Gebeliğin erken dönemlerinde (sıklıkla 6. gebelik haftasından
itibaren) bulantıya sıklıkla rastlanır. Bu bulantılar
kusmayla, iştahsızlıkla ve belli kokulara karşı aşırı
hassasiyetle beraber olabilir. Bulantı ve kusmalar genellikle
sabah daha şiddetli olduğu için bu duruma İngilizce'de
"morning sickness" (sabah hastalığı) adı verilmiştir.
Gebelikteki bulantı ve kusmanın gün boyunca sürmesi,
ayaktan ilaç tedavisine cevap vermemesi, anne adayının
normal beslenmesini, günlük faaliyetlerini engellemesi,
genel durumunu bozması ya da kilo kaybına yol açması
durumunda Hyperemesis Gravidarum ("gebeliğin şiddetli
bulantısı") söz konusu olur. İleri inceleme ve
tedavi gerektiren bir durumdur.
Gebelikte bulantı ve kusmaya nispeten sık rastlanırken
bu denli normaldışı seyir gösteren bulantı ve kusmalara
gebeliklerin ancak binde 4'ünde rastlanır.
Hyperemesis gravidarum genellikle genç yaşta ilk gebeliğini
yaşayanlarda daha sık görülür. Toplu olanlarda, çoğul
gebeliği olanlarda ve sosyokültürel seviyesi yüksek
olanlarda nispeten daha sıktır.
Nedenleri
Gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkan fizyolojik estradiol
ve HCG hormonları artışının normalden fazla olması ya
da seviyeler normal sınırlar içinde olmasına karşın
bireysel duyarlılığın yüksek olması bulantılara ve kokulardan
tiksinme gibi diğer bazı belirtilere neden olmaktadır.
Mol gebeliği ve çoğul gebelik gibi durumlarda HCG normalden
çok fazla üretildiğinden hyperemesis'e sık rastlanır.
Ayırıcı Tanı
Her bulantı ve kusmayı gebeliğe bağlamak doğru değildir.
Özellikle çok şiddetli olan ve tedaviye zayıf cevap
veren bulantı ve kusmalarda, birinci trimester bitiminde
devam eden ya da ikinci trimesterde yeni başlayan bulantı
kusmalarda aynı belirtilere yol açabilecek diğer hastalıklar
da aranır. Bunlar arasında en önemlileri mol gebeliği,
hepatit (karaciğer iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı),
kolelityazis (safra kesesi taşı), kolesistit (safra
kesesi iltihabı), peptik ülser (mide ve oniki parmak
barsağı ülseri), pnomoni (zatürre), hipertiroidi (tiroid
bezinin aşırı çalışması), over kisti torsiyonu (over
kistinin boğulması), sindirim sistemi tıkanmaları, IDDