CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: GELİN ÇÖZÜMÜ YASA DEĞİL, ANAYASA DÜZEYİNDE SAĞLAYALIM - Eskişehir Haber

Eskişehir Politika

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: GELİN ÇÖZÜMÜ YASA DEĞİL, ANAYASA DÜZEYİNDE SAĞLAYALIM

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: GELİN ÇÖZÜMÜ YASA DEĞİL, ANAYASA DÜZEYİNDE SAĞLAYALIM
Yayınlama: 5 Ekim 2022 Çarşamba
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Meclis'e sunduğu başörtüsüyle ilgili kanun teklifine tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmişte konuyla ilgili söylemlerini hatırlatan Erdoğan,  “Madem bu konuyu kendisi gündeme getirdi. Öyleyse biz daha öte bir teklif ile mukabele edelim. Eğer dürüstsen eğer samimiysen şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmaktan samimi ise şayet bu zat gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri konumundaki bu meselenin ahdi temelini güçlendirme sözünün arkasındaysa gelin çözümü yasa değil, Anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi.

Yeni Anayasa çalışmaları hususunda ilgililere süratle hazırlıklara başlaması talimatı da veren Erdoğan, “Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum. Adalet Bakanım başta olmak üzere, aynı şekilde Anayasa Komisyonundaki arkadaşlarım hep birlikte çalışmalarını süratle hazırlayacaklar önümüze getirecekler. Gerisi CHP’nin ve başındaki zatın bileceği iştir.  Hatta bununla kalmayalım. Kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzu da güçlendirerek geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım. Ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefimiz bakidir.” Diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı bölümler şu şekilde:

MİLLETİMİZİN GEÇMİŞTE ÇOK GÖRDÜĞÜ BİR OYUN

Bizim, milletimize 'ne aldatanlardan ne aldananlardan olmama' sözümüz var. Bunun için ne söylüyorsak yerine getirme; dolayısıyla ağzımızdan çıkan her şeyi ölçüp biçerek, hesabını kitabını yaparak ifade etme mecburiyetimiz bulunuyor. Muhalefetin seçim öncesi söyledikleriyle seçim sonrası yaptıkları arasındaki devasa uçurumu, belediyelerde gördük. Meydanlarda millete vaat ettikleri hiçbir sözün arkasında duramadılar. Hatta ne dedilerse tam tersini yaptılar. Buna rağmen de hala kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek ortada pişkince gezebiliyorlar. Yalan bunlarda. Daniskasını aynen söylüyorlar. Şimdi aynı sinsi taktiği, önümüzdeki seçimler için de kullanmanın hazırlıklarını yaptıklarından hiç şüpheniz olmasın. Tabii bu, milletimizin geçmişte çok gördüğü bir oyun. Seçim öncesi kendisine ne sözler verildiğini, seçim sonrası ise ne sıkıntılar çektiğini feraset sahibi insanımız çok iyi biliyor. Gençlerimizin de dünyayı tanıyan birikimleri ve ellerinin altındaki zengin iletişim imkanlarının sağladığı geniş ufukla, bu bayat oyunu kolayca çözebileceklerinden şüphe duymuyorum.

BİZ SÖYLEDİKLERİNE DEĞİL, GERİSİNDEKİ ZİHNİYETE BAKMAYI TERCİH EDİYORUZ

Hatırlarsanız biz 2008 yılında MHP ile birlikte Meclis’te CHP zihniyetinin emrivakiye dayalı zulümlerin önünü kesmek adına başörtüsü tartışmalarını kökten çözecek bir anayasa değişikliği yapmıştık. Bu değişikliği işin özü ve mantığı itibari ile böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmamasına rağmen sırf CHP faşizmini dizginlemek için yaptığımızın altını tekrar çiziyorum. Meclisimizin tarihinde ender görülen bir uzlaşma ile hayata geçirdiğimiz Anayasa değişikliği birilerini öyle rahatsız etmişti ki, bunu 411 el kaosa kalktı manşeti ile duyurmuşlardı. Şayet bu düzenleme dönemin Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’nın bu konuda kendisine tanıdığı özellikle sınırın ötesine geçerek verdiği kararla iptal edilmeseydi Türkiye başörtüsü tartışmalarını o zaman gündeminden tamamen çıkarmış olacaktı. Bu değişikliğin iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesine götüren kişi kimdi biliyor musunuz? Bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisiydi. İşte ismi. İşte imzası. Ey Kılıçdaroğlu dürüst ol dürüst artık bu yalanların yetti. Kılıçdaroğlu’nun iptal başvurusunda yer verdiği başörtüsünün çağdaş demokrasiye tehdit oluşturduğu, kamu düzenini, toplum huzurunu ve bebarberliği zedeleyeceği ifadeleri hem bu şahsın adına hem de demokrasi tarihimize kara bir leke olarak kazanmıştır. Aynı dönemde partimize açılan kapatma davasının gerekçelerinin biri de başörtüsü konusundaki özgürlükçü yaklaşımımızdır. Partimiz bu kapatma davasından kıl payı kurtulmuştur ve o dönem aynı partinin başındaki zat Ankara’da hakimler var, savcılar var diye de memnuniyetini ifade etmişti. Dönemin YÖK Başkanı hakkında başörtüsünü yasağını kaldırın dediği için görevini kötüye kullanma iddiası ile dava açanların başında da kim geliyordu? Kılıçdaroğlu, onun da yine ismi ve imzası. Kılıçdaroğlu belge ile konuşuyorum, senin imzalarınla konuşuyorum. Şimdi yanına birkaç tane başörtülü kardeşimizi öyle yada böyle aldatarak alıyorsun onlarla beraber resim çektiriyorsun ve onlarla birlikte de bu milleti aldatmaya gayret ediyorsun. Yine aynı Kılıçdaroğlu okullardan, kamu kurumlarına her yerde başörtüsü hakkını kızlarımıza ve kadınlarımıza vermek için yaptığımız tüm düzenlemelere karşı çıkmıştır. Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti ve ben kızlarımın bir tanesini üstelik de imam hatipte İstanbul’da okutamadım. Çünkü oradaki yönetim sıkıntılıydı. Türkiye’nin bir başka iline göndermek suretiyle oradaki okulda kızım imam hatip okulunu tamamladı. Bunun çilesini ben çektim, kızlarımla çektim, yeğenlerimle çektim ve imam hatip okulu onun kapısında anneleri günlerce aylarca nöbet tuttular, çünkü polis verilen emre uyarak orada çocuklara maalesef istenmeyen müdahaleler yapıyordu. Bunları biz yaşadık. Şimdi kanunlarla bu işi düzenleyelim. Halledelim diyoruz. Sabırlı ol, bu zatın her konu gibi başörtüsü meselesinde de birbiri ile taban tabana zıt o kadar çok demeci var  ki, biz söylediklerine değil, gerisindeki zihniyete bakmayı tercih ediyoruz. Kendisi bir proje olarak kaset kumpası ile bulunduğu yere gelenler elbette ülkenin ve milletin hayrına proje üretemezler.

