OKSAL: Ok at; Oka ilişkin
OLCAY: Mutlu, ongun; Rastlantıları düzenlediği ve böylece
de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan
şey, şans, talih
OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan
ONGÜL: Önayak olmak; İlk gül
ORKİDE: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki
türlerinin ortak adı
OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek
veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan
ince dantel
OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş;
Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan
karşılığı
ÖDÜL: Armağan
ÖNAY: Yeni çıkmış ay
ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan
ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz
ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi
ÖVÜNÇ: Övünmeye yolaçan ya da hak kazandıran şey, kıvanç,
sevinç, övgünç, öğünç
ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay
ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında
ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek
ÖZGE: Yabancı
ÖZGEN: Başına buyruk; Kuzu kulağı otunun filizi
ÖZGÜL: Öz+Gül, gerçek gül, benim gülüm anlamında
ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula
bağlı olmayan, başına buyruk, hür
ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya
da birşeyi görme, kavuşma isteği; Hasret
ÖZLEN: Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni
özlesinler
ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında
bulunan su
|