Çocuklarını
çalışarak büyüten anneler bunun yaşamlarındaki en zor
şey olduğunu söylerler. Çalışan annelerin bir bölümü
ekonomik yetersizlikler nedeniyle çalışmak zorunda oldukları,
diğer bir bölümü ise ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmemek
veya mesleklerinden uzak kalmamak için çalışır. Her
iki koşulda da çalışan annelerin en önemli sorunları
aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir;
Çocuk bakıcısı arayışı,
Aşırı sorumluluk yüklenme, zihinsel ve bedensel yorgunluk,
Suçluluk duygusu.
a. çocuk bakıcısı arayışı
Çocuğunuza kimin bakacağına doğumdan önce
anne ve baba birlikte karar verin.
Çocuğunuza bakmasına karar verdiğiniz kişi bir
akraba ise:
Bu kişinin çocuğunuza bakmaya gerçekten gönüllü ve uygun
olduğundan emin olun,
Bu kişiden çocuğunuza mümkünse kendi evinizde bakılmasını
isteyin,
Çocuğunuzun geceleri ve hafta sonları sizinle kalmasını
sağlayın,
Bu kişiye çocuğunuzun bakımı ve eğitimi ile ilgili
tüm beklentilerinizi açık bir şekilde ve anne-baba biraradayken
bildirin.
Çocuğunuza bakmasına karar verdiğiniz kişi bir
çocuk bakıcısı ise,
Bu kişinin çocuk bakıcılığı için gerçekten yeterli ve
uygun olduğundan emin olun,
Bu kişiden çocuğunuza kendi evinizde bakılmasını isteyin,
Evinizde yatılı kalarak çocuğunuza bakmasını talep
etmeyin,
Bakıcının çalışma düzenini ve iş tanımını önceden
belirleyin, çocuğunuzun bakımı ve eğitimi ile ilgili
tüm beklentilerinizle birlikte açık bir şekilde ve anne-baba
biraradayken bu kişiye bildirin,
Yeterli bir süre çocuğunuza bu kişiyle birlikte bakın
ve çalışmaya başlamadan önce aşamalı olarak günün belirli
saatlerinde evden uzaklaşarak çocuğunuzu bu uzun süreli
ayrılığa yavaş yavaş alıştırın.
Çocuğunuza bakıcı ararken şunlara dikkat edin;
Bakıcıda aradığınız özellikleri önceden sıralayın ve
önceliklerinizi belirleyin (tıpatıp beklentilerinize
uygun biri karşınıza çıkmayabilir),
Bakıcıyı mümkünse evinde ziyaret edin, çocuklarıyla
ilişkisini gözlemleyin,
Referanslarıyla ve komşularıyla görüşün, gerekli belgeleri
temin edin.
Çocuğunuza bakıcı ararken şu özelliklere sahip
olmasına dikkat edin;
Temiz, düzenli ve dürüst olmasına,
Aile yaşantısının düzenli olmasına,
Dakik ve elinin çabuk olmasına,
Sevecen ve güleryüzlü olmasına,
Esnek ve hoşgörülü olmasına, katı-kuralcı olmamasına,
Yeniliğe ve değişime açık olmasına, sabit fikirli
olmamasına,
Sorumluluk ve insiyatif sahibi olmasına,
İletişim becerisinin olmasına,
Yaş ve kişilik olarak bakılacak çocuğun annesine benzemesine,
Sabırlı olmasına,
Eğitimli, kendini yetiştirmiş ve bilinçli olmasına,
Çocuğu ya da işe devamını etkileyecek bir rahatsızlığının
olmamasına,
Sigara içmemesine.
b. aşırı sorumluluk yüklenme,
zihinsel ve bedensel yorgunluk
Çalışan annenin en önemli sorunu aşırı sorumluluk
yüklenmesi ve yorgunluktur; çünkü bu sorun annelere
çözümsüz ve başa çıkılamaz gibi görünür. Alışıldık bir
düzen vardır; evde ve işte yapılacaklar zaten belirlidir,
şimdi hepsine geceyi gündüze katan bir bebek eklenmiştir
ve gün 24 saattir, dolayısıyla yorgunluk kaçınılmazdır.
Böyle değerlendirince, gerçekten de çalışan anne için
yapılacak pek birşey yok gibi görünüyor. Oysa ki, durum
hiç de öyle umutsuz değil, çalışan anneler iş listelerini
pekala hafifletebilirler;
Gerek evde gerekse işte, yükünüzün arttığı dönemlerde
bir süre yalnızca acil ve önemli olan işlerinizle ilgilenin
Bazı işleri başkalarına devretmeyi deneyin, işyerinde
iş arkadaşlarınızdan; evde ise eşinizden, varsa diğer
çocuklarınızdan veya yakınlarınızdan yardım isteyin.
Çocuğunuz yokken evinizle, kadın olduğunuz için eşinizden
daha çok ilgilenmiş olabilirsiniz, bu aynı düzenin devam
edeceği anlamına gelmez.
