ÜLKEMİZİN KÜLTÜR HAZİNESİNİN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASINI SAĞLAYAN DEĞERLERİMİZLE İFTİHAR EDİYORUZ - Eskişehir Haber

Eskişehir Politika

ÜLKEMİZİN KÜLTÜR HAZİNESİNİN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASINI SAĞLAYAN DEĞERLERİMİZLE İFTİHAR EDİYORUZ

ÜLKEMİZİN KÜLTÜR HAZİNESİNİN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASINI SAĞLAYAN DEĞERLERİMİZLE İFTİHAR EDİYORUZ
Yayınlama: 12 Ocak 2022 Çarşamba
A+
A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreni’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında bu yıl Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülleri’nin takdim edileceği ustaları ve sanatkârları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO’nun 2003 yılında kabul ettiği Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi’ne 2006 yılında taraf olduğunu hatırlattı. 

“ÜLKEMİZİN KÜLTÜR HAZİNESİNİN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASINI SAĞLAYAN DEĞERLERİMİZLE İFTİHAR EDİYORUZ”

Türkiye’nin yapılan hazırlıkların ardından 2008 yılından itibaren bu listeye en çok kültürel değer kaydettiren ülkeler arasında yer aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son olarak Hüsn-i Hat sanatının da ilave edilmesiyle ülkemizin Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ndeki değer sayısı 21’e çıkmıştır. Meddahlıktan Nevruz’a, ebrudan okçuluğa kadar geniş bir alana yayılan kültürel miraslarımızın tanıtılması, korunması, yaşatılması bakımından önemli gördüğüm bu çalışmaya katkı veren herkese teşekkür ediyorum. Bugün 2021 Ödülleri vesilesiyle bir arada olduğumuz Yaşayan İnsan Hazineleri de aynı sözleşme kapsamındaki envanter faaliyetlerinden biridir.  Yaşayan İnsan Hazineleri envanterinin temel şartı olan usta çırak ilişkisi içinde öğrenilme şartı, bizim ahilik geleneğimizin de esasını oluşturuyor. Bilgileri ve becerileriyle ülkemizin kültür hazinesinin bugüne taşınmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan değerlerimizle iftihar ediyoruz.”

“Bizim medeniyetimizde şehirler; mabetleri, meskenleri, caddeleri ve çarşıları ile içinde yaşayan toplumun maddi birikimiyle birlikte maneviyatını da yansıtan birer ayna hüviyetindedir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mimari eserler ve kültürel motifler başta olmak üzere baktığımız her yerde, şehri meydana getiren maddi unsurların tamamının aslında manevi bir kalıptan çıktığını hissederiz. Bu hissiyatı, şehrin camileri ve medreseleri kadar hanları ve çarşıları da besler, büyütür. Zira ilim ve irfan ehli yanında, zanaat ve ticaret erbabı da aynı manevi kaynaklardan beslenmiştir.  Hocalar ve talebeler, her sabah derse başlarken; ‘Allah’ım hikmet kapılarını önümüze aç, rahmet hazinelerini üzerimize saç’ diye dua ederler. Ustalar ve çıraklar da aynı duyguyu, ‘Her seher besmeleyle açılır dükkânımız, Ahî Evran-ı Veli’dir, pirimiz, üstadımız’ düsturuyla işlerine başlayarak sergiler. Gerçekten de insani tarafı iktisadi tarafından daha ön planda mekânlar olan bizim çarşılarımız, başka milletlerin çarşılarına benzemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her gün sabah namazından sonra, birer rahmet ve bereket kapısı olduğu inancıyla açılan dükkânlarımızda müşteri, tüketici değil, velinimet telakki edilir. Kapıdan içeri giren herkes daima güler yüzle ve ‘hoş geldiniz’ denilerek karşılanır, evvela hâli, hatırı sorulur vakti müsaitse çay, kahve ikram edilir.   Bizim dükkânlarımız, elbette birer ticarethanedir, birer geçim kaynağıdır, ama daha önemlisi ‘Dilimizle doğruluk, elimizle cömertlik, ayağımızla yiğitlik’ erkânının yoludur. Bu kutlu yolun bin yıllık prensipleri, bugün de istikametimizi belirlemeye devam ediyor” diye ekledi.  

“TÜRKİYE’NİN HER ŞEHRİNDE İNSAN HAZİNESİ SIFATINI HAK EDEN ÇOK KIYMETLİ İNSANLARIMIZ VAR”

Ahilik kültürüyle yetişen insanların, bir taraftan maharetlerini sergileyerek zanaatlarını icra ederken, diğer taraftan da toplumu kaynaştıran, bir arada tutan değerleri geleceğe taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalemle yazan, çekiçle döven, iğneyle diken, testereyle biçen mübarek eller, bir yandan da gönüllerin fethi için gayret gösteriyor; Rabbimizin ‘İşlerinizi güzel yapın’ emrine, ‘Muhakkak ki Allah işini güzel yapanları, güzel işlerle meşgul olanları sever’ buyruğuna ram oluyor. İşini güzel yapmak, daima güzel işlerle meşgul olmak ve bu vesileyle Rabbimizin sevgisine mazhar olmak nesillerdir milletimizin en büyük gayesidir. Bu anlayışla dünyaya, hayata ve yaşadığı coğrafyaya bakan ecdadımız demircilikten nakkaşlığa, dokumacılıktan hattatlığa, marangozluktan aktarlığa hemen her sahada çok önemli ustalar yetiştirmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

