Yerel İsrafa DUR DEMEYECEK MİSİNİZ? - Eskişehir Haber

Eskişehir Politika

Yerel İsrafa DUR DEMEYECEK MİSİNİZ?

Yerel İsrafa DUR DEMEYECEK MİSİNİZ?
Yayınlama: 7 Mayıs 2019 Salı
A+
A-

Ülkemizin son dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılar özellikle kamu harcamalarındaki fütursuzluğun daha çok tepki çekmesine neden oluyor.. Özellikle son yerel seçimler sonrasında ortaya çıkan tablo da yerel yönetimlerdeki denetimsizlikleri bir kez daha ortaya serdi.

Yeni göreve başlayan başkanlar devasa borçlarla karşı karşıya kaldılar. Bazıları bu durumu kamuoyuyla paylaşmak için eski belediyeden devraldıkları borçları büyük afişler halinde hazırlayıp binalara astı. Öyle bir durum ki bir önceki belediye yönetimi ile aynı partiden tekrar göreve gelenler bile bu İFŞA etme işini yapmadan duramadılar.

Geçtiğimiz seçimler öncesinde kendisi de bir dönemler Belediye Başkanlığı yapmış olan Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan şu tespiti yaptı. “Belediyelerin gelirlerinin %30’u personel giderleri olmalı. Oysa ki bakıyoruz. Belediye gelirinin yüzde 60-70 hatta bazılarında bu durum %100’e gelmiş. Sonuç iş yapabilmek için kredi çekiyorlar ve faiz sarmalına giriyorlar”

Yerel yönetimlerin bu durumu gerçekten de endişe verici ancak gel gelelim kimse bu konularda bir adım atmaya kalkmıyor. Belediye kaynakları adeta kafana göre kullanabileceğin devasa bir hazine gibi görülüyor.

Evet, diyeceksiniz denetlemeler var, sayıştay var, meclisler var.. Var da, hepsi için alternatif yöntemler yok mu?

Mesela yerel seçim arifesinde İstasyon Meydanına dikilen Ulus Anıtı örneğine bakın. Anıtın yapılması için yapılan ihale maddesi acil, afet durum vs gibi durumlarda kullanılan ihale maddesi ile yapılıyor. İhale ilgili bilgiler resmi ihalelerin yayınlandığı ihale sisteminde görünmüyor. Bunun dışında yanlış bilmiyorsak bir de doğrudan alım diye bir şey de var yine.

Yaklaşık Maliyeti 2.083.993,54 TL (2 milyon 83 milyar 993 bin lira 54 kuruş) olduğu ifade edildi.

Anıtın ise yapılışının ve hak ediş bedelinin ise 1.510.000,00 TL (1 milyon 510 bin) olduğu ifade edildi.

İhalenin ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesine göre yapıldığı ifade edildi.

İlgili madde ise şu:

b) DOĞAL AFETLER, SALGIN HASTALIKLAR, CAN VEYA MAL KAYBI TEHLİKESİ GİBİ ANİ VE BEKLENMEYEN VEYA YAPIM TEKNİĞİ AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN VEYA YAPI VEYA CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI AÇISINDAN İVEDİLİKLE YAPILMASI GEREKLİLİĞİ İDARECE BELİRLENEN HALLERDE VEYAHUT İDARE TARAFINDAN ÖNCEDEN ÖNGÖRÜLEMEYEN OLAYLARIN ORTAYA ÇIKMASI ÜZERİNE İHALENİN İVEDİ OLARAK YAPILMASININ ZORUNLU OLMASI.(2)

 

Hele ki bazı iddilar var ki bunlarla ilgili denetim nasıl yapılıyor, kim hesap soruyor bugüne kadar bilen de duymadık.

2014 de kentimizi de ilgilendiren bir yerel yönetim değişimi yaşandı. Bu değişimle İl özel idaresinin varlıklarının bir bölümü ve sorumluluklarının bir bölümü daha doğrusu büyük bir bölümü Büyükşehir belediyelerine aktarıldı. Bize verilen bilgilere göre il özel idarelerinin daha önceki bütçesi 2 katına çıkarıldı ve bu bütçe Büyükşehir belediyesine aktarıldı. Bunun yanında köyler mahalle oldu ve ilçelerin de belediye hizmetlerinin bir bölümü büyükşehir belediyesinin yetki ve sorumluluk alanına geçti. Böylece ilçelere gelen ödeneğin %40’ı büyükşehir belediyesine aktarılmaya başladı.

