YÖK’ün yeni düzenlemesi teknolojiye yön veren kurumlarda ve üniversitelerde heyecan yarattı
Yükseköğretim Kurulunun yeni düzenlemesi teknolojiye yön veren kurumlarda ve üniversitelerde heyecan yarattı
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda yapılan değişikle uygulamaya giren “Ek-46” düzenlemesi uluslararası seçkin üniversiteler ile kamu ve özel sektörden nitelikli araştırmacıların üniversitelerde kısmi zamanlı istihdam edilmesine imkân sağladı
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar: “Üniversitelerimize çok ciddi bir Ar-Ge dinamizmi kazandırmış olacağız”
“Devlet üniversitelerimizden bir an önce gerek kamu sektöründe gerek özel sektörde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yerli, yabancı kaliteli araştırmacılarla temasa geçmek suretiyle üniversitelerine bu araştırmacıları kazandırmalarını bekliyoruz”
13 Mayıs 2023
Yükseköğretim kurumları dışındaki araştırma altyapılarında, enstitülerde ve Ar-Ge merkezlerinde doktoralı nitelikli araştırmacıların üniversitelerde kısmi zamanlı görevlendirilmesinin önünü açan ve “Ek-46. Madde” olarak adlandırılan yasal düzenleme hem bilim, sanayi ve teknoloji dünyasında hem de üniversitelerde memnuniyetle karşılandı.
Türkiye’de bilim, sanayi ve teknoloji dünyasının öncü kuruluşlarının temsilcileri ve görüşü alınan Bilkent, İTÜ, ODTÜ ve Sabancı Üniversitesi rektörleri düzenlemenin üniversite-sanayi iş birliğinde yeni bir sinerji yaratacağı görüşünde birleşti.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’de üniversite-sanayi iş birliğine dair pek çok çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, “Yükseköğretim Kurulu olarak üniversite-sanayi iş birliğinde bir ilki gerçekleştirmenin heyecanını sizlerle paylaşmak isteriz. Yakın zamanlarda 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunumuzda önemli bir değişiklik yaptık. Bu, çok önemli bir iş birliğinin hukuki altyapısını ve çerçevesini sunmaktadır. Bu madde Ek-46. madde olarak adlandırılmaktadır.” dedi.
Söz konusu maddeyle sanayide, teknolojide, Ar-Ge faaliyetlerinde ciddi katkılar sağlayan doktoralı araştırmacıların üniversitelerde kısmi zamanlı çalışmasının önünün açıldığını söyleyen Özvar, şöyle devam etti:
“Artık sadece kamuda değil aynı zamanda özel sektörde, sadece yurt içinde değil, aynı zamanda yurt dışında da doktora yapmış ve Ar-Ge, faydalı tasarım, patent ve buna mümasil alanlarda kendini kanıtlamış, yerli veya yabancı herhangi bir araştırmacı artık Türkiye’de devlet üniversitelerinde kısmi zamanlı olarak istihdam edilebilecektir. Bu madde işte kısmi zamanlı istihdamın önünü açan önemli bir madde. Devlet üniversitelerimizden bir an önce bu maddeden istifade etmek üzere gerek kamu sektöründe gerek özel sektörde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yerli, yabancı kaliteli araştırmacılarla temasa geçmek suretiyle üniversitelerine bu araştırmacıları kazandırmalarını bekliyoruz.”
Bu düzenlemenin üniversitelerin elini rahatlatacağını vurgulayan Özvar, “Artık özel sektörde veya kamu sektöründe sözünü ettiğimiz özelliklere sahip araştırmacılar devlet üniversitelerimizde kendi adlarına tez yönetebilecekler, aynı zamanda proje yürütebilecekler. Bunun fevkalade önemli bir yenilik olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan üniversite ile üniversite dışında Ar-Ge kültürünü birbirine daha çok yaklaştıracak bir uygulama olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Sanayi ve teknoloji faaliyetleri yürüten, üreten kurumları ve Ar-Ge’leri üniversitelere yaklaştıran bir mevzuat altyapısı oluştuğunu ifade eden Özvar, “Üniversite dışında, devlette veya özel sektörde çalışan araştırmacıları bu madde dolayısıyla bir araya getirebileceğimizi umut ediyorum. İnanıyorum ki bu mevzuat değişikliğiyle birlikte üniversitelerimize çok ciddi bir Ar-Ge dinamizmi kazandırmış olacağız.” şeklinde konuştu.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Demir: Önemli pratik sonuçları olacak
T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de Türkiye’de teknolojinin gelişimi konusunda en önemli meselelerden birinin üniversite-sanayi iş birliği olduğunu kaydetti.
