Meme Kanserinde Ruhsal İyileşme İçin 5 Önemli Öneri

Meme kanseri tanısı, fiziksel tedavinin yanı sıra yoğun bir ruhsal yeniden yapılanma sürecini de beraberinde getirir. Memorial Göztepe Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psi. Arzu Beyribey, meme kanseriyle mücadelede ruhsal dayanıklılığın önemini vurgulayarak, hastaların ve yakınlarının bu süreci yönetmesine yardımcı olacak öneriler sundu.
1. Tanı Anı: Şok ve Belirsizlikle Mücadele
"Kanser" kelimesinin yarattığı şok ve kaygı, tanı anında yaygın olarak yaşanır. Uzman Beyribey, bu dönemde psikolojik desteğin, bilgi kirliliğini gidermek ve hastanın yalnızlık hissini azaltmak açısından kritik olduğunu belirtiyor.
2. Cerrahi Sonrası 'Kadınlık Kimliği' Travması
Meme kaybı veya şekil değişikliği, kadınlarda bedensel bütünlüğün zedelenmesi hissine ve benlik algısında sarsılmalara yol açabilir. Hastaların "Ben hâlâ aynı kadın mıyım?", "Eşim beni çekici bulacak mı?" gibi endişeler yaşaması psikolojik bir travmanın göstergesidir. Cerrahi sonrası fiziksel onarım (rekonstrüksiyon) sağlansa bile, psikoterapi kadının bedenini yeniden kabullenmesi ve özsaygısını inşa etmesi için büyük önem taşır.
3. Tedavi Yan Etkileri ve Sosyal İzolasyon
Kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavilerinin neden olduğu saç dökülmesi, yorgunluk ve kilo değişimleri, hastayı sosyal çevreden uzaklaştırabilir ve depresyona sürükleyebilir.
-
Bu süreçte depresyon, kaygı bozuklukları ve uyku sorunları görülebilir.
-
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) ve grup terapileri, yalnızlık hissini hafifletmek ve kaygıyı azaltmak için etkili araçlardır.
4. Çift İlişkilerinin Etkilenmesi
Meme kanseri, çift ilişkilerinde mesafeye neden olabilir. Kadın partnerinin kendisini hâlâ çekici bulup bulmayacağı kaygısını yaşarken, partneri de nasıl yaklaşacağı konusunda ikilem yaşayabilir. Bu noktada çift terapisi ve psikoseksüel terapi, açık iletişimi güçlendirerek ilişkinin sevgi, güven ve anlayış temelinde yeniden kurulmasına destek olur.
5. Tedavi Sonrası: Hastalanma Korkusu ve Büyüme
Tedavi bittikten sonra başlayan hastalığın tekrarlama korkusu, yeni bir kaygı kaynağıdır. Ancak Uzm. Psi. Beyribey, bu dönemin aynı zamanda "travma sonrası büyüme" için bir fırsat olduğunu belirtiyor. Doğru psikolojik destekle hastalar hayatın anlamını yeniden tanımlayabilir ve iç dayanıklılıklarını keşfedebilirler.
Beden ve Ruhun Ortak İyileşmesi İçin 5 Öneri
Gerçek ve kalıcı iyileşmenin, sadece tümörün alınmasıyla değil, hastanın yaşam sevincini ve özgüvenini yeniden kazanmasıyla mümkün olduğunu belirten Uzm. Psi. Arzu Beyribey’in tavsiyeleri:
-
Duygularınızı paylaşın ve profesyonel destek alın.
-
Bedeninizdeki değişimle uyum sağlamak için kendinize zaman tanıyın.
-
Grup terapilerine katılın; benzer deneyimlerin paylaşımı yalnızlık hissini azaltır.
-
Cinsel veya çift sorunlarında uzman desteğine başvurun.
-
Tekrar hastalanma korkusuyla başa çıkmak için nefes, gevşeme ve farkındalık tekniklerini deneyin.
Hasta yakınlarının ise "güçlü olmalısın" demek yerine duygulara alan tanıması, bedensel değişimlere eleştirel yaklaşmaması ve sevgi dolu, basit desteklerle (beraber yemek yapmak, refakat etmek gibi) kişinin yanında olması büyük önem taşır.
Gönderen: haber