir il başkan vekilliğini yapmasına, Odunpazarı ve Büyükşehir Grup Başkan Vekilliği yaptığını, bu konumuna rağmen devletten tek kuruşluk bir ihaleye dahi girmediğini, sürekli olarak devlet işlerinden uzak durduğunu bilirler.

Murat Özcan'ın bu tür konularda ne kadar hassas olduğunu bildiğimiz için bu iddiaları duyunca gülüp geçtik. Aklımızdan "Acaba?" bile geçmedi. Geçmedi, çünkü tanıdığımız Murat Özcan böyle bir şey yapacak bir insan değil de onun için. Eğer iktidarın nimetlerinden faydalanmak gibi bir düşüncesi olsa bugüne kadar devlet ihalelerine girer ve o ihalelerden, eğer olsaydı öyle bir arzusu, nemalanma ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilirdi; ne diye uğraşsın o kadar yağla, depolamayla, stokçulukla! Hem böyle bir riske girmesine de hiç gerek kalmazdı. Akıl var, mantık var! Ve biz de biliyoruz ki Murat Özcan'ın değerler dünyasında bu tür şeylere de onların düşüncelerine de yer yok!

Bir kez daha gördük ki siyasi menfaatler uğruna bazıları her türlü hileyi, iftirayı rahatlıkla atabiliyor ya da atılmış olanını kullanabiliyor. Murat Özcan'a atılan bu çamur tutmaz, kendi ismi üzerinde en küçük bir lekeye bile sebep olmaz. Zira güneş balçıkla sıvanmaz. Sıvamaya kalkanlar da hem dünyada hem ahirette bunun bedelini ödeyeceklerdir. İlahi adalet bunu yapanların her iki cihanda da yakasını bırakmayacaktır!