‘NASREDDİN HOCA’NIN MEZARI VE DÜNYANIN ORTASINDAN AKŞEHİR’E SESLENİŞ…’ - Eskişehir Haber

Hüseyin GÜVEN

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN

‘NASREDDİN HOCA’NIN MEZARI VE DÜNYANIN ORTASINDAN AKŞEHİR’E SESLENİŞ…’

‘NASREDDİN HOCA’NIN MEZARI VE DÜNYANIN ORTASINDAN AKŞEHİR’E SESLENİŞ…’
Yayınlama: 28 Nisan 2020 Salı - 8.097
A+
A-

‘NASREDDİN HOCA’NIN MEZARI VE DÜNYANIN ORTASINDAN AKŞEHİR’E SESLENİŞ…’

(Bu bir araştırma yazısıdır)

NASREDDİN HOCA'NIN MEZARININ YERİ BULUNDU!

2013 yılı Nisan ayı…

ES TV’de Anadolu’dan Kent’e Bakış programında ‘Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca'nın mezarının nerede olduğu konusundaki tarihsel belirsizlik sona erdi’ konusunu gündeme getirmiştik…

Program sonrası Kent’in bazı ileri gelenleri ile bu hususta bilgi mahiyetinde muhabbet etmiş, onlardan bu hususa destek vermelerini ve dahi harekete geçmeleri gerekliliğini ifade etmiştik…

Aradan geçen yılda gördük ki çokta bir yol alamamışız /maalesef…

Peki, n’olmuştu o tarihlerde?

Anlatalım…

 

‘NASREDDİN HOCA İÇİN ANIT MEZAR YAPILMALI’

Dönemin AÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Altınsapan konuyu gündeme getirmiş ‘Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca'nın mezarının nerede olduğu konusundaki tarihsel belirsizlik sona erdi’ demişti…

 

-       AÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tulum: ‘Bundan böyle Nasreddin Hocamızın doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü yer olarak Sivrihisar'ı kaydetmek doğru olacaktır’ diyerek destek vermişti…

 

NASREDDİN HOCA'NIN MEZARI, ULU CAMİ VE TAŞ SANDUKA…

Sivrihisar'da yıllar önce belediyenin yapacağı inşaat nedeniyle taşınan eski mezarlıktan çıkarılan ve senelerce Ulu Cami'nin kütüphanesinde muhafaza edilen taş sandukanın Nasrettin Hoca'nın mezarına ait olduğu belirlendi...

Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Altınsapan, AÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Mahur Tulum'un Sivrihisar ilçesindeki Ulu Cami'nin kütüphanesinde bulunan mezar taşı ve taş sandukaları o yıllarda incelemeye başlamış ve nihayetlendirmişlerdi…

Doç. Dr. Tulum'un çalışmalar sonrası taş sandukalardan birinin Nasreddin Hoca'ya ait olduğunun belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Altınsapan, bu taş sandukanın Selçuklu dönemine has özellikler taşıdığının tespit edildiğini kaydetti…

***

Söz, Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Altınsapan Bey’de…

 

Bunun Türk dünyası için önemli bir bulgu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Altınsapan, şöyle konuşmuştu:

 

-       ‘Sivrihisar'da Seydi Hamamı'nın duvarıyla bitişik bilenen mezar yerinden 2003 yılında Nasreddin Hoca'nın kızı Fatma Hatun'un kemiklerini çıkartıp müzeye teslim etmiştik…

 

-       Yaklaşık 50 yıl önce kızının mezarını çıkardığımız yerin hemen ötesinde eski mezarlıkta bir düzenleme çalışması yapılmış.

 

-       Burada, belediyeye ait iş yerleri ve itfaiye binasının bulunduğu geniş bir mekan dizayn edilmiş.

 

-       'Sivrihisar'da tarihi eserler' denince akla gelen Orhan Keskin, bu mezarlıktan çıkan değerli gördüğü malzemeyi alıp Ulu Cami'nin kütüphanesinde muhafaza etmiş.