Üniversitelerin bilginin üretildiği yerler olduğuna işaret eden Demir, Yükseköğretim Kurulunun bu yeni uygulamasının, bilginin sektöre transferi ve sektördeki yeteneklerin üniversitelerle iç içe geçmesini sağlayacağını, üniversite-sanayi iş birliğinin yeni bir boyut kazanacağını anlattı. Demir, şöyle konuştu:
“Tabii ki pratikte iş yapan, teknoloji geliştiren şirketlerimizin içinde de yetenekli, doktoralı çok sayıda arkadaşımız var. Onlar gerçek hayatı, uygulamaları çok yakından biliyor ve uygulamalarda nelere ihtiyaç olduğunu, teknolojinin gitmesi ve ürünlerde erişmemiz gereken seviyeyi çok net görüyorlar. Bir hedefe odaklanmak gerekliliğini hissediyorlar ama bu hedefe giderken de yetkin bir alt yapıyı oluşturmak, bilgiyi transfer etmek ve bilgiyle beraber yaşamakla ilgili de bir mekanizma oluşması gerekiyor. Üniversitelerimize çok sayıda araştırma yapan arkadaşlarımız var. Onların da sanayiyle, uygulamalarla olan temasını arttırmak ve üniversite-sanayinin iç içe geçmişliği kavramını hayata geçirmek üzere atılan adımlar gerçekten hem üniversitelerimiz için hem de sanayilerimiz için son derece önemli.”
Hem yurt içindeki hem yurt dışındaki yetkin, yetenekli, ihtisas sahibi araştırmacıların üniversitelerle entegre olmasıyla üniversite ve sanayinin daha yakın temas içinde birbirini daha yakından tanıyacağını ifade eden Demir, “Çok önemli pratik sonuçları olacak, bilgiyi bir aşama ötede uygulamayla buluşturacak. Uygulamayı teknolojide lokomotif olacak seviyeye taşımakla ilgili çalışmalar hepimizi çok memnun ediyor.”
Demir, savunma sanayi sektörü başta olmak üzere sanayi ve teknoloji şirketlerinin bu sistemin içinde bulunmaktan son derece memnun olacağını söyledi.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal: “Ülkemiz için çok kıymetli buluyorum”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’de kamu ve özel sektörde birçok yetkin araştırmacı bulunduğunu aynı zamanda yurt dışında da Türk bilim insanları ve araştırmacılar olduğunu belirtti.
Yükseköğretim Kurulunun bu düzenlemesiyle yetkin araştırmacıların Türk yükseköğretim sistemine önemli katkı sağlayacağını kaydeden Mandal, “Özel sektörümüzün, Türkiye’de şu an 1500 tane Sanayi Ar-Ge merkezi var. Doktoralı, yetkin araştırmacılar var orada da. Aynı zamanda yurt dışında bulunan Türk bilim insanlarımız, araştırmacılarımız var. Bunların Türkiye’deki yükseköğretim sistemine katkısının bir seviye yani gerçekten birkaç seviye üzerine çıkarabileceğimiz yeni bir program olarak değerlendiriyorum.” dedi.
Mandal, bilginin transferinde, üretiminde ve daha önemlisi insan kaynağının yetiştirilmesinde var olan akademik potansiyelin kıymetlendirileceğini belirterek, “Bu araştırmacılarımız üniversitelerde akademik danışmanlık yapabilecekler, yüksek lisans ve doktora tez danışmanlığı yapabilecekler, araştırma projelerinde yer alabilecekler, ders verebilecekler. Bunu ben gerçekten ülkemiz için çok kıymetli buluyorum.” şeklinde konuştu.
Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Yıldırım: “Yüksek teknolojili projelere güç katacak”
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Yönetim Kurulu ve Ajans Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım da Yükseköğretim Kurulunun bu teşebbüsünü çok olumlu bulduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Biz özellikle uzay sektöründe yaptığımız çalışmalarda hep bir sıkıntı yaşıyoruz. İnsan kaynağı eksiğimiz var. Hem çalışanlar açısından böyle hem de akademide böyle. Yükseköğretim Kurulunun yeni düzenlemesi aslında problemin çözümünde bir önemli nokta teşkil ediyor. Çünkü part-time olarak, kısmi zamanlı olarak üniversitelerde çalışabilme imkânı hakikaten önemli bir açılım getirecek bu noktada.”