Buraya kadar herşey normal. Ancak ifade edilen bilgilere göre iddia edilenler düşündürücü. Mesela 2014-2019 yılları arasında Alpu Eski belediye başkanının ifadesine göre Alpu bütçesinden 16 milyon Büyükşehir belediyesine aktarılmış, ancak 50 tane manda geldi buna karşın şeklinde bir açıklama yaptı.  En son kişisel görüşmelerimizde Mihalgazi ve Sarıcakaya içinde benzer bir durum iddia edildi. Toplamda 12 milyona yakın ödenek aktarıldığı ancak kendilerine gelenlerin bu giderle alakası olmadığı ifade ettiler.

Elbette daha çok örnek saymak mümkün.

Mesela 2014 yılında Büyükşehir sorumluluğuna geçen Eskişehir Mihalgazi arasındaki yol ile ilgili bakımsızlık nedeniyle yapılan başvurularla yolun sorumluğu Karayolları Müdürlüğüne 2017 yılında aktarılmış.

Yani kim nereden sorumlu, kim nereye hizmet ediyor, etmeli gibi konular büyük bir muammaya doğru gidiyor. Bunun yanında her belediyenin yönetiminin kendi öncelik sıraları birbirinden farklı. Türkiye genelinde yaşanan bu sorun artık ele alınmalı. Hizmetleri yerine getirmekte yetersiz kalanlara bunun hesabı sorulmalı.. Sorulmalı ama mevcutta plansızlık nedeniyle heba edilen kaynaklarla ilgili bile kimseye bir hesap soran yok. Öyle olunca da bu plansızlığın önüne geçilemiyor.

Bir yıl önce asfalt atılan yol, bir yıl sonra tramvay kazısı için tekrar kazılıp tüm emek ve kaynak çöpe atılabiliyor.

Hatırlarsanız yıllar önce Sarısungur Göleti yanında bir inşaat yükselmeye başlamıştı. Amfi tiyatro inşaatı yönetmeliklere aykırı olarak gölet yanına yapılıyor, hem de bu inşaatı yapmak gibi bir görevi olmayan ESKİ ye yaptırılıyordu. Göz göre göre yapılan bu hukuksuz uygulamaya yargı dur demiş ve inşaat yarım bırakılmıştı. Peki o günden bu zamana hala orada bu hukuksuzluğun anıtı olarak duran bu inşaat ile ilgili kimseye hesap soruldu mu, ceza kesildi mi? Biz duymadık..

Durum böyle olunca elbette daha sonra başka işlerde de aynı imtina gösterilmiyor. Yani derler ye Sütten ağzı yanan olmadığı için herkes yoğurdu kaşıklamaya devam ediyor.

Daha örneklemeler uzatılabilir.. Ancak işin özeti artık yerel yönetimler dahil pek çok konuda ciddi revizeler yapmadan daha ileri gitme konusunda başarılı olmak da zorlanacağımız aşikar.

Kurumsal bir kimlik, yapılması gerekenler konusunda daha net bilgiler, planlamalar gibi kaynakların en verimli şekilde yapılması yolu seçilmeli. Özellikle personel konusunda da kriterler belirlenmeli ve keyfiyetin, olması gereken bütçenin çok üstünde personel giderlerinin önüne geçilmesi şart görünüyor.

 

Keyfi uygulamalar, gereğinden fazla personel istihdam etme, danışman adı altında çalıştırmalara sınırlamalar getirilmesi, araç, teçizat, vasıta kullanımı ve tercihlerinde belirli standartlar ve YERELLİĞİN korunması gibi konular kesinlikle belirli şartlar altında zorunluluk haline getirilmeli.

 

Elbette şehirden şehire maliyetler ve uygulamalar farklılıklar gösterecektir. Ancak bu konulardaki uzmanlar misal merkez valileri gibi yerel yönetimlere yakın isimler, eski belediye başkanları gibi pek çok isimle birlikte çalıştaylarlar yapılarak bu konularda kalıcı ve nitelikli çözümler üretilebilir.


Böylece borç batağındaki belediye haberlerini duymaktan, halk olarak bizlerin kıstığı yerlerde bizler için aktarılan kaynakların göz göre göre çarçul edildiğini izlemek zorunda bırakılmayız.

 

Arada değindiğim gibi sadece bu konuda değil. Diğer pek çok idari konuda güncelleme yapılması şart görünüyor. Elbette kolay olmayacak ancak ne kadar geç kalınırsa bu durum o kadar

 

Not: Bu işin parti ayrımı vs yok. 100 liralık belediye bütçesi ile 1000 liralık iş yapılmaya çalışılıp 900 lira borçlanılıyor olmasının açıklanabilir bir yanı var mı?





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024