 

-       Bu süreçte taşı ilk okuyan kişiler, bunu Nasreddin Hoca'nın oğlu Ömer'e ait olduğunu söylemiş…

 

 

Prof. Dr. Altınsapan, Türkiye'de, Nasreddin Hoca'nın oğlunun ve kızının Sivrihisar'da, kendisinin Akşehir'de vefat ettiği değerlendirmesinin yapıldığını hatırlatarak,

 

‘Doç. Dr. Tulum, taş sandukanın bendeki eski fotoğraflarına bakmak istedi. Uzun emeğin ardından taş sandukanın üzerindeki kitabenin Nasreddin Hoca'ya ait olduğunu tespit etti.

 

Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca'nın mezarının nerede olduğu konusundaki tarihsel belirsizlik sona erdi’ dedi.

 

NASREDDİN HOCAMIZA YARAŞIR BİR ANIT MEZAR YAPILMALIDIR…

 

Doç. Dr. Tulum’un ‘bu taş sandukanın deşifre edilmesiyle Nasreddin Hoca'nın Sivrihisar'da doğduğunun ve burada öldüğünün kesin olarak bilindiğini vurgulaması’ konuyu netleştirmişti o yıllarda…  

 

Kaldı ki Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti idi… O dönemde taş sandukanın keşfedilmesi epey önem taşıyordu…

 

Doç. Dr. Tulum:

 

-       ‘Nasreddin Hoca, Çin Seddi'nden Adriyatik'e kadar bütün Türk dünyasının ilgilendiği bir şahsiyettir.

-       Allah, bu mezarın bulunmasını bize nasip etti. Yazıyı en kısa zamanda yayınlayacağım. Mezarda 'burada yatan kişi Şemseddin oğlu Nasreddin Hoca'dır' yazısı okunuyor. Taş sanduka, Selçuklu dönemini mimari tarzını bize açıkça gösteriyor. Türk milletine hayırlı, uğurlu olsun. Bundan böyle Nasreddin Hocamızın doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü yer olarak Sivrihisar'ı kaydetmek doğru olacaktır. Sivrihisar'da Nasreddin Hocamıza ve ailesine yaraşır bir anıt mezar yapmalıdır.’ Diyerek son noktayı da koymuştu…

 

 

***

 

NASREDDİN HOCA SANDUKASI BELEDİYE BİNASINDA İDİ!

 

Konu o kadar dikkatimizi çekmişti ki arşivlemiştim tüm yazı ve konuşma arı…

 

Hatta dönemin ‘Sivrihisar İlçe Belediye Başkanı Fikret Arslan, uzun süredir tarihi Ulu Camii içerisinde muhafaza edilen ve Nasreddin Hoca’ya ait olduğu ortaya çıkan taş sandukayı belediye binasında muhafaza altına aldı.’ Minvalinde haberler gündeme düşmüştü…

 

    Sivrihisar İlçe Belediye (eski) Başkanı Fikret Arslan, daha önce Osmanlı salnamesinden yola çıkarak ilçenin eski ana giriş yolu üzerindeki Seydiler Hamamının yanı başında Nasreddin Hocanın kızı Fatma Hatun’un mezarının olduğunu tespit ettiklerini ve Anadolu Üniversitesinden bir heyet tarafından kazılar başlatıldığını etraflıca anlatmıştı…

 

TAŞ, SANDUKA HALA AKŞEHİR’DE Mİ?

 

Sayın Arslan, Üç ay süreli yapılan kazı neticesinde Nasreddin Hocanın kızı Fatma Hatun’un mezarı ve kemiklerine ulaştıklarını, bu kemiklerin Eskişehir Müzesinde koruma altında alındığını, taşının önce Eskişehir’e, oradan da Konya Akşehir’e götürüldüğüne söylemişti...

