Sevgilinin sevgiliye kavuştuğu en güzel, en kutlu ve de en mübarek olan gecelerden bir gece olan Miraç kandili ve gecesi tüm Müslüman alemine hayırlı olsun.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) göğe yükselerek Yüceler yücesi olan Yüce Mevla’nın huzuruna en güzel şekilde kabul edildiği mübarek gecedir.  İlahilerin birçok sırrını, hikmetini ve de bereketini kendi bünyesinde bulunduran bu gecede İsra Suresinin ilk ayeti kerimesinde şöyle ifade edilmektedir: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed)kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresi mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’ya götüren Cenabı Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten de işiten ve de görendir.” (İsra,1)

Miraç ve İsra’nın gerçekleştiği durum Cenabı Allah’ın sevgili Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) en güzel mükafat ve ilahi mucizelerden bir tanesidir. Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) çektiği tüm sıkıntıları, içine düştüğü üzüntüleri, yorgunlukları ve zorlukları, hatta ve hatta kendisine vahy edilenleri tebliğ ederken o eşsiz güzelliklerle dolu davetini yayarken karşılaştığı zorlukları unutturacak muazzam bir hediyedir.

Efendimiz Hz. Muhammed, hicretinden bir buçuk yıl öncesinde Recep ayının yirmi yedinci gecesinde, Cebrail (a.s) aracılığıyla mübarek Mekke’den alınmış, oradan da Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya getirilmiştir. Efendimiz burada birçok peygamber görüşmüş olup, onların tamamına imamlık yaparak namaz kıldırmıştır.

Bu gece sevgilinin sevgiliye kavuştuğu en mübarek gecedir. Bu gece Miraç Gecesidir. Bu gece Miraç Kandilidir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) sonsuz olan alemin dönüşünden müminlere en güzel hediyeleri getirmiştir. Bu güzel hediyeleri alan ve onlara sahip çıkan, Cenabı Allah’a hiçbir zaman ortak koşmayan tüm Müslümanların cennetiyle müjdeleneceğini, Bakara Suresinin son üç ayeti (Amene’r Resulü) ve de en önemli olanlardan bir tanesi olan beş vakit namazdır. 

Namaz mü’minin miracıdır. Allah’a yaklaşmasıdır. Allah’la buluşmanın duasıdır. Kulun, günde beş sefer yüce Allah’ın huzuruna çıkması, O’nla en güzel şekilde buluşması, divanında durması ve de O’nla yüz yüze gelmesidir. Bu kutlu divanda, aralarında hiçbir şeyin olmadığı her türlü dua, dilek ve de ihtiyacını kul bizzat kendisi Cenabı Allah’a arz eder. O’na sığınır, sadece O’ndan yardım diler. Namaz, insan kalbinin nurlanmasına vesiledir. Takva ehlinin göz aydınlığıdır. Müminlerin de miracı olup, gönüllerin sefasıdır. Namaz, yüce Allah’ın huzurunda bulunduğunun kanıtıdır. Kulun Rabbine en yakın olduğu vakit, secde hali ve dua’dır. Her daim namaz kılıp dua edelim. Allah’ın huzuruna çıkarak secde edelim ve O’na avuçlarımızı açıp dua edelim.

Ey bizleri varlığa erdiren, var olmamızda ki sonsuz zevki gönüllerimize her daim doyuran güzeller güzeli Rabbim!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Kainatın iftihar tablosu Peygamber Efendimize sonsuz selat u selam olsun.

Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergahı ilahinin önünde el açıp yalvarıyoruz:

Ey Yüceler Yücesi Allah’ım!

Bizlere verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüsati genişliğindeki kapına dayanıyoruz. Şu mübarek gecede bir kez daha halimizi arz etmek istiyoruz. Halimiz sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Sen ki, dertlerimize derman verensin. Sen ki; varlığı yalnızca tek olansın.

Ey Allah’ım!