Eşiniz yeni doğan bebeğinizi emziremez belki ama, bugüne
kadar hep sizin hazırladığınız akşam yemeğini hazırlayabilir.
Aile içinde yapılabilecek ufak düzenlemeler size kısacık
da olsa rahat bir nefes alma olanağı sağlayacaktır.
Yükünüzün çok arttığını hissettiğiniz yerde bazı alışkanlıklarınızdan
tamamen vazgeçin, bunun için kendinize önceden "vazgeçilebilirler
listesi" bile hazırlayabilirsiniz. Örneğin, ev
işleri için düzenli bir yardımcı alamıyorsunuz ve iki
haftada bir mutlaka mutfağın dolaplarının temizlenmesini
gerekli buluyorsunuz ve artık buna ayıracak zamanınız
yok. Eşiniz hayatta yapmaz böyle bir işi, anneniz çok
yaşlı, akadaşınıza böyle bir şeyi teklif etmeyi düşünemezsiniz
bile… O zaman bu alışkanlığınızdan vazgeçin ya da bu
düşüncenizi terkedin; iki haftada bir mutlaka mutfağının
dolaplarının silinmesini gerekli bulan bir kadın değilsiniz
artık. Mutfak dolapları bekleyebilir, arkadaşlarınız
bekleyebilir, müşteriler ve hatta müdürünüz bile bekleyebilir,
ama çocuğunuz bekleyemez. İnsan yaşamında pek çok şeyden
istifa edebilir herhalde, ancak annelikten istifa edemez.
c. suçluluk duygusu
Dozu değişmekle birlikte hemen her
çalışan annenin yaşadığı bir duygudur suçluluk. Bu duyguyu
hafifletmek için şöyle düşünebilirsiniz;
- çalışmak zorundayım (çocuğum için para kazanmam gerekiyor)
- çalışmayı seviyorum (çocuğum mutlu bir anneyi hakediyor)
Çalışan annelerin çoğu (ekonomik zorunluluklar nedeniyle
doğumdan sonra işe başlayanlar dışında) çocuk sahibi
olmadan önce de, çalışan kadınlardır. Önceden çalışma
hayatı olan, üretken bir kadının uzun süre evde oturması,
mesleki kaygılar, sosyal ve duygusal tatminsizlikler
doğurur. Oysa her çocuk mutlu, üretken, kendisiyle barışık
bir anneyi, kendisi için işini terketmiş, saçını süpürge
etmiş bir anneye tercih eder. Unutmayın ki çocuğunuz
sizin aynanızdır; siz mutluysanız o da mutlu olur, siz
kaygılıysanız o da kaygılıdır, siz hayatla hep kavga
ederseniz o da kavga eder.
İşlerinizi planlı yaparak, hiçbir şey için çocuğunuza
ayırdığınız zamandan çalmayarak ve bu zamanı en verimli
şekilde değerlendirerek suçluluk duygusundan kurtulmaya
çalışın. Hafta sonu onunla başbaşa yapacağınız bir doğa
gezisi, haftanın 5 günü sabahtan akşama kadar onunla
birlikte olup hiçbir şey paylaşmamaktan çok daha iyidir.
Çocuğunuzla birlikte olduğunuz süre değil, bu süreyi
nasıl değerlendirdiğiniz önemlidir. Bu sürenin azlığına
ya da çokluğuna değil, çocuğunuzla kurduğunuz ilişkinin
kalitesine ve bunu geliştirmeye odaklanmaya çalışın.
Suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışırken pratikte
sizi zorlayan durumlarla karşılaşırsınız, bunların üzerinde
çok fazla durmamaya gayret edin. Örneğin; çocuğunuzu
kreşe veya bakıcı annesine bırakıp işe giderken ilk
zamanlar arkanızdan bir süre ağlayacaktır, bu çok doğaldır.*
Çocuğunuz bazen size bir yabancı gibi davranacaktır,
babaannesine daha düşkün olacaktır veya bakıcı annesine
"anne" diyecektir. Bunlar kuşkusuz her anneyi
üzer ve suçluluk duygusunu artırır. Bu gibi durumları
çocuğunuza bakan kişiye atfetmemeye çalışın, hatta çocuğunuz
kendisine bakan kişiyi bu kadar sevdiği için sevinin.
Bu durumları çocuğunuzun size verdiği bir mesaj olarak
da algılayabilirsiniz; onunla daha çok birlikte olun
ve oynayın.*2
Unutmayın,
çalışan bir annenin çocuğu olmak hayatta
insana kaybettirdiklerinden çok daha fazla şey kazandırır.
* Haftalarca süren ağlamalar ve bunlara eşlik eden
başka sorunlar varsa, mutlaka bir uzmana başvurun.
*2 Annenin herhangi bir sebeple çocuğuna karşı ilgisiz
olduğu durumlar burada söz edilenin dışındadır ve bunlar
ayrıca ele alınmalıdır.
|