 

Ellerinde belgeler ışığında Kültür Bakanlığımıza müracaat ederek bu taşın verilmesi ile ilgili girişimleri olduğunu, ancak bir netice alamadıklarını anlatmıştı dönemin Belediye Başkanı Fikret Arslan,

 

-       Netice almak üzere dava açmayı düşündük ve dava neticesinde bu taşın buraya getirilmesi ile ilgili girişimler devam ediyor. Buradan sonra bu sanduka hasbelkader o tarihlerdeki kazılar sırasında elimize geçti. Bu sandukayı, bu mezar taşını oradan alarak tarihi Ulu Camiimizin içerisinde uygun bir mekanda cami imamlarına teslim edilmek suretiyle muhafaza ediyorduk.

 

-        Bu ara eski yazı bilenler ile istişarelerimiz oldu, ancak bize bu mezar taşının Nasreddin Hocanın oğlu Ömer’in taşı olduğu ifade edildi.

 

-       Ancak Anadolu Üniversitesinden Prof. Erol Altınsapan, ekibiyle birlikte bu taşı okudular. Okunan bu taş üzerinde Şemsettin oğlu Nasreddin’ yazıyor. Müze, ilgili kurul ve vakıflarla yaptığımız girişimler neticesinde bu taş camiden alarak yine tutanakla korunmak üzere belediyemize teslim edildi. Evrak odasında muhafaza ediyoruz.’ Demişti…

 

SİVRİHİSARDA HASREDİN HOCA TÜRBESİ ZİYARETE AÇILACAK(TI)

 

Daha evvel birçok duyu, söylence, bilgiler tescil edilmiştir.

 

Nasreddin Hoca, Sivrihasar’a bağlı eski ismiyle Hortu, yeni ismiyle Nasreddin Hoca beldesinde dünyaya gelmiş, belli bir yaştan sonra ilçemizde vaizlik, imamlık görevlerini sürdürdükten sonra Hakkın rahmetine kavuşmuş… Genel kanaat bu yönde…

 

Kabrinin de Akşehir’de olduğunu biliniyordu…

 

Bu sanduka araştırması sonrasında ‘Nasreddin Hoca Sivrihisar Hortu Köyünde doğmuş, yaşamını Sivrihisar’da sürdürmüş ve Sivrihisar’da vefat etmiştir.’ Denilebilir mi?

 

-       Bu mezar taşı ve sanduka kesin bir kanıttır değil midir?

 

Hatta dönemin ‘Sivrihisar İlçe Belediye Başkanı Fikret Arslan

 

-       Fatma Hatun ve Nasreddin Hocanın mezarıyla ilgili türbe yarışmaları, proje yarışmaları başlatacağız ve Nasreddin Hocamızın ve kızının türbesini Sivrihisar’da inşa ederek ziyarete açacağız. Artık bütün ülke bunu duysun. Dünyada herkes zaten Nasreddin Hoca’nın gerçek bir halk filozofu olduğunu bilmektedir. Artık bundan sonra Nasreddin Hoca Sivrihisar’da türbesiyle ziyarete açılacaktır.’ Diyerek epey iddialı konulmuştu…

 

Sayın Dönmez’in siyasi ömrü yetmedi lakin tartışmalar da farklı bir boyuta taşınmıştı 2017 yılında…

 

NASREDDİN HOCA HEYKELİNE ‘PATENT’ TARTIŞMASI…

 

O dönem Afyonkarahisar Karayolu’ndaki bir dinlenme tesislerine konulan Nasreddin Hoca heykelleri sosyal medyada tepki çekmiş Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya, Nasreddin Hoca isminin ve figürlerinin izinsiz kullanımının önüne geçmek için patent alacaklarını açıklamıştı.

 

Haliyle Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Akkaya'nın bu açıklamasına tepki göstererek, ‘Dünyaya mal olmuş insanların patentini alamazsınız… Öyle bir şeyin örneği yok. Nasreddin Hoca’nın figürü ve tanıtımı için biz zaten Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak çalışma yapıyoruz. Nasreddin Hoca’nın Sivrihisarlı olduğu, burada doğduğu ve vefat ettiği bilimsel delillerle de kanıtlandı. Kimse Nasreddin Hoca’nın patentini alamaz” açıklamasında bulundu.’ Diyerek tepki göstermişti…

 

FESTİVALLER DÜZENLENMİŞTİ…

 

Nasreddin Hoca’ya dair bir şey yapılmıyor demek olmaz…

 

Yine 2017 yılı Hazin ayında Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü Sivrihisar İlçesinde yarın yapılacak olan 'Nasreddin Hoca Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali' nedeniyle kentte temsili Nasreddin Hoca ile çeşitli ülkelerden gelen halk dansları topluluğu üyelerinin katılımıyla festival yürüyüşü yapmış, temsili Nasreddin Hoca yürüyüşte, Eskişehirlileri festivale davet etmişti…

 

Lakin yetmez çünkü;

 

Özellikle Akşehir’e karşı verilen büyük bir mücadele var! Demeyi çok isterdim… Olmalı diyorum…

 

Buyurun size 17 Ağustos 2016’da Ali Tekin Çağlav’ın Akşehir’de ki gazetesinde (misafir kalem) köşesinde yazdıkları

 

‘NASREDDİN HOCA’NIN TÜRBESİ VE DÜNYANIN ORTASINDAN SİVRİHİSAR’A SESLENİŞ’

 

Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Sivrihisar’dan açıklama yapmış,” Nasreddin Hoca Sivrihisar’da doğmuştur, Sivrihisar’da vefat etmiştir. Belgeler bunu kanıtlıyor” demiş. Sivrihisar belediye başkanının açıklaması Hoca Nasreddin’in deyimi ile ya tutarsa kabilinden. Kırık bir mezar taşının üstündeki yazıya bilimsel geçerliliği olmayan rapor yazdırıp kaynak göstermek,anıt yapıp tören düzenleyip ve bu törenlerde açıklama yapmakla bu işler bitmiyor.

 

 Bu raporlar birkaç bilim adamının bilimsel bir geçerliği olmayan,   hatır için hazırladıkları raporlardır. Ben yazdım oldu raporların bilimsel bir geçerliliği yoktur. En azından bu raporların bilim platformunda tartışılması, bu konularda bilimsel yayın yapan dergilerde yayınlanması gerekmektedir. Kısacası bilimsel platformda enine boyuna tartışılıp haklılığı kanıtlanan raporlar geçerlidir.

 

Sivrihisar belediye başkanı bu raporlardan hareket ederse kendi kendini kandırır.

 

Bir de daha düne kadar Milli Eğitim Bakanlığı yapıp Milli Eğitim de başarılı olamayınca Kültür Bakanlığına kaydırılan kültürden bi haber Kültür Bakanının,  sizin verdiğiniz uyduruk belgelere inceleyerek, diğer  geçerli belgeleri incelemeden yaptığı talihsiz açıklamalar bu konulardan pek haberdar olmadığını göstermiyor mu.

 

Daha sonraki günlerde Akşehir’de düzenlenen Nasreddin Hocayı Anma günlerinde Sayın Cumhur Başkanının, Başbakanımızın yaptığı kutlama açıklamalarını internetten okumanızı tavsiye ediyorum.

 

Arıca, Akşehir Belediye Başkanının Dr. Salih Akkaya, Belediye Başkan Yardımcısı Yahya Yıldız ile Çeşitli Üniversitelerden Konularının uzmanları Prof.ler, Doçentlerin katıldığı, Akşehir’de bulunan ilgili kuruluşların yönetici ve temsilcilerinin Nasreddin Hoca Türbesin de yaptığı basın açıklamasıyla sizlerin asılsız geçersiz açıklamalarınıza verdiği cevap, Sivrihisar Belediye sitesinde bulunuyor o basın açıklamasını tekrar tekrar okumanızı ve sonra da  bu doğrulara göre hareket etmenizi bekliyorum diliyorum.

 

 

Bilinmesini isterim ki gerçek tektir; bu gerçeğe ulaşmak için de konularında uzman bilimsel bir heyet kurulup, bu heyetin verileri inceleyip hazırlayacağı rapor bilimsel platformda tartışılır ve çeşitli bilimsel dergilerde yayınlanır sonunda  kamuoyuna açıklanarak duyurulur, yoksa sizin yaptığınız gibi bir ucu kırık, yazıları tam okunmayan mezar taşının anlaşılmayan ibaresini kanıt göstererek haklılık  kazanılmaz.