Senin dualara icabet etme gibi bir mecburiyetin yoktur; lakin bizlerin ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Edilen tüm dualarımızı dergahında kabul buyur. Bunların kabulünü vicdanlarımıza duyur; biçare, aç kalan ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalplerimize imanla ve itminanla doyur.

Ey Yüceler Yücesi Rabbim!

Ümmet-i Muhammed (s.a.v) perişan, sefil, derbeder ve ızdırap içerisinde. Bizlere rahmetini ver. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum. Müslümanlık, duygulara, düşüncelere ve fantezilere emanet kalmış.  Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırki mülahazalara dayalı olmuş. Sen bizleri affeyle. Sen bizlere çıkar yol lütfeyle ya Rabbi!

Ey bizleri yoktan var eden Yüce Mevla’m!

Şu upuzun hayat yolculuğunda, bizleri kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla baş başa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismaniliklerin baskılarından, gönül kuyularımızı da heva ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir ve gururdan, ibadette gaflet ve riyadan ve de duygularına renk attıran ülfetten bizleri koru. Senin o kutlu yolundan yürüyormuş gibi görünüp senden ve senin güzelliklerinden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe fıkrat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen, bizleri kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinden ömür tüketmekten muhafaza buyur ey Rabbim!

Şu mübarek kutlu kandil gecesinde hürmetine bizleri ve tüm Müslüman alemini bağışla, öyle bir dünya üzerinde hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemin içerisinde yaşıyoruz ki, önümüzde arkamızda yanı başımızda her tarafta tuzak; uğrayıp da geçmek istediğimiz ve de geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takım içerisinde binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; gidilen yol boyunca yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliklerimiz her halimizden belli; bizleri hiç yara bere almadan hedefimize ulaştıracak ancak sensin. Binlerce kez kırılan ruh dünyamızı iyileştirecek olup derman verecek olan,  tamir edebilecek olan ancak ve ancak sensin Ya Rabbi!

Ey kendisine her daim açılan elleri hiçbir zaman boş çevirmeyen Allah’ım!

Bizleri büyük küçük günahlardan, hatalardan, kötü söz fiillerden ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve de davranışlardan arındır. Bizleri nurunla nurlandır. Lisanlarımızı gıybet etmekten, yalan konuşmaktan, senin sevmediğin, hoşnut olmadığın tüm kirli söz, hareket ve de yaşamlardan uzak tut, bizleri nurunla yıka temiz kıl! Her hal hareket ve de tavrımızı rızan istikametinde güzel eyle. Niyetlerimizi her daim ihlaslı kıl ve bizlere lütfettiğin her şeyde bereket ihsan eyle Ya Rabbim!

Şuan da duygularımız derbeder bir durumda, davranışlarımız ahenksiz dalgalanmakta, ruhlarımız kirlenmiş, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, kalplerimiz solgun bir şekilde kalmış. İşte böyle bir dağınıklık içerisinde sana geldik ey Rabbim! Bu mübarek gecede bizleri nurunla arındır.

Bu mübarek gecede binler, yüz binler senin karşında divan durarak ellerimizi sana açıyoruz. Biz aciz kullarını affeyle. Bizleri bu mübarek gecenin hayrına, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) hatırına bizleri mutlu kıl. Bizleri affeyle. Sen ki, her şeyin biricik hakimisin ve hükmünü engelleyecek hiçbir güç yoktur. Sen saltana dairen içerisinde en ufak şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.

Ey affı bol olan Sultanım!

Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde ve her noktada tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyunca yüzlerce fitne ocağı gelip sinelerimize oturuyor.

İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizde belli; bizleri yara bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilirsin. Sürekli olarak çatlayan ve kırılan ruh dünyamızı ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, yüreğimizi Sana açıyor, kusurlarımızı Sen biliyorsun. Bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz Ya Rabbim!

Bu güzel mübarek gecesini ailem ve ailem olarak kabul ettiğim insanlar başta olmak üzere tüm Müslüman Aleminin gecesi mübarek olsun.

Edilen tüm duaların kabul olduğu güzel bir gece diliyorum.

Vesselam…

“Mehmet Kızılkaya”