Uygulamanın yüksek teknolojiye sağlayacağı katkıya işaret eden Yıldırım, “Çünkü özellikle uzay sanayine baktığımızda, uzay sektörüne; burada gelişmiş ülkelerde vazife yapmakta olan hem Türk asıllı hem de yabancı da olabilir. Öğretim üyelerinin, akademisyenlerin işte bilim insanlarının, araştırmacıların bunların hepsinin gelip belirli bir sürede bizim üniversitelerimizde bizim akademilerimizde çalışması ve bu süre içerisinde de özellikle de yüksek teknolojili projelerde vazife almaları hakikaten çok büyük katkı sunacaktır ülkemize. O yüzden çok olumlu değerlendiriyorum.” ifadelerini kullandı.
Bu uygulamanın öğrencilere de büyük katkısı olacağını vurgulayan Yıldırım, “Kendimden bir örnek vereyim müsaade ederseniz; ben Berlin Teknik Üniversitesi’nde tahsilime devam ederken Havacılık ve Uzay Mühendisliği okuyoruz. Şimdi şunu gördüm, çok memnun olmuştum. Konunun bütün yönlerinden sektörde çalışan insanlar gelip ders veriyorlardı. Mesela havacılıktan baktığımız zaman işte o ülkenin milli hava yolunun bir yöneticisi gelip anlatıyordu. Şimdi o bakış sadece yetmez. Bu sefer havalimanlarının yöneticilerinden birisi gelip kendi dersini anlatıyordu. Hava trafik kontrolleri gelip kendileri anlatıyordu. Sonra üreticiler, uçağı üretenler gelip anlatıyordu vesaire. Yani bir sektörün bütün bileşenlerinin fiilen o işi yaşayanlar tarafından gelip öğrencilere anlatılması ve bunların paylaşılması müthiş bir katkı sunuyor. Bizim ülkemizde de bunun olması çok tercih edilen tercihe şayan bir şey. Dolayısıyla biz hem Türkiye Uzay Ajansı olarak hem Yükseköğretim Kurulunun özellikle de başkanımızın bu teşebbüsünü destekliyoruz, çok olumlu buluyoruz.” diye konuştu.
TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Kotil: “Hem öğrencilere hem sanayiye büyük katkı sunacak”
TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil de TUSAŞ olarak üniversite olmadan ürün çıkarma şanslarının olmadığına dikkat çekerek, “Üniversitedeki öğrencileri, mühendis mezunları biz işe alıyoruz ama bu arada üniversite hocalarımız da yarı zamanlı olarak rektörlükler tarafından görevlendiriliyor. Hem üniversitede ders veren hem de bize bir iki üç gün mesaisini burada veren hocalarımız o öğrencilerle bir güzel alaşım yapıp bugünkü teknolojik yapıya gelmemize sebep oluyorlar. Onun için ben üniversite hocalarımızın sanayide daha çok vakit geçirmelerini, buna yasal bütün altyapıların hazır olduğunu, rektörlüklerimizin hep destek verdiğini ve böylece bunun da öğrencilere yansıyacağını, öğrencilerin de daha çok teknoloji gelişerek ülkemizi dünyada teknoloji öncüsü yapacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Görgün: “Devrim niteliğinde”
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün de Yükseköğretim Kurulunun dünyanın seçkin üniversitelerinden araştırmacılara ve Türkiye’de özel sektörde, kamuda çalışan isimlere üniversitelerin kapılarını açmasının ülkenin yarınlarına ciddi bir katkı sunacağını vurguladı.
Görgün, “Söz konusu düzenlemeyle üniversiteden sanayiye doğru olan tek taraflı iş birliğinin sanayiden üniversiteye doğru olan yönü de kazanılmış oldu. Sektör tecrübesi kazanmış araştırmacılarımızın üniversite öğrencilerine aktaracakları bilgi ve deneyim çok daha iyi yetişmiş mezunlarımızın olmasını sağlayacak. Ayrıca sanayi tecrübesi olan bu araştırmacılarımız vasıtasıyla öğrencilere özel sektör bakış açısı kazandırılmış olacak. Yükseköğretim Kurulunun devrim niteliğindeki bu kararının ülkemize hayırlı olmasını diliyor, tüm kıymetli araştırmacılarımızı bu birlikteliğin bir parçası olmaya davet ediyorum.” dedi.
İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydoğan: “Araştırma kadrolarını geliştirmesi açısından büyük imkân sunuyor”
İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kürşat Aydoğan da Yükseköğretim Kurulunun yeni düzenlemesinin üniversitelere araştırma kadrolarını geliştirmesi açısından büyük imkân sunduğunu, bunun özellikle devlet üniversiteleri için önem taşıdığını ifade etti.
Aydoğan, “Biz Bilkent Üniversitesi olarak bu düzenlemeden hemen yararlanmak konusunda adım atmış bulunuyoruz. Araştırma altyapısı projesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde (UNAM) çalışan bazı araştırmacıları Ek-46 ile Bilkent Üniversitesinde istihdam edeceğiz.” diye konuştu.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Koyuncu: “Üniversitelerin yayın sayısının artmasına katkısı olacak”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu da doktor unvanlı araştırmacıların, üniversitelerde yarı zamanlı çalışmasının önünü açan mevzuatın üniversiteler açısından çok önemli bir kazanç olduğunu dile getirdi.
Sanayideki bilgi ve birikimin üniversitelere aktarılmasının önünün açıldığını belirten Koyuncu, “İkinci bir adres olarak üniversitelerimizi yayınlarında gösterecek olmaları üniversitemizdeki yayın sayısının artmasına, dolayısıyla üniversitelerimizin sıralamalarda daha üst seviyelere çıkması anlamında çok önemli katkıların olacağını düşünüyorum. Gelişmiş birçok ülkede olan fakat şu ana kadar ülkemizde yürürlüğe henüz geçmemiş bir uygulamaydı. Öğretim üyelerinin ikinci bir üniversitede araştırmacı olarak yer almasının, Yükseköğretim Kurulumuzun aldığı bu kararla önü açılmış oldu.” ifadelerini kullandı.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Kök: “Yükseköğretimin uluslararasılaşma çalışmalarına önemli katkılar sağlanacak”
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, yeni uygulamayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Uluslararası tanınırlığı olan yurt dışında yükseköğretim kurumlarında çalışan ve bilim dünyasının tanınmış Türk ve yabancı uyruklu öğretim üyeleri ve araştırmacılarının ülkemizdeki üniversitelerde çalışmaları teşvik edilecek ve bu bağlamda yükseköğretimin uluslararasılaşma çalışmalarına önemli katkılar sağlanacaktır. Bu uygulama ile üniversitelerin araştırma ve yayın kapasiteleri ile girişimci ve yenilikçi üniversite anlayışının gelişeceğini ve bunun doğal sonucu olarak üretilen bilginin yüksek teknoloji alanlarında sosyal ve ekonomik katma değere dönüştürülmesinin teşvik edileceğini paylaşmak isterim.”
Kök, üniversitelerindeki bölümlerden kendi alanlarında uluslararası tanınırlığı olan, yabancı yükseköğretim kurumlarında çalışan, araştırma ve tasarım projeleriyle tanınan Türk ve yabancı öğretim üyelerinin listelerini istediklerini belirterek, “Bu önemli projenin doğuracağı sinerjinin üniversitelerde yeni gelişmeleri tetikleyeceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Leblebici: “Birçok alanda açılım sağlayacak”
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici de “Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenmiş yeni usul ve esaslar, iş dünyasının yükseköğretim kurumlarıyla paylaşabileceği bilgi ve yetkinlikleri güçlü bir çerçeveye taşıması anlamında yeni bir adımı içeriyor.” dedi.
Uygulamayla uluslararası tanınırlığı olan yabancı yükseköğretim kurumlarında çalışan ve bilim dünyasının tanınmış Türk veya yabancı uyruklu araştırmacılarının Türkiye’deki üniversitelerde çalışmalarının kolaylaşacağını vurgulayan Leblebici, “Bu gelişme Türkiye’deki iş dünyasından ve uluslararası yükseköğretim kurumlarından sağlanacak donanımlı yetişkin insan kaynağıyla başta Ar-Ge olmak üzere birçok alanda açılım sağlayacak olması nedeniyle bizce de çok kıymetli.” değerlendirmesinde bulundu.
Konuya ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ile ilgili kurum temsilcilerinin konuşmalarının yer aldığı video için:
'Gönderen: alfa_turk