“Dünyada geleneksel sanatların unutulmaya yüz tuttuğu bir çağda, ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ listemizin her geçen yıl daha da büyümesi, milletçe bu ulvi gayeye sarılmayı sürdürdüğümüzü gösteriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün de ülkemizin dört bir yanındaki ustalarımız, sanatçılarımız; hat, ebru, kalem işi, minyatür, çini, oyma, kakma, taş işleme, deri işleme, ahşap işleme gibi sahalarda paha biçilmez eserler çıkarıyor.  Bugün de keçe, kispet, yazma, çam düdüğü, kaval, bağlama, nazar boncuğu üreten ustalara sahibiz. Meddahlık, âşıklık, zâkirlik, mersiyehanlık geleneğimizi sürdürüyoruz. Yamaklık, çıraklık, kalfalık, ustalık ve üstatlık basamaklarından geçen nice sanatkârımız, kültür ve sanat dünyamızı zenginleştiriyor. Türkiye’nin her köyünde, her kasabasında, her ilçesinde, her şehrinde, ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ sıfatını hak eden, gerçekten çok kıymetli insanlarımız var. Kendi alanlarında hayatlarını vakfederek elde ettikleri becerileriyle, ortaya koydukları ürünlerle, ülkemize ve dünyaya eşsiz değerler kazandıran, yüreklerinde koca bir aşkı, ellerinde emsalsiz bir mahareti sımsıkı tutan bu sanatkârlarımızı takdir etmek için kelimeler kifayetsiz kalıyor.” 

“TARİHİMİZE, KÜLTÜRÜMÜZE, MEDENİYETİMİZE SAHİP ÇIKACAK ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRDİK”

Yaşayan İnsan Hazineleri listesine sürekli yeni ilaveler yapmanın, ender bilgi ve beceri gerektiren birçok mesleğin ihyasına vesile olacağını ve somut olmayan kültürel mirasın nesilden nesile aktarılmasını sağlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmenin gayreti içindeyiz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu tür çalışmaları daha çok destekleyerek ustalarımızın ve sanatkârlarımızın asırlık birikimlerinin ürünü olan kabiliyetlerinin yaşatılmasını temin edeceğiz” şeklinde konuştu.

İnsanı merkeze almayan hiçbir inancın, hiçbir medeniyetin, hiçbir kültürün, hiçbir devletin uzun soluklu olmasının mümkün olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için biz de eser ve hizmet siyasetimizi ecdadımızdan aldığımız ilhamla ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı üzerine bina ettik. Ülkemizi bir yandan, günümüzün temel altyapı ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlarla donatırken, diğer yandan da tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize sahip çıkacak çalışmalar gerçekleştirdik. Tarihimizden ilhamını aldığımız yeni bir mimari anlayışını yaygınlaştırmaktan, ecdat mirası nice değerimizi ihya etmeye kadar pek çok çalışmayı hayata geçirdik. Demokrasi ve kalkınma hamlemizi önemli ölçüde neticeye ulaştırmanın verdiği güvenle, artık eğitimin ve kültürün merkezinde olduğu medeniyetimizin ihyası gayretlerine çok daha fazla odaklanabileceğimiz bir döneme giriyoruz. Her ne kadar küresel sağlık ve finans krizi sebebiyle insanlığın gündeminde ekonomi ilk sırada gibi gözüküyorsa da asıl mücadelenin geleceğin hangi kodlarla inşa edileceği konusunda yaşandığını biliyoruz.”  

“Bu çerçevede artık hayatımızın dışında kalınması kolay kolay mümkün olmayan bir gerçeği hâline dönüşen dijital dünya araçları, siyasetin ve ekonominin üzerinde bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır”  değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnternetin, sosyal medyanın, yapay zekânın, gerçek hayatın ötesinde paralel bir dünya oluşturma yolunda ilerleyen dijital kurguların etrafımızı kuşattığı bir dönemde, kendimiz olarak kalmak ve kendimiz olarak daha üste çıkmak mecburiyetindeyiz. Bunun yolu da maziden atiye kurduğumuz köprüyü, hem aslıyla hem de teknolojinin verdiği imkânlarla sınırları giderek genişleyen yorumlarıyla güçlü tutmaktan geçiyor. Çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm topluma bizim dışımızda üretilip dayatılanı değil, kendi kültür ve medeniyet değerlerimizle biçimlendirdiğimiz daha iyilerini sunmakla mükellefiz. Üstelik bu, hükûmetinden bürokrasisine, siyasetçisinden iş dünyasına herkesi kucaklayan ama herkesin daha üstünde biçimlenen bir ortak bilinci gerektiriyor. Her birimiz kendi alanımızda ortaya koyduğumuz gayretle, yenilikçi fikirler ve ürünlerle, eserlerle, çıktılarla bu sürece katkıda bulunacağız ki arzu ettiğimiz iklimi oluşturabilelim ve sürdürebilelim. Türkiye’nin bir süredir verdiği mücadele ülkesi ve milletiyle işte bu seviyeyi yakalama mücadelesidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki asrını, dış saldırılar yanında kendi iç çekişmeleriyle, ayrışmalarıyla, hatta kavgalarıyla geçiren bir milleti yeniden ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım’ anlayışı etrafında toplamayı başardığımıza inanıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede vesayeti yendiklerini, terörün başını ezdiklerini, darbe girişimlerini boşa çıkardıklarını, Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki itibarını artırdıklarını ve ülkenin dört bir yanını yatırımlarla donattıklarını açıkladı.

