AMENTÜMÜZ NASILDIR
Sevgili kardeşlerim,
Hatırladığıma göre ben 5, kardeşim Mustafa ise 4 yaşlarındayız.
Babam işi sebebiyle şehirlerarası yolculukları çok yapmakta ve birçok geceler eve gelmemektedir.
Ben ve kardeşim annemle aynı yatağı paylaşarak uyurduk. Annem bir yanına beni diğer yanına kardeşimi alır, o şekilde yatardık.
Ama uyumadan önce mutad (her gün yapılan) bir işimiz olur. O işi yapmadan da kesinlikle uyumazdık. Hatta annemizin bazen unuttuğu olduğunda, birimiz annemize hatırlatırdık.
“Anne… Amentüyü okumayacak mıyız?”
Bu hatırlatma üzerine önce annem kelime kelime okur, sonra biz onu takip ederek amentüyü okurduk. Ancak ondan sonra gözümüzü rahat bir uyku için kapatırdık.
Tabii… Siz sevgili kardeşlerim de bizim okuduğumuz amentüyü bildiğinizi kabul ediyoruz. Öyle ya hepiniz Müslüman bir ailenin çocuklarısınız.
AMENTÜ DE NE SÖYLERİZ
Sevgili kardeşlerim,
Sizlerle amentüyü bir kere de birlikte okuyalım mı? Ne dersiniz?
Amentü – Ben inanırım,
Billahi (1) – Allahın varlığına ve birliğine,
Ve melaiketihi (2) – Meleklerin varlığına,
Ve kütübihi (3) – Kitaplara (Zebur’a, Tevrat’a, İncil’e ve Kur’an-ı Kerime)
Ve Resülühü (4) – Peygamberlerine (28’ine ve son Peygamber Hz. Muhammed’e)
Ve’l yevmil ahiri (5) – Ahiret gününe (Bütün insanların hesap verecekleri güne)
Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi (6) – Kadere, hayır ve şerre (kötülüklere),
Minallahi taala… - Bunları Allah’ın yarattığına,
Vel bağsi bağdel mevt (5) – Öldükten sonra tekrar dirilip hesap vereceğimize,
Hakkun – Haktır, (bunlar kesinlikle vardır)
Eşhedü enlâ ilahe ilallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü
Ben şahidim ki Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun kulu ve elçisidir.
Yukarıda ki söz, İslam’a inanmanın esaslarıdır. Her Müslüman bu sözü hem söyler ve hem de gereklerini yerine getirir. Bunlara “İmanın 6 esası” denir
İNANANLAR, İNANMAYANLAR
Sevgili çocuklar,
İslam’a inanmayanlar olsun veya amentüyü söylemeyenler olsun hepimiz Allah’ın kuludurlar. Ancak gerçek inanca sahip olmadıklarından onlar, yanlış ilahlara inanmaktadırlar.
Dünyamızı ve içindeki bütün canlıları (insan, hayvan ve bitkileri) yaratan, gözümüzü gökyüzüne kaldırınca gördüğümüz ve göremediğimiz bütün âlemleri yaratan Allah, gerçek inanca sahip olan Müslümanlara ahirette (öldükten sonra tekrar dirildiğimiz âlem de) büyük ödüller verecek. İnanmayanları ise (çok üzgünüm ama) ağır cezalarla, cezalandıracaktır.
İşte, Cennet ve Cehennem… Ahirettekilerin konulacağı iki ayrı yerdir.
Biri mutluluklar diyarı, diğeri ise elem ve acılar yurdu.
Cennettekiler bu yerde ebedi kalacaklar ve her istekleri anında karşılanacaktır.
Cehennemdekiler ise iki guruptur.
İnandıkları halde başkalarına haksızlıklar yapmış günahkârlar (ceza çekmesi gerekenler) diğer bir gurup ise, kendilerini yaratan, onlara rızık (yiyecek, içecek) vererek besleyen Allah’a inanmadıkları, onu tanımadıkları ve ona kulluk yapmadıkları (ibadet etmedikleri) için ebedi olarak orada kalacak olanlardır.
İYİLİK PERİLERİ OLUN
Sevgili çocuklar,
“Siz, siz olun”, yanlış bir inanç taşıyan bir arkadaşınız varsa, onu Müslüman olmaya (onu kırmadan) davet edin ve sonsuz ceza çekmekten kurtarın.
Birisine kötülük yapmayı düşünen bir arkadaşınızı gördüğünüzde, onun o kötülüğü yapmasına engel olun. Böylece hem kötülük yapılacak arkadaşınızı ve hem de kötülük yapacak olanı (cehenneme düşmekten kurtararak) koruyun.
Evet… Siz, siz olun… Birer “iyilik perisi” olun.
Nevzat Ağabey