Çoğul gebelik:
İkiz ve diğer çoğul gebelik şekilleri günlük kalori
ve besin maddeleri ve demir ihtiyacının arttığı durumlardır.
Düzenli beslenmeye ek olarak normalden yüksek dozda
demir ilaçları ve vitamin ilaçları kullanmak gerekebilir.
Adolesan (ergenlik döneminde) gebelik:
18 yaşın altında yaşanan gebeliklerde büyüyen bebeğin
ihtiyaçları yanında henüz büyüme ve gelişmesini tamamlamamış
anne adayının da diğer anne adaylarına göre daha fazla
miktarda kaloriye ve besin maddelerine ihtiyacı vardır.
Bu ihtiyaçları karşılamak için bu anne adaylarının beslenmelerine
özen göstermeleri ve doktorlarının önerdiği demir ve
vitamin ilaçlarını düzenli olarak kullanmaları gerekir.
Kısa aralıklarla yaşanan gebelikler:
Gebelik esnasında harcanan besin maddeleri ve vücudun
demir ve vitamin depoları gebelik ve lohusalık döneminden
sonra tekrar oluşmaya başlar. Ancak bunun için aylarla
ifade edilen bir süreye ihtiyaç vardır. Henüz bir gebeliğin
etkileri silinmeden yaşanan ikinci bir gebelikte bu
nokta dikkate alınmalıdır.
İki gebelik arasında geçmesi gereken en az süre kişinin
beslenme durumu ve genel sağlık durumuyla yakından ilgilidir
ve bir rakam verilmesi imkansızdır.
Vejetaryenler ve gebelikte beslenme:
Vejetaryen diyet uygulayan anne adaylarında problem
protein kaynaklarının elde edilmesi için alınması gereken
gıdalar ve hemen tümüne yakını hayvansal kaynaklı besin
maddelerinden alınması gereken B12 vitaminin yetersiz
kalmasıdır. Bu yüzden vejetaryen anne adaylarının dikkatli
ve planlı bir beslenme programı uygulamaları ve konuyu
doktorlarına danışmaları gerekir.
Katı vejetaryen diyet uygulayanların gebelik döneminde
en azından süt, süt ürünleri ve yumurta gibi protein
kaynaklarını almaları önerilir. B12 kaynağını karşılamak
için ise vitamin ilaçlarından faydalanmak gerekebilir.
Süt intoleransı (süt içemeyen anne adayları):
Süt içemiyorsanız bu mutlaka kalsiyumu yetersiz alıyorsunuz
anlamına gelmez. Kalsiyum ihtiyacınızı süt ürünlerinden
de karşılayabilirsiniz. Peynir, yoğurt ya da diğer süt
ürünlerini beslenmenize dahil ederseniz hiç süt içmeseniz
de günlük kalsiyum ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Diğer bir seçenek de laktazlı süt olabilir. Süte tahammülsüzlük
genellikle sütün içinde bulunan laktoz adlı süt şekerini
sinidirmeye yarayan barsaktaki laktaz adlı enzimin yetersiz
işleyişinden kaynaklanır. Laktaz içerikli sütler süt
içindeki laktozu parçalayarak sütün besleyici özelliklerini
değiştirmeden bu kaliteli besin maddesinden faydalanmanızı
sağlayabilirler.
Süt ya da süt ürünlerinden hiçbirini alamıyorsanız
ek kalsiyum takviyesi gerekir.
Gıda allerjileri:
Allerjik olduğunuz ve bu yüzden almadığınız gıdaların
listesi uzadıkça gebelikte beslenme konusunda problemler
ortaya çıkma olasılığı artar. Doktorunuza bu konuyu
mutlaka iletmeli ve alternatif besin maddeleri hakkında
bilgi almalısınız.
Tıbbi problemler:
Diabeti, kronik böbrek, kalp-damar, akciğer ve diğer
sistemlere ait hastalığı olan anne adaylarında bazı
gıdaların alınması sakıncalı olabilir. Yine sizi bu
hastalık için izleyen doktorunuz ve gebeliğinizi izleyen
doktorunuz alternatif besin maddeleri hakkında size
bilgi vereceklerdir.
