| ÖCAL: Yapılan kötülüğün acısını çıkar ÖĞÜT: Birine doğru,uygun yol göstermek için söylenen 
                          söz ÖKTEN: Akıllı, bilgili, kahraman ÖMER: Dirilik, canlılık, yaşama, ömür sürme; İslam'ın 
                          ikinci halifesi Hz. Ömer'in adı ÖMÜR: Hayat ÖNAL: Önde ol, üstün gel ÖNCEL: Bizden önce yaşamış olanlar ÖNCÜ: Bir hareket veya düşünce akımını başlatan ÖNDER: Topluluk davasında önde giden, yönlendiren kişi, 
                          lider ÖNER: Önde giden er; Önermek eyleminden öner, tavsiye 
                          et ÖNEY: Önde olan, üstün ÖNSEL: Hiç bir denemeye dayanmayan, yalnız akıl yoluyla 
                          yapılan ÖRSAN: Yüce adı olan ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kimse ÖZALP: Öz yiğit, gerçek yiğit ÖZAY: Gerçek ay ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili ÖZEN:Bir işin elden geldiğince iyi yapılmasına çalışma, 
                          ihtimam ÖZENÇ: İstek; İmrenme ÖZER: Gerçek er, özü er olan ÖZGEHAN: Cana yakın, sıcak kanlı han, yürekli han, 
                          cesur han ÖZGENÇ: Kişiliği genç olan ÖZGÜN: Nitelikleri bakımından benzeri olmayan, eşsiz ÖZGÜR: Herhangi bir koşul veya biçime bağlı olmayan, 
                          başına buyruk, hür ÖZKAN: Soylu kan, gerçek kan, temiz kan anlamında
 |