Hangi durumlarda sezeryan ile doğum kararı verilir?
(İkinci sayfa)
Doğum kanalını tıkayan myomlar ya da kanalda yer alan
diğer kitleler
Doğum kanalına yerleşmiş büyük myomlar ya da diğer
kitleler , nadiren de perinede yer alan
HPV enfeksiyonuna bağlı büyük kondilom lezyonları
bebeğin kanaldan geçişine ve doğumuna engel teşkil edebilir.
Anne adayının doğumun ikinci evresinde ıkınmasının
sakıncalı olduğu durumlar
Bazı kalp ve beyin hastalıkları olan anne adaylarında
kafa ve karın içi basıncını artıran ıkınmalar sakınca
teşkil eder. Bu durumda anne adayı hastalığın uzmanı
ile konsulte edildikten sonra doğum sezeryan ile gerçekleştirilir.
Bebekteki bazı anomaliler
Bebekte yaşamla bağdaşan ancak doğum kanalından geçişi
engelleyecek omfalosel, hidrosefali gibi fiziksel kusurlarda
sezeryan tercih edilir. Doğan bebeğe ilgili uzman doktor
tarafından kısa zamanda müdahale yapılır.
Diğer durumlar
Yukarıda sayılanlar henüz doğum eylemi başlamadan önce
sezeryan kararı verilen durumların tümüne yakınını kapsar.
Bunun dışında bebekle ya da anne adayıyla ilgili gebeliğin
seyrininde sezeryan kararı verilen nadir durumlar da
mevcuttur. Vajinismus (vajina girişinin kasılarak penisin
girişine izin vermemesi-bu durum vajinal muayene ile
doğumun gidişatını takibi imkansız kılacağından sezeryan
için bir neden teşkil eder) bunlardan biridir. Tedaviye
dirençli vajinismus olgularında son çare olarak sezeryana
başvurulur. Vajinismus dışında anne adayında normal
doğumu engelleyecek psikiyatrik bozukluklar, anne adayının
normal doğumdan aşırı korkması ve ikna edilememesi sezeryan
ile doğum kararı verilmesinde etkili olur.
Diğer bir grup elektif sezeryan ise, kesin ve bilimsel
bir gerekçe olmamasına karşın doktorların bebek sağlığı
için daha uygun olacağı hissini taşımalarıyla uygulanan
sezeryanlardır. Uzun süren bir kısırlık döneminden sonra
IVF (tüp bebek) ya da diğer yöntemlerle gebe kalan,
daha önceden çok sayıda düşük ya da erken doğum kayıpları
nedeniyle çocuk sahibi olamayan, daha önce gebelik ya
da doğum eylemi esnasında bir ya da daha fazla sayıda
bebeğini kaybeden anne adaylarına çoğunlukla sezeryan
ile doğum önerilmekte ve bu öneri anne adayı tarafından
da genelde olumlu karşılanmaktadır. Burada temel düşünce
anestezi ve sezeryanın anne adayına getirdiği riskin
normal doğumdan çok daha fazla olduğunun bilinmesi,
ancak zorluklar sonunda elde edilen bebeğin canlı doğmasının
garanti altına alınması için bu risklerin kabullenmesidir.
Bebeğin sağlığı açısından normal doğum ve sezeryan ile
doğumu karşılaştıran çalışmalar mevcut olmakla beraber
çelişkili sonuçlar çıkmaktadır. Riskli olmayan bir gebelikte
büyük bir olasılıkla vajinal yoldan doğum bebek için
en uygun olanıdır. Çünkü doğa bu yolu seçmiştir. Sezeryan
ile doğumun elbetteki çok önemli avantajları vardır:
Plasenta previa olgularında vajinal yoldan doğum girişimini
anne ve bebek için ölümle sonuçlanması mutlaktır ve
bu durumda uygulanan sezeryan hayat kurtarıcıdır. Bu
konuda kimsenin bir yorum yapması söz konusu değildir.
Üzerinde durulması gereken konu vajinal yoldan doğması
mümkün olan bebeğin sezeryan ile doğurtulmasında bebek
sağlığını korumada olumlu etkisi olup olmadığının tam
bilinmemesidir.
Böyle durumlarda da sezeryan önemli avantajlar sağlayabilir:
bebek her türlü yoğun bakım şartları hazırlandıktan
ve uygun koşullar yerine getrildikten sonra sezeryan
ile planlı bir şekilde doğurtulur. Vajinal doğumda ise
doğum şartların tam uygun olmadığı beklenmedik bir zamanda
olabilir. Sezeryanda bebek olgun olduktan hemen sonra
(39. haftada) doğurtulur. Doğum eyleminin başlaması
beklendiğinde ise gebelik süresi 42. haftaya kadar uzayabilir.
Bu ek 3 hafta içerisinde bebek beklenmedik bir şekilde
ölebilir. Bu sayılan durumlar çok nadir rastlanan durumlardır.
O yüzden sezeryan yanlızca kesinlikle gerekli olan durumlarda
(previa gibi) uygulanmalıdır. Kesin gerekli olmayan
durumlarda ise her gebe ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Kadın doğum uzmanının doğum şekli konusundaki hissi
ve tecrübeleri doğum şekline karar verilmesi konusunda
ön plana alınmalıdır. Sezeryan aşırı ve gereksiz yere
uygulandığında doğal sürecin tersine gidildiğinden kitlesel
düzeyde bakıldığında anne ve bebek hayatına olumsuz
etki etmesi kaçınılmazdır.
Elektif sezeryanın uygulanması
Sezeryan ile doğumu elektif olarak gerçekleştirmek
için anne adayının gebelik haftası kesin olarak belirlenmiş
olmalıdır. Diabet gibi bebeğin akciğerlerinin geç olgunlaştığı
durumlar hariç, 39. gebelik haftasından sonra bebek
olgunlaşmış kabul edilir. Bu nedenle elektif sezeryan
sıklıkla 39. gebelik haftası içinde uygulanır. Gebelik
haftasının kesin olarak belli olmadığı durumlarda nadir
de olsa akciğerleri olgunlaşmamış prematüre bir bebek
doğurtulma riski vardır.
Gebeliğin seyrinde bazen doğum eylemi başlamamasına
rağmen acil sezeryan kararı verilen durumlar da vardır.
Bunlar genellikle beklenmedik durumlardır. Bebeğin kalp
seslerinin bozulmuş olması ve fetal distres ortaya çıkması,
ablatio gelişmesi (plasentanın erken ayrılması) ya da
nadiren suların gelmesi esnasında kordonun sarkması
durumunda doğum eylemi başlamadan acil sezeryan uygulanır.
Doğum eyleminin başlatılma girişimlerinin başarısız
olması (başarısız indüksiyon girişimi) durumunda sezeryan
kararı verilmesi
Beklenen doğum eyleminin başlamadığı durumlarda anne
adayına serviksi olgunlaştıran ilaçlar ve suni sancı
verilir. Buna indüksiyon adı verilir. İndüksiyon doğum
eylemini başlatmada başarısız olursa sezeryanla doğum
gerçekleştirilir. İndüksiyon en sık miyad geçmesinde
uygulanır. Anne hayatının ya da bebek hayatının tehlikede
olduğu durumlarda da (ağır preeklampsi ve fetal distres
gibi) fetus miadında olmasa bile indüksiyonla doğum
eylemi başlatılmaya çalışılır.
|