Sn. Anne ve Baba adayları;
Tüm anne adayları, gebeliklerinin herhangi bir döneminde
ve özellikle de doğum yaklaştıkça bu ikilemi yaşar.
Bu doğaldır, zira bir yandan televizyon ve diğer yayın
organları, bir yandan yakın çevreniz ve öte yandan doktorunuzdan
aldığınız bilgiler birbiriyle çelişiyor. Sizin de kafanız
karışıyor.
Bu yazıda bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olarak
kendi görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Konuyu karmaşıklıktan kurtarmak için, birkaç açıdan
ele almakta fayda görüyorum:
İlk olarak düşünmemiz gereken, dünyanın ve şu anda
bildiğimiz kadarıyla evrenin en gelişmiş canlıları olarak
biz insanlar neden vajinal doğumla dünyaya geliyoruz?
Eğer sezeryan ile doğum daha sağlıklıysa neden doğa
bu yolu tercih etmiyor? Buna cevap vermek zor. Evrim
süreci devam ediyor, bundan "milyon" yıl sonra
insanların doğal dünyaya gelme şekillerinin ne olacağını
bilemeyiz. Ben bu açıdan evrimimizi tamamladığımızı
düşünüyorum.
Konunun diğer ve en önemli boyutu tıbbi boyut: Kadın
açısından hangisi daha sağlıklı, daha ağrısız, daha
az iz bırakıyor? Bebek için hangi doğum şekli daha sağlıklı?
Bu sorulara net olarak yanıt vermek zor. Ancak normal
doğum yapma şansı olan kadın açısından vajinal doğumun
daha sağlıklı olduğu kesin. Çünkü anestezi ve cerrahiye
bağlı muhtemel komplikasyonlar ortadan kalkıyor. Öte
yandan biz doktorların yanlış bir karar vermesi, yani
normal doğum yapamayacak bir anne adayını normal doğuma
zorlaması anne hayatını ciddi tehlikelerle karşı karşıya
bırakabilir. Bu durumların sayısı oldukça az olmakla
beraber, her zaman tarafımızca gözönünde bulundurulurlar.
Hangisi daha ağrısız sorusuna yanıt vermek ise yine
zor. Bazı anne adayları normal doğum sancılarının "dayanılabilir"
nitelikte olduğunu söylerken, diğerleri bunun "tarif
edilemeyecek kadar ağrılı" olduğunu söylüyor. Epidural
gibi ağrısız doğum yöntemlerinin başarısını gözardı
etmemek gerek. Türkiye'de de artık birçok merkezde bu
yöntemler başarıyla uygulanıyor ve %90 anne adayı bu
yöntemle oldukça ağrısız ve konforlu doğum yapıyor.
Peki sezeryan ağrısız mı? Evet, operasyonun kendisi
ağrısız, ancak ameliyat sonrasında anne adayları çeşitli
nedenlerle (ameliyat yerinde sancı, gaz sancısı, uzun
vadede dikiş yerlerinde sancı) zorluklar yaşayabiliyor.
Hangisi daha az iz bırakıyor sorusuna da farklı açılardan
yaklaşılabilir. Vajinal doğum yapanlarda "sarkma"
adını verdiğiniz estetik bozukluklar olabiliyor. Bu
estetik bozuklukların patolojik boyutlara ulaşması oldukça
nadir görülmekle beraber bunların daha sonradan tamiri
de mümkün olabiliyor. Anne olmaya hazırlanan birinin
vajina girişinde ve vajinada kalıcı bazı değişiklikler
olacağını kabul etmesi gerekiyor.
Bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum: sezeryan
sonrası tekrar "toparlanma" geciktiğinden
sezeryanla doğuran anne adaylarının gebelikte aldıkları
kiloları vermesi gecikiyor. Normal doğum yapan lohusa
en kısa zamanda normal hayatına dönerken, sezeryanla
doğum yapan lohusa belli bir süre "bağımlı"
hayatını sürdürüyor.
Bebek açısından bakıldığında ise tıp çevresi eşit olmayan
iki parçaya ayrılıyor: Daha büyük olan kesim vajinal
doğumun bebek için daha sağlıklı olduğunu savunuyor,
daha ufak bir kesim ise sezeryanla "randevulu doğumun"
bebek için daha sağlıklı olduğunu düşünüyor.
Bebeğin dünyaya gelme zamanının en önemli belirleyicisi
doğum ağrılarıdır. Bebek, vücudunun olgunlaşmasıyla
beraber anne adayına çeşitli "sinyaller" yollar
ve böylece kasılmalar başlar. Belli bir hafta dolduğunda
bebeğin olgunlaştığı doğru, ancak her zaman bu hesap
tutmuyor. Özellikle son adet tarihinin doğruluğu gebeliğin
ilk aylarında yapılan ultrasonografiyle onaylanmamış
olan anneler bu verdikleri tarihe göre "randevuyla"
doğurduklarında bazen bebeğin aslında henüz dış ortamda
yaşamak için yeterli olgunluğa kavuşmadığı ortaya çıkabiliyor.
