Çocuklarımızın
her türlü hastalıktan uzak olmasını isterken, maalesef
ismi bile ürkütücü gelen bazı hastalıklar çocuklarda
sık görülmekte.Bunların başında “Bronşial Astım”
dediğimiz hastalık gelmektedir. Astım, okul devamsızlığına
neden olan hastalıklar arasında ilk sırayı almaktadır.
Astım, ağırlık düzeyine gore kendi kendine veya
tedavi ile düzelebilmektedir. Solunum yollarının
değişik uyaranlara karşı (ev tozları, mantarlar, hayvan
tüyleri, hamamböceği, çiçek ve ağaç polenleri, çimenler
vs.) aşırı hassasiyeti ve bunun sonucunda solunum yollarının
tıkanması ile hastalık ortaya çıkar. Son yıllarda tüm
dünya ülkelerinde astım görülme sıklığının arttığı görülmektedir.
Çocukluk çağında astım, erkeklerde kızlara göre iki
kat fazla görülmektedir. Erişkin dönemde ise bayanlarda
daha sık görülür.
Astım gelişiminde bazı risk faktörleri söz konusudur.
Ailesel ve genetik faktörler, ailede allerjinin varlığı
en önemli risk faktörüdür. Ayrıca viral solunum yolu
hastalıkları da astım ataklarını provoke eder.
Çocuklarda astım kliniği, çok hafiften hayatı tehdit
eden ağır tablolara kadar değişkenlik gösterir. Solunum
yollarındaki daralmanın derecesine göre belirtiler ortaya
çıkar.Bunlar,
göğüste daralma hissi,
hırıltı,
nabız ve solunum sayısında artma
ve nadiren de nefes darlığı, morarmadır.
Aşağıdaki maddelerin varlığı, astım tanısı konmasına
yardımcı olur:
Tekrarlayıcı nitelikteki hırıltı (ıslık çalar tarzda),
nefes darlığı ve öksürük atakları,
kronik gece öksürükleri,
belirtilerin özellikle gece ve sabaha karşı ortaya çıkması,
ailede astım veya diğer allerjik hastalıkların bulunması
.
Bir çocukta yaşı ne olursa olsun, üç veya daha fazla
hırıltı atağı, aksi kanıtlanıncaya kadar astım kabul
edilir.
Ne yapmalıyız?
Erken çocukluk çağında tekrarlayan astım krizi geçiren
çocukların pek çoğunda dört-beş yaş civarında iyileşme
görülmektedir. Bunun nedeni, bu yaşlarda solunum yolu
çapının artışı ve elastik dokunun gelişimidir.
Çocukluk çağında astım tedavisinin en önde gelen ve
önemli amaçlarından birisi astımın gelişimini önlemek
olmalıdır.
Çevresel faktörler ve yaşam tarzının kontrolü
ile riskin azaltılması mümkündür. Bunun için ev içi
ortamın düzenlenmesi başta gelmektedir.
Ev tozu akarlarının ortadan kaldırılabilmesi için üretilmiş
olan özel elektrikli süpürgeler,
akarları öldürmeye yarayan ilaçlar
çocuğun odasındaki halının kaldırılması,
yün ve kuştüyü yatak, yorgan ve yastıkların elyaf ile
değiştirilmesi, bu mümkün değilse yatakların naylon
ile kaplanması,
çarşaf ve perdelerin sık sık yıkanması
Tüylü oyuncaklar ve evcil hayvanların (kedi, köpek,
kuş) uzaklaştırılması.
Aile fertlerinin sigara içmemesi
Viral enfeksiyonlar, astım ataklarını arttırdığı için
özellikle kışın kalabalık ve kapalı ortamlara girilmemesi.
Hava kirliliğinin arttığı dönemlerde gereksiz fizik
aktiviteden sakınılması,
Sigara dumanı, toz, parfüm, boya, duman gibi etkenlerden
kaçınılması,
Solunum yolu enfeksiyonu olan hastalarla temas edilmemesi.
Aspirin gibi bazı ilaçlar da astım atağı ortaya çıkarabilir.
Duyarlı olduğu bilinen kişilere bu ilaçlar verilmemelidir.
Bir başka nokta da bebeklik çağındaki beslenme ile
ilgilidir. Anne sütü ile beslenme allerji riskini azaltır,
bu nedenle mümkün olduğunca uzun süre anne sütü verilmeli,
ek gıdalara dördüncü aydan önce başlanmamalıdır.
Orta ve ağır astımlı hastalara her yıl grip aşısı
yapılmalıdır.
|