SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar; Türk
müziğinde bir makam
SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler
SAHRA: Kır,ova,çöl
SANAL: Sanlı ol, ünlen
SANEM: Çok güzel kadın; Put
SARA: Halis, saf, katkısız
SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk
SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyiciyıldızı şirin,
hoşa giden, sevimli, güzel
SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma
SAYGIN: Sayılan, sevilen
SAYIL: Her zaman saygı gör
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen
SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan,
elit
SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses,
yankı
SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının
kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde;
Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş
SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak
SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından
SEHER: Tan ağartısı
SEL: Taşkın su
SELDA: Bir söğüt cinsi
SELEN: Haber, müjde
SELİN: Gür akan su
SELİNTİ: Ufak sel
SELİS: Akıcı söz
SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan
SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları
gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda
bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.
SELVİ: İnce uzun ağaç
SEMA: Gökyüzü; Göç
SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik
SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur
kraliçesi
SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik,
yükseklik; Aydınlık; Bir ot adı
SENAHAN: Metheden, alkışlayan, öven
SENAR: Yar, aşık, seven insan
SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı
olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da
kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel
SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen;
Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç
SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle,
ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi
görünmesi olayı
SEREN: Gemi direği
SERPİN: Yağmur
SERRA: Rahatlık,kolaylık
SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında
SEVAL: Severek al anlamında
SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli
istek
SEVDEM: Sevginin en son demi
SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan
SEVGİ: İnsanı birşeye ya da bir kişiyekarşı yakın ilgi
ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
SEVİL: Her zaman sevilen biri ol
SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan
o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik
SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
SEYLAN: Sel, akma, akış
SEYYAL: Akıcı, akışkan
SEZEN: Hisseden, sezgili
SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak
bir şeyi duyumsar
SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği
SEZİN: Sezinleme işi, sezme
SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veyayakınlarına
kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye;
Bağ
SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca
"si belle": öylesine güzel anlamında)
SİM: Gümüş gibi parlak ve beyaz
SİMA: Yüz, çehre
SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler
SİMTEN: Sim+Ten
SİNE-M: Yüreğim, çok sevdiğim
SİTARE: Yıldız
SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen
SONGÜZ: Kasım ayının halk arasındaki adı
SONYAZ: Sonbahar
SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu,
rengi olmayan sıvı
SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi
SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı
SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu
bir çiçek
|