Preeklampsi nasıl tedavi edilir?
Gebelikte hipertansiyon tanısı konduğunda iki nokta
önem kazanır:
Preeklampsinin varlığı ya da yokluğu ve organ sistemleri
üzerinde yarattığı olumsuz etkiler
Bebeğin durumu (İUGG ve fetal distres gelişimi)
Gestasyonel hipertansiyonda yaklaşım
Tek başına hipertansiyon varlığından emin olunması
için tam idrar tetkiki ve gerekli durumlarda 24 saatlik
idrarda protein analizinden faydalanılır. Saf hipertansiyon
varlığı kesinse ve anne adayının genel durumu iyiyse,
bebek NST gibi fetal iyilik hali testleriyle değerlendirilip
iyi durumda olduğuna karar verildikten sonra anne adayı
evine gönderilir ve sık aralıklarla (genellikle üç günde
bir) kontrole çağırılır.
Bu esnada anne adayının evinde ya da yakınında bulunan
sağlık kuruluşunda günlük tansiyon ölçümlerini devam
ettirmesi gerekir. Bu ölçümlerden birinde tansiyonun
160/110 mm Hg ve üzerinde olması ya da vücudunda preeklampsi
belirtilerinden birini gözlemesi durumunda randevuyu
beklemeden doktoruna başvurması öğütlenir.
Her kontrolde preeklampsi gelişimi araştırılır, fetal
iyilik hali değerlendirilir ve vajinal tuşede servikal
olgunluk değerlendirilir.
Gebelik 36 haftanın üzerindeyse ve serviks olgunlaşmışsa
indüksiyon (suni sancı) ile doğum başlatılır.
Testlerde fetal distres varlığı kesinleşirse doğum
gerçekleştirilir.
Doğum şekli serviks olgunluğuna ve fetal disresin şiddetine
göre indüksiyon ya da sezeryan şeklinde olabilir.
Preeklampsi gelişmesi durumunda yaklaşım yön değiştirir.
Gestasyonel hipertansiyonda preeklampsi gelişmese ve
fetal distres olmasa bile miyad geçmesine izin verilmez
ve genellikle 41. haftanın sonunda doğum gerçekleştirilir.
Preeklampside yaklaşım
Preeklampsi tanısı kesinleştiği andan itibaren anne
adayı hastanede yatırılarak izlenir. İlk yapılması gereken
anne adayının genel durumunun değerlendirilmesi ve fetal
distres aranmasıdır.
Sistem değerlendirmeleri klinik muayene ve laboratuar
incelemeleriyle yapılır. Kan tetkikleriyle böbrek, karaciğer,
pıhtılaşma sistemi gözden geçirilir. Beynin etkilenip
etkilenmediği nörolojik muayene ile ortaya konur. Ultrasonla
bebekte İUGG, oligohidramnios (amnios sıvısının azalması)
gibi UPY bulguları aranır. Fetal iyilik testlerinden
biri kullanılarak (NST, BFP) fetal distres aranır.
Daha sonra hafif ve ağır preeklampsi ayrımı yapılır:
Tansiyon değerleri 160/110 mm Hg ve üzerinde seyrediyorsa;
bebekte İUGG, oligohidramnios varsa (UPY bulguları);
karaciğer hasarı bulguları varsa, böbrek yetmezliği
bulguları varsa (idrar çıkışının azalması, ya da böbrekten
kaybedilen albumin miktarının çok fazla olması);
nörolojik muayenede anormallik bulunursa; bilinç değişiklikleri
varsa; görme bozukluğu varsa; eklampsi ortaya çıkmışsa;
pıhtılaşma sistemi olumsuz etkilenmiş ve pıhtılaşma
bozukluğu bulguları varsa; DIC bulguları varsa; trombosit
harabiyeti sayıyı çok düşürmüşse;
solunum ya da dolaşım sistemlerinin etkilendiğine dair
bulgular varsa (siyanoz ve akciğer ödemi gibi);
HELLP bulguları varsa ağır preeklampsi söz konusudur.
Bu durumda preeklampsinin vücuda etkileri hayatı tehdit
eder duruma gelmiştir.
Preeklampsi takip ve tedavisi anne adayı ve bebek için
yoğun bakım şartlarının olduğu merkezlerde yapılır.
Preeklampsi gebelikle ortaya çıkan bir hastalık olduğuna
göre tedavisi gebeliğin bitmesidir. Tedavi şeması ilk
önce preeklampsinin ağırlık derecesinden ikinci planda
da bebeğin gebelik haftasından ve fetal distres varlığından
etkilenir.
Hafif preeklampsi'de tedavi
Hafif preeklampside bebek 36 haftanın üstündeyse doğum
induksiyonla (suni sancı) sonlandırılmaya çalışılır.
36 haftanın altında ise ağır preeklampsi gelişmediği
sürece ve bebekte fetal distres bulguları olmadığı sürece
beklenir. Amniyosentez ile elde edilen amniyos sıvısında
bebeğin akciğerleri olunlaşmış bulunursa doğumu gerçekleştirmek
için girişimlere başlanır. Akciğer olgunlaşması belli
aralıklarla amniyosentezle araştırılır ve olgun olduğu
saptandığında doğum gerçekleştirilir.
Ağır preeklampsi'de tedavi
Yukarıda bahsedilen ağır preeklampsi kriterlerinden
birinin varlığı doğumun gebelik haftasına bakılmaksızın
biran önce gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eder.
Ağır preeklampside anne hayatı ön plana çıkar. Ağır
preeklampsi uygun ve hızlı bir şekilde tedavi edilmediğinde
ölümle sonuçlanabilir.
Doğumu gerçekleştirmek için gerekli hazırlıklar ve
ilk işlemler esnasında ağır preeklampsili olan hastanın
tansiyonunun kontrol altında tutulması için tansiyon
düşürücü ilaçlar, eklampsiyi önlemek ya da tekrar gelişmesini
önlemek amacıyla magnezyum sülfat tedavisi uygulanır.
Magnezyum tedavisi devam ederken doz ayarlaması dikkatli
bir şekilde yapılır ve induksiyon girişimlerine başlanır.
İnduksiyon esnasında bebek 28 haftanın üzerindeyse mutlaka
sürekli CTG yapılır ve fetal distres bulguları gelişmesi
durumunda sezeryan ile doğum gerçekleştirilir.
Eklampsi'de tedavi
Eklampsi ağır preeklampsinin kötü seyirli bir şeklidir.
Tedavi şeması ağır preeklampsiyle aynıdır. Beyin ödemi,
beyin damarlarında tıkanma gibi ağır durumlarda yoğun
bakımda takip gerekir.
Kronik hipertansiyon zemininde gelişen preeklampsi'de
tedavi
Yaklaşım şeması aynıdır. Ancak bu olgularda ağır preeklampsi
ve ağır preeklampsiye bağlı organ bozukluğu,İUGG ve
fetal distres gelişme olasılığı daha yüksektir.
Tedaviye son verilmesi
Doğum sonrası magnezyum tedavisi ve tansiyon düşürücü
ilaçlar bir süre daha devam ettirilir. Ağır preeklampsi
de dahil olmak üzere tüm hipertansiyon olgularında plasenta
çıktığı andan itibaren iyileşme süreci başlar.
Doğum sonrası özellikle ilk 24 saatte de eklampsi gelişme
ya da tekrarlama riski devam ettiğinden tedavi ve yakın
takibin devam ettirilmesi gerekir.
Preeklampsinin Doppler ile erken tanısı
Preeklampsiyi önleyici yaklaşımlar (aspirin tedavisi,
magnezyum tedavisi)
|