Ben normal doğma şansı olan bebeğin sezeryanla doğumunun
daha sağlıklı olduğuna inanmıyorum. Burada sezeryanla
doğan bebeklerin karşı karşıya kaldığı riskleri ayrıntısıyla
belirtmek istemiyorum, ancak en önemlisi bebeğin kemik
kanaldan geçip vajinal doğarken göğüs kafesinin etrafında
oluşan baskıyla akciğerlerindeki sıvının çok büyük kımının
boşalması ve böylece ilk nefesini daha rahat alması,
aksine sezeryanla doğumda bu akciğerlerde doğal olarak
varolan sıvının atılamaması ve ilk solukta bu sıvının
akciğerlerde kalması nedeniyle çeşitli problemler oluşması
ihtimalidir. Bunlara günlük hayatımızda çok rastlamıyoruz,
ancak rastladığımızda problem ciddi olabiliyor.
Diğer bir sorun da bebeğin anestezi gazlarına maruz
kalması. Gerçi biz bebeği bundan korumak için çeşitli
önlemler alıyoruz, ancak bebeğin sezeryanda uterustan
çıkması herhangi bir nedenle gecikirse, hem bu gazlara
maruz kalması nedeniyle, hem de ve daha da önemlisi
uterusa ilk kesiyi yaptığımız andan itibaren bebeğe
giden oksijenin önemli oranda azalması nedeniyle problem
yaratabiliyor.
Yine diğer bir yön işin psikolojik yönü: herhangi bir
şekilde ters giden birşeyler olduğunda kendinizi suçlamaktan
ve "ben sana demiştim" sözleriyle karşılaşmaktan
korkuyorsunuz. Anneler Kulübü'müzde yurtdışında yaşayan
anne adaylarının yazdıklarına bakılacak olursa gelişmiş
ülkelerde anneler "ya sezeryan olursam" korkusu
yaşıyorlar. Bizde de "normal doğurursam ne olur?"
korkusu çoğunlukta. Ben burada olumsuz şartlanmaların
devrede olduğunu düşünüyorum.
İşin ekonomik yönü de var: normal doğum yapabilecek
anne adaylarının doğumunu sezeryanla gerçekleştirmek
ülkemizin ve bireylerin sağlık bütçesini nasıl etkiler?
Gelişmiş ülkelere baktığımızda buralarda sigorta şirketleri
sezeryanla doğum yaptırtan doktorların peşini bırakmıyor
ve nedenini sorguluyor. Geçerli bir neden sözkonusu
olmadığında ödemeyi yapmayabiliyor ya da kısmen yapıyor.
Bunun iyi bir özellik olduğunu savunamam, zira "abartılı"
uygulandığında doktorların sağlıklı karar vermesini
derinden etkileyen bir uygulamadır bu.
Ülkemizde sezeryan ile doğumu bir tür "lüks"
olarak algılayan insanlar var ve normal doğumu "parası
olmayanların" doğum şekli olarak görenlere bile
rastladım. Bu doğruluktan ve mantıktan uzak patolojik
bir düşüncedir.
Ülkemizde bazı anne ve baba adayları oturup gebeliğin
başından sonuna kadar "normal mi doğsa,sezeryanla
mı?" diye düşünüyorlar. Bu üzücü bir olay gerçekten,
çünkü bu kararı doktorunuzun vermesi gerekir, siz kafanızı
bunlara değil, bebeğiniz doğduktan sonra yapacaklarınıza
yormalısınız.
Özet:
Doğum şekli konusunda her zaman ilk planda normal doğumu
düşünün ve bunu da doktorunuza açıkça belli edin. Ön
planda normal doğum yapmak istediğinizi vurguladığınızda
doktor seçiminizin de doğru olduğunu göreceksiniz. Doktorunuz
sezeryan ile doğum kararı verdiğinde de buna saygı göstermelisiniz.
Eğer böyle yaparsanız ileride bebeğiniz için "sancı
çekmemiş" olmakla ilgili suçluluk duyguları da
yaşamazsınız.
Sitemizin Anneler Kulübü'nden bir anne adayının dediği
gibi "doğum sancıları üretken sancılardır ve dünyaya
gelecek canlı için bu sancıları çekmeye değer".
Sezeryanla doğumu tercih etseniz ya da doktorunuz bu
yönde karar verse bile epidural ya da spinal gibi bölgesel
anestezi yöntemlerinin uygulanabilirliğini doktorunuzla
görüşün ve tercih edin. Bu anestezi yöntemnleri genel
anesteziye göre hem siz hem de bebeğiniz için daha az
riskli yöntemlerdir. Dahası sezeryanla doğum yaptığınızda
bebeğiniz size kavuşabilmek için sizin "ayılmanızı"
beklemek zorunda kalmaz.
|