“SAHİP OLDUĞUMUZ İNSAN HAZİNESİNDEN ALDIĞIMIZ DESTEK VE ŞEVKLE BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDECEĞİZ”

Her kesimden insanın cesaretiyle, girişimciliğiyle, emeğiyle, kabiliyetiyle, başarısıyla, kazancıyla geleceğine umutla bakabilmesini sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayede, 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek için kararlılıkla çalıştık, 2053 vizyonumuzu güvenle ilan ettik.  Eğer bugün burada, yaşayan insan hazinelerimize sahip çıkma, kültürel mirasımızı geliştirerek geleceğe taşıma konusunda böylesine kesin ve inançlı ifadeler ortaya koyabiliyorsak gerisinde işte bu birikim vardır. Binlerce yıllık devlet ve medeniyet serencamımızı yeni bir inkişafla, yeni bir yükselişle, yeni bir zaferle taçlandırmak istiyoruz. Kendimizle birlikte tüm dostlarımıza, tüm insanlığa; barış, güvenlik, huzur, refah, bereket, iyilik, güzellik getirmek hedefiyle çıktığımız bu yolda sizlerin desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu toprakları, ahilerin, alın teri ve gönül zenginliği yanında, tüm farklılıklarının ötesinde bireyi insan olarak kucaklayan anlayışlarıyla ortaya koydukları gayretler sayesinde vatan hâline getirdik. Bugün de inşallah, her alanda sahip olduğumuz eşsiz insan hazinesinden aldığımız destek ve şevkle büyük ve güçlü Türkiye’yi Allah’ın izniyle inşa edeceğiz. Dün başardık, bugün de başaracağız.  Çünkü biz Türkiye’yiz, çünkü biz Türk milletiyiz” şeklinde konuştu.

‘Marifet iltifata tabidir’ sözünün, marifetin iltifatla hakkının teslim edilmesi gerektiğine işaret ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yoksa marifet sahibinin hüneri zaten Allah’ın ona bahşettiği bir lütuftur, bir altın bileziktir, eşsiz bir kıymettir. İşte bu anlayışla, marifet sahiplerine haklarının teslimi bağlamında, bugün ödüllerini vereceğimiz yaşayan insan hazinelerimizin isimlerini tek tek zikretmek istiyorum” diyerek ödül alan isimleri açıkladı.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Yaşayan ve milletimizin gönlünde ilelebet yaşayacak olan bu insan hazinelerimizin her birine ayrı ayrı tekrar tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Rabbim her birinden razı olsun diyorum. Bu ustalarımızın ve sanatkârlarımızın izinden gidecek kardeşlerimize başarılar diliyorum.”

Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülü Sahipleri: Ebru Sanatçısı Tevfik Alparslan Babaoğlu, Tezhip Sanatçısı Fatma Çiçek Derman, Karagöz Sanatçısı Alpay Ekler, Hat Sanatçısı Ayten Tiryaki, Hafız-Mevlithan Amir Ateş, Tezhip, Katı’ ve Minyatür Sanatçısı Gülbün Mesara, Ahşap Oyuncak Yapımı Ali Akbey, Masal Anlatıcısı Fatma Önkol, Kazaziye Ustası Hasan Tabakoğlu, Tahta Kaşık Yapım Ustası Mustafa Sami Onay, Metal El İşçiliği Ustası Hasan Tuluk, Ahşap Oyma Sanatı Hüsamettin Yivlik, Ehram Dokuma Ustası Sevim Ataner, Semer Ustası İbrahim Atıcı, Karatabak Dericilik Ustası İsmail Araç, Lületaşı Ustası Mehmet Başsav, Yemeni Yapım Ustası Mehmet Orhan Çakıroğlu, Islık Dili İcracısı Mustafa Civelek, Yorgan Yapım Ustası Nahya Güzelyurt, Çömlek Ustası Salim Yaşar ve Ağaç Baston Yapımı Ustası Tansel Işık.

'

Gönderen: journal



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024