MADEN ÇIKARACAĞIZ DİYE ORMANI KATLEDİYORLAR! - Eskişehir Haber

Hüseyin GÜVEN

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN

MADEN ÇIKARACAĞIZ DİYE ORMANI KATLEDİYORLAR!

MADEN ÇIKARACAĞIZ DİYE ORMANI KATLEDİYORLAR!
Yayınlama: 22 Eylül 2024 Pazar - 1.641
A+
A-

MADEN ÇIKARACAĞIZ DİYE ORMANI KATLEDİYORLAR!

‘Maden çıkaracağız diye ormanı, ağaçları, doğayı katlediyorlar.’
İddia bu!
İddianın merkezi, Eskişehir'in #Mihalıççık İlçesine bağlı Karaçam Köyü…— Karaçam Köyü ile birlikte.
Sadece Karaçam’ı değil, aslında bölgeyi ilgilendiriyor…
Karaçam Köyü Eskişehir-Ankara istikametinde, #Sivrihisar’ı geçtikten sonra (Babadat) Mihalıççık-Yunusemre yol ayrımından döndükten 20 Km mesafede şirin bir köy…
Malıç tarafından tarif etmek gerekirse, Yunusemre Türbesinin hemen üzerinde…
‘Karaçam köyünde bir orman ağaç, çevre katliamı yaşanıyor bir gazeteci olarak sesimizi duyurursanız memnun oluruz.’Diye başlayan, yazı, görsel ile desteklenen bir ileti aldım…
…/…
İddia sahibi, emekli bir Devlet görevlisi…
Karaçam köyünde yaşamıyorum, ama evimiz tarlamız, akrabalarımız geçmişimiz her şeyimiz orada…
Bu köyde demir maden ocağı açıldı… Köyün dört bir yanı kazılmış dağın bir tanesi bitmiş ormanları yok edilmiş vaziyette…
Şuanda başka dağlar, başka yerler, başka ocaklar açılmış vaziyette…
Başka ormanlar meşe, çam, ardıç ağaçları yok edilmekte...
Ben kimseye sözümü dinletemedim, beni tehdit ettiler ama içim elvermiyor daha fazla yok edilmesine ne olur siz bir el atın...
Maden ocağına ruhsatı alınmış diyorlar… Köyde birkaç kişide orada çalışıp para kazandığı için kimse sesini çıkarmıyor...
Köyün en az 8-10 yerinde yeni kazılar yapılmış, ağaçlar kesilmiş vaziyette…
Google Earth’dan Eskişehir - Karaçam yazarsanız uydudan yapılan katliamı görebilirsiniz…
Size gönderdiğim gibi, bir kaç kuruma yazdım, mesaj attım inceleyip döneceğiz dediler ama hala bir sonuç yok…
#MihalıççıkBelediyeBaşkanına yazdım, ilgileneceğim dedi, sonuç yok…
İddiaların sahibi Karaçam Köyünde doğan, görevi nedeniyle ülkemizin birçok yerinden görev yapan E. Devlet görevlisi Ahmet Nuri Arslan Bey…
Konuyu yüzeysel olarak zaten biliyordum, hatta konuya dair geçtiğimiz yıl kısa bir yazı kaleme almıştım… Arşivlerimi karıştırdım… Doğrulama adına ‘Google Earth’üaçıp inceledim… Peşinen ifade edeyim, o bölgeyi yazarak, konuşarak anlatmak çok zor… Hakikaten durum içler acısı…
…/…
Ahmet Nuri Bey ile uzun bir telefon görüşmesi yaptık…
‘Görevim nedeniyle birçok ağaç diktim… Yıllar sonra diktiğimiz ağaçları gördükten sonra inanın çok mutlu oldum... Doğduğum toprakların bu halini görünce günlerce uyumadım, içim acıdı ve harekete geçmeye karar verdim…’ Diyor…
Ahmet Nuri Bey’in anlattıkları sadece Karaçam Köyünü ilgilendirmiyor /dahası var!
Obölgeyi iyi biliyorum…
Köyün yan tarafında, Dümrek, Zey, Yayla ve Yunusemre başta olmak üzere bölgenin tamamını etkileyen bir durum söz konusu…
Uzunca bir süredir Karaçam köyü ile alakalı hemen her şeyi araştırmış Ahmet Bey… Sosyal medya hesapları açmış, birliktelik adına… Paylaşımlar yapmış… Tabi bu hususlara da değinmiş…
…/…
Haliyle doğrudan ve/veya dolaylı tehditlerde almış…
