ZENGİN TOPRAKLARIN FAKİR BEKÇİSİ“SİVRİHİSAR”
Saygıdeğer Hemşerilerim,Kıymetli Okurlarım!
Hepinizi içtenlikle ve saygıyla selamlarım. Özel işlerim (şehir değişikliği) ve uzunca bir tatil döneminin ardından yeni yazımla huzurlarınızdayım.Bu yazımda sizlere “zengin toprakların fakir bekçisi” Sivrihisar ve Sivrihisar’lıyı yine dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım.Takdir siz Saygıdeğer okurlarındır.
Son günlerde basında çıkan Eti Maden İşletmeleri, Sivrihisar bölgesinde büyük yeraltı rezervleri bulduğu, yılda 1 milyar dolar ithalat yapılacağı ve dolar basılacağı haberlerini hepimiz yazılı ve görsel medyadan takip ettik. Bu ve buna benzer yer altı ve yer üstü zenginliklerini Sivrihisar’da yaşayan bir çok insanımız biliyordu.
Zengin yeraltı kaynaklarının yanında Tarih,Kültür ve Turizm’de ithal ettiğimizde Sivrihisar’ın hak ettiği noktaya gelme süreci çok kısalacaktır..Yeterki çalışmalar bir plan proğram içinde ekip ve takım ruhuyla yapılsın.Şahsen bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum
Bir şehir düşünün. Tarihinin birçok döneminde, ait olduğu medeniyetler için önemli bir yere sahip olsun. Cumhuriyet, Osmanlı, Selçuklu, Bizans ve Frigya dönemlerine damgasını vursun... Özellikle Osmanlı, Selçuklu’ nun kültür merkezlerinden biri olarak anılsın. Hoca Nasrettin’i, Koca Yunus’u, Hızırbey’i, Aziz Mahmut Hüdai’yi, Memet Kaplan’ı ve ismini nakledemediğim nice değerli insanları bağrından çıkarsın...
Cumhuriyet döneminde ise yine önemli bir merkez, Kurtuluş savaşında dişinden tırnağından artırdıklarıyla vatan savunmasında yaptığı katkılarla ve ülke yönetimine kazandırdığı nitelikli kimselerle adına “Kökü derinde Çınar” denilsin.
Günümüzde ise aynı şehir için, geçmişinde bu zenginliği sanki hiç yaşamamış gibi düşünebiliyor musunuz? Üstelik o zenginliklerin torunları ve bazı canlı şahitleri bugün hala ayaktayken…
Geçmişinin gücünü şimdilerde içinde yeterince hissedemeyen şehir… Bunu hissedemediği için “yitik” duruma gelen SİVRİHİSAR...
Bu şehirde yaşayan, burada doğan ve gözü kulağı burada olanlar mevcut durumdan elbette memnun değil. Tarihsel derinliği olan bu şehrin köklerindeki gücün yeniden ortaya çıkarılması kaçınılmaz olmuştur.
“Tanıtım”, “markalaşma”, “pazarlama” gibi kavramların ön plana çıktığı günümüz dünyasında, bunların SİVRİHİSAR için önemi oldukça fazladır, “ne yazık ki bu zenginlik henüz fark edilmemiştir”. Özellikle dışarıdan gelenlerin şehrin zenginliklerine imrenmesi SİVRİHİSAR’ lının daha çok çalışması gerektiğine işaret etmektedir.
Sivrihisar’da yediden yetmişe herkes buna inandığında ve desteklediğinde o granitlerin yükseldiği güzelim SİVRİHİSAR “haykırışını” Türkiye’ye ve dünyaya duyuracaktır.
Kendini ve kentini düşünen herkes bu çalışma için elinden geleni fazlasıyla yapabilir. SİVRİHİSAR’lı olan ya da SİVRİHİSAR’da yaşayan herkes herhangi bir hesap içine girmeden bu hamleye katkıda bulunabilir. Başlatılan işlere kararlılıkla devam edilecek “kendini anlatma” çabası elbette gerektiği gibi kıymet bulacaktır.
Böylece SİVRİHİSAR’da yaşayanlar, SİVRİHİSAR için kalbi farklı çarpan ,SİVRİHİSAR sözü geçtiğinde gözleri parlayan bizler “zengin toprakların fakir bekçisi” olma utancından kurtulup, bu şehrin kulağa hoş gelen adını geleceğe fısıldamak yerine haykırma bahtiyarlığını yaşayabiliriz.
SİVRİHİSAR bütün bu aşamaları gerektiği gibi yapabilecek güce sahiptir. Bu duygularla Tüm hemşerilerime saygılar sunar işlerinde kolaylıklar dilerim.
NOT: Benzetme sanatından bihaber bazı akl-ı evvel insanlar “fakir ve bekçi” kelimeleri ile laf salatası yapabilir. Benim bu tarz polemik ve kişilerle işim olmaz. Bu notu yazdığım için okurlarımdan özür dilerim.
SAYGILARIMLA Necmi GÜNAY
necmigunay@hotmail.com