 

Nasreddin Hoca'nın Sivrihisar’a Turizm getirisi düşünülüyorsa, Sivrihisar konumu itibariyle karayollarının bir kavşak noktasında bulunuyor bu konumunu Sivrihisar iyi değerlendirmeli, elindeki kültür değerlerinin tanıtımını iyi yapmalı, Sivrihisar sınırları içindeki bilhassa yol boyundaki konaklama yerlerini iyi denetlemelidir. Bir de, Nasreddin Hoca’nın doğduğu Hortu Köyündeki eve iyi bakıp köye gereken yatırımlar yapılmalıdır.

 

Elinde çeşitli belgi ve bili bulunan bir Akşehirli, bir Nasreddin hoca torunu gazeteci olarak diyorum ki, Nasreddin Hoca'nın türbesi Akşehir’dedir.  Şehr-i Beyaz’ın (Akşehir) haricinde ve civarında bir başka yerde Nasreddin Hoca türbesini aramak beyhudedir.

 

Kısacası, büyük halk filozoflarından olan Nasreddin Hoca, 1208'de Sivrihisar'ın Hortu köyünde dünyaya geldi. 1284'de de Akşehir'de vefat etti.

 

Nasreddin Hoca’nın yaşadığı devir önemlidir. Anadolu Selçuklu devrinde yaşayan hoca, Mevlâna ve Yunus’la da çağdaştır.

 

Bir kere Nasreddin Hoca’nın kültürel olarak Sivrihisar civarında yaşaması mümkün değildir. Hoca’nın yaşadığı yeri, bölgeyi, civarı ve devri iyi bilmek lâzım. Bir kere XIII. Asrı iyi tanımak araştırmak lâzım. Hoca, Konya (Akşehir) civarı dışında olamaz.

 

İsterseniz bu konuyu şimdilik bir fıkrayla sonlandıralım.

 

Molla Nasreddin bir gün kapı önünde bir şeyler arıyormuş. Komşuları merakla sormuş:

 

"Hayırdır hocam ne arıyorsun?"

 

Hoca, "Ahırda yüzüğümü kaybettim, onu arıyorum." demiş.

 

Komşuları ise, "O zaman neden burada arıyorsun, ahırda arasana?" demişler.

 

Hoca cevap vermiş: "Ahır karanlık da ondan..."

 

Belediye başkanına ve Sivrihisarlılara en güzel cevap bu olsa gerek.

 

NASREDDİN HOCA PAYLAŞILAMIYOR…

 

Görüyorsunuz ki Akşehir’li bir meslektaşımız nasıl sahiplenyor ve yazılar yazıyor bu husuta…

 

Eskişehir basını olarak ta bizim daha fazlasını yapmamız gereklidir diye düşünüyorum…

 

Çok çalışmalıyız çok… Sadece Sivrihisar olarak değil, Eskişehir olarak tüm imkanlar seferber edilip Nasreddin Hoca Eskişehir Sivrihisar Nasredddin Hoca köyü olarak hemen her yerde tescil edilmelidir…

 

Bu sadece Sivrihisar belediyesine, vakıflara bırakılmayacak kadar önemlidir…  

 

Yazımızın başlığı neydi?

‘NASREDDİN HOCA’NIN MEZARI VE DÜNYANIN ORTASINDAN AKŞEHİR’E SESLENİŞ…’

17 Ağustos 2016’da Ali Tekin Çağlav’ın Akşehir’de ki gazetesinde (misafir kalem) köşesinde yazdıklarına cevaben tekrar meydan okuyorum…

Nasreddin Hoca Eskişehir’indir…

Dünyanın ortası da SİVRİHİSAR ESKİŞEHİR’dir

Ves’selam…

 

Kaynaklar

ES TV Anadolu’dan Kent’e Bakış Programımız.

ESKİŞEHİR (AA) – D.Açık

İHA

K.Atlan & C.Hacıoğlu haberi





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024