Belki de bu satırları okuduktan sonra ‘tehdit alması gayet doğal’ diye düşünenlerinizde olacaktır… Maalesef dönem dönem arı kovanlarına bırakın elimizi, kolumuzu soktuğumuzda hatta kovanı parçaladığımızda bizlerde tehdit alıyoruz… Ahmet Nuri Bey’i de anlayabiliyorum…
Anlayamadığım bunların kanıksanmış olması!
Ahmet Nuri Bey ‘Karaçam köyünde bu hususa dair bölünmüşlük var’ demesi üzüntü verici…
Araştırmalarımızda o bölgede ikiye bölünmüşlük olduğunu gözlemlediğimi söyleyebilirim…
Elbette ki ekmek parası için çalışanları, onların ailelerini, mecburiyetlerini anlayabiliyorum…
Lakin her işin olduğu gibi maden aramanın da bir yolu, yordamı olmalı öyle değil mi?
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE NELER YAŞANDI?
Tarihler 9 Temmuz 2019
Haber içeriklerine göz atalım!
Anadolu’nun kalbinde yer alan Eskişehir’de yerin altındaki madeni çıkarmak için yerin üstünde bulunan 187 bin 225 adet ağacın kesilmesi için idam fermanı çıktı...
T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Eskişehir’in Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık ilçelerinde demir ve nikel madeni için talep edilen kapasite artırımını projesi onayladı…
Projenin ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre toplam 31 bin dekarlık alanı kapsayan iki ayrı maden sahasında 187 bin 225 adet ağacın kesilmesi planlanıyor...
Yöre halkı ise su kaynakları, tarım alanları ve şifalı su kaynağına sahip jeotermal hamamın zarar göreceği gerekçesiyle projeyi yargıya taşıdı…
Eskişehir İdare Mahkemesi’nde dava açan yöre halkı, Porsuk Çayını da kirleteceğinden endişe edilen projenin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek ÇED Olumlu Kararının iptalini talep ediyor…
Eskişehir’in Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık ilçelerinde açılması planlanan demir ve nikel madeni için toplam 3.140,55 hektarlık (31 bin dekar) alanı kapsayan iki ayrı arazide ruhsat verildi…
Bölge köyleri yılda 500’er yüz bin ton demir ve nikel, 1 milyon ton da kırma eleme tesisini kapsayan projenin etki alanında bulunuyor…
BÖLGE HALKI #ÇED KARARINI YARGIYA TAŞIYOR!
Bölge köylüleri tarım alanlarını, su kaynaklarını ve yaban hayatını olumsuz etkilemesi beklenen madencilik girişimine karşı çıkıyor ve kararın iptali istemiyle Eskişehir İdare Mahkemesi’nde dava açıyor…
10 BİN TONLUK İZİN İLE 1 MİLYON TONLUK ÜRETİM YAPILMAK İSTENİYOR…
Maden projesiyle ilgili 2003 yılında alınan 10 bin tonluk kapasitelik ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının gerekçe gösterilerek 1 milyon tonluk kapasite için dayanak yapıldığına işaret edilen dava dilekçesinde, ‘10 bin tonluk faaliyet için alınmış bulunan ÇED Gerekli Değildir Kararı gerekçe gösterilerek 1 milyon tonluk artış yetkisini yasal yükümlülükleri yerine getirmeksizin gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.’ Deniyor…
O dönem bize ulaşan bilgilerde ‘Bu durum açıkça kanuna karşı hile niteliğindedir… 2003 yılında, 2003 yılı teknolojileri ile yapılacak 10 bin tonluk faaliyet için ÇED gerekli görülmemiş olabilir… Ancak bugün söz konusu olan 2019 yılı teknolojileri ile 1 milyon tonluk bir üretimdir… 10 bin tonluk üretim için ÇED’in gerekli görülmeyişi gerekçe gösterilerek dava konusu 1 milyon tonluk ÇED raporunda hiçbir objektif ve denetlenebilir nitelikte teknik analize, ölçüme ve araştırmaya dayanılmamıştır.’ görüşüne yer verilmiş, iddialarda bulunulmuştu…