GEBELİKTE BESLENMEYLE İLGİLİ
SIK OLUŞAN PROBLEMLER
Erken gebelik bulantı ve kusmaları:
Gebeliğin erken dönemlerinde bulantı ve kusmalar olabilir.
Anne adayları bazen saatlerce yemek yemediklerinde ya
da belli başlı kokuları duyduklarında (sigara, puro,
havasız kalmış bir oda, ve pişirilen çeşitli yemekler
gibi) bulantı ve tiksinme hissedebilirler.
Bulantı ve tiksinme ne anormal bir belirti ne de bazen
düşünüldüğü gibi bebeğin bilinçaltı tarafından reddedilmesidir.
Muhtemelen gebelik esnasında üretilen bazı hormonların
(HCG gibi) aşırı üretimine ya da normal sınırlarda üretilmesine
karşın anne adayının bu hormonlara karşı hassas olmasına
bağlı olarak meydana gelen bir durumdur.
Bu bulantıların büyük kısmı çeşitli önlemlerle kontrol
alınacak şiddettedirler. Bazı durumlarda ilaç tedavisi
ve ender durumlarda da hastaneye yatarak tedavi gerektirecek
kadar ağır olabilirler.
Mide yanması:
Midede dolgunluk, ve mide asidinin mideden yemek borusuna
kaçması nedeniyle duyulan mide yanması özellikle gebeliğin
sonlarına doğru sık olarak yaşanan bir yakınmadır.
Normalde mide ile yemek borusu arasında sıkıca kapalı
bulunan ve aşağıdan yukarı sıvı ve katı madde geçişine
izin vermeyen bir sfinkter (kapak) mevcuttur. Gebelikte
tüm düz kasları etkileyen fizyolojik gevşeme bu kapağın
da gevşemesine neden olur. Gevşeyen kapaktan mide asidi
yemek borusuna çıktığında bu bölgedeki tahriş yanmaya
neden olur. Büyüyen uterusun mideye baskı yapması ve
özellikle midenin dolu olduğu zamanlarda mide içerğini
yukarıya doğru ittirmesi de bu asit geçişini kolaylaştırır.
Mide yanmasının yaşanmaması için alınması gereken ilk
önlem yemek yedikten sonra belli bir süre yatağa yatmamaktır.
Yatılacaksa bile başı bedene göre yüksekte tutmak için
yastık kullanmak bu şikayetin ortaya çıkmasını önler
ya da azaltır. Ek olarak anne adayları midelerini hiçbir
zaman çok dolduracak şekilde yemek yememelidirler. Yağlı
ya da gaz yapıcı, mide yakıcı yiyeceklerden (yani mide
asit yapımını uyarıcı maddelerden) uzak durulmalıdır.
Bu önlemler etkili olmadığında gebelikte güvenle kullanabileceğiniz
antiasit (mide asidi düşürücü) ilaçlar ve yemek borusu
mide arası kasın kasılmasını sağlayan suspansiyon şeklindeki
ilaçlar mevcuttur. Doktorunuzun önerisiyle kullanabileceğiniz
bu ilaçlar oldukça etkilidir.
Kabızlık:
Gebelikte fizyolojik olarak ortaya çıkan genel düz
kas gevşemesi barsakları da etkiler. Barsak hareketleri
azalır ve kabızlık ortaya çıkması kolaylaşır. Büyüyen
uterusun barsaklar üzerine baskı yapması da problemi
artırır.
Alınan sıvı miktarının artırılması, lifli gıdalarla
beslenilmesi (portakal suyu yerine sıkma portakal suyu,
sütlü yulaf ezmesi, sebzeler, meyveler) kabızlığı önlemede
alınacak ilk önlemlerdir. Yürüyüş şeklinde yorucu olmayan
düzenli egzersizler de kabızlık şikayetini azaltır.
Bu önlemlere uyulmasına rağmen kabızlık şikayetleri
devam ettiğinde kabızlığı gidermeye yönelik gebelik
esnasında kullanılabilen çeşitli ilaçlar mevcuttur ve
doktor önerisiyle kullanılabilir.
Kabızlığın önlenmesi gebelikte sık görülen hemoroidlerin
(basur) problem yaratmasının önlenmesinde ve tedavisinde
de çok önemlidir.
|