DÜRÜSTSEN, SAMİMİYSEN, ADAM GİBİ ADAMSAN GEL BUNU BÖYLE YAPIN.

Bu konuda elimizde Cumhur İttifakı olarak başlattığımız girişimle meclisimizin 2008 yılında ortaya koyduğu bir irade de mevcuttur. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak o dönemde hazırladığımız 5735 sayılı Anayasa değişikliği teklifini kamuda çalışmayı da kapsayacak şekilde bu hususta aksi yönde düzenleme yapılamayacağı uygulamaya gidilemeyeceği açık kaydıyla birlikte yeniden çıkartalım. Çünkü bugün mecliste basit çoğunlukla çıkan bir yasayla verilen hakkın yarın bir başka meclis denkleminde aynı şekilde alınabilmesi mümkündür. Meseleyi anayasa düzeyine taşıdığımızda ise süreç bu kadar kolay yürüyemeyeceği için nispeten daha kalıcı, daha sağlam, daha muhkem bir iş ortaya çıkmış olacaktır. Dürüstsen, samimiysen, adam gibi adamsan gel bunu böyle yapın.

SÖZÜNÜN ARKASINDAYSA GELİN ÇÖZÜMÜ YASA DEĞİL ANAYASA DÜZEYİNDE SAĞLAYALIM

Kılıçdaroğlu’nun son teklifini de bu çerçevede bir taktik adım olarak görüyorum. Bu kişi 2010 yılında verdiği röportajda başörtüsü meselesinde bizi yasa değişikliğiyle çözüm bulmaya çalışmakla itham ediyordu. Yasa değişikliğine karşı önerdiği çare de sorunun uygulamada çözülmesiydi. Aradan geçen 12 yılın ardından bir gece vakti aklına geçmişteki bir televizyon programında muhatabının “çul” diyerek hakaretler savurduğu ve kendisinin de dudağını büzerek “bir metrekarelik bez parçası” diyerek onu teyit ettiği başörtüsü gelmiş. Bay Kemal, bir metrekarelik bez parçası. Moderatör “çul” diyor sende “bez parçası” diyorsun. Ne farkınız var birbirinizden. Al birini vur öbürüne. Diyor ki bu konuda kanun çıkartalım. Kanun teklifi diye meclise sundukları metin özellikle sorun itibariyle hem tüm boyutlarıyla kucaklamaktan hem de arzu edildiği şekilde çözmekten uzaktır. Hatta tam tersine geçmişte olduğu gibi kötü niyetli yorumlar eliyle yeni yasakların dayanağı haline bile gelebilir. Madem bu konuyu kendisi gündeme getirdi. Öyleyse biz daha öte bir teklif ile mukabele edelim. Eğer dürüstsen eğer samimiysen şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmaktan samimi ise şayet bu zat gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri konumundaki bu meselenin ahdi temelini güçlendirme sözünün arkasındaysa gelin çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım.”

ADALET BAKANIM BAŞTA OLMAK ÜZERE, ANAYASA KOMİSYONUNDAKİ ARKADAŞLARIM HEP BİRLİKTE ÇALIŞMALARINI SÜRATLE HAZIRLAYACAKLAR

Teklifinde samimi olup olmadığı Kılıçdaroğlu’nu ilgilendirir. Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum. Adalet Bakanım başta olmak üzere, aynı şekilde Anayasa Komisyonundaki arkadaşlarım hep birlikte çalışmalarını süratle hazırlayacaklar önümüze getirecekler. Gerisi CHP’nin ve başındaki zatın bileceği iştir.  Hatta bununla kalmayalım. Kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzu da güçlendirerek geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım. Ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefimiz bakidir.

 

'

Gönderen: journal



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024