#SÜLFÜR #PORSUK ÇAYINA MI KARIŞACAKTI?
Maden ocağı ve kırma eleme tesisi açılması planlanan bölgenin tarım arazileriyle kaplı olduğu kaydedilen dava dilekçesinde, projeyle ilgili jeolojik çalışmanın yapılmadığının altı çizilerek, şöyle denilmişti…
‘Bölgedeki yer altı ve yer üstü su kaynaklarının konumu ile bu kaynakların özellikle yapılacak patlamalar ile ne şekilde etkileneceği, yer altı suyollarının ne şekilde değişeceği gibi bölge için hayati nitelikteki sorunlar ÇED Raporunda hiçbir şekilde ele alınmamıştır. Yine ÇED raporunda yer alan bilgilere göre, proje kapsamında planlanan üretim faaliyetlerinde öncelikle açık ocak üstü tarımsal toprak, kazılmak suretiyle alınarak ocak yakınında bir alana istiflenecek, tarımsal toprağın altından açığa çıkan maden üstü 1 milyon tona yakın sülfür bileşikli pasa da yine ocak yakınında bir yere istiflenecek bu pasadan sızacak sülfür bileşiklerinin yer altı suları ve Porsuk Çayı’na karışması önlenemeyecektir. Böylece işletilmesi sulama ihtiyacı nedeniyle tamamen Porsuk Çayı’na bağlı tarım arazilerinde tarımsal üretim zamanla suyun ve toprağın kimyasal kirliliği nedeniyle ortadan kalkacaktır…
Yargıya taşınan bu iddialar yenilir, yutulur iddialar değil…
TARİHİ #JEOTERMAL #YALINLI HAMAMI TEHDİT ALTINDA MI?
O dönem projede planlanan kırma eleme tesisinin Süleymaniye Mahallesine kuş uçumu mesafesi 1640 metre…
Porsuk Çayı’na 550 metre…
Bölgede Yalınlı Hamamı olarak bilinen, tarihi jeotermal kaplıcaya mesafesi ise sadece 820 metre…
Yalınlı Hamamı suyu yaklaşık 25 -27 derece ısıda saniyede 6-10 litre su akımı bulunan şifalı jeotermal nitelikte…
Kaplıcanın Roma İmparatorluğu döneminde de kullanıldığı bu dönemden kaldığı biliniyor…
ÇED raporunda bu kaplıcaya çok yakın mesafelerde dinamitle patlatmalar yapılacağı zaten belirtilmiş…
KATILIM TOPLANTISI HALKTAN UZAK M YAPILDI?
Davacılardan ‘Süleymaniye Mahallesi Muhtarı Lütfü Bayraker, Dumluca Mahallesi Muhtarı Hasan Hüseyin Demir, Yalınlı Mahallesi Muhtarı Bilal Işık ve Süleymaniye köyünden Celal Öngel’
ÇED Raporu hazırlanması sürecinde yasal olarak gerçekleştirilmesi zorunlu olan Halkın Katılımı Toplantısı bizlere duyurulmadı iddiasında bulunmuşlardı..
Bu durumda şeklen ve usulsüz olarak özde değil, sözde mi olmuş oldu?
3 İLÇE 5 KÖYÜ, BÖLGEYİ İLGİLENDİRİYOR…
Köylülere ait tarım ve hayvancılık arazilerinin, su kaynaklarının geri dönülmez biçimde tahrip edileceği…
Bölgedeki yaban hayatının neredeyse tamamen yok olacağı…
Solunan havanın toz ve sülfür bileşikleri nedeniyle solunamaz hale geleceğini ve bunların yok edilmesini istemediklerini dile getirmişlerdi…
Üstelik maden ocağı açılmak istenen bölgede T.C Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gelir getirici türler ve bal ormanı kurmak için ağaçlandırma yaptığını belirtilmişti…
Bir sonraki yazımızda gelişmeleri yazmaya devam edecek, yetkililere sorular yönelteceğiz…
DEVAM EDECEK…
22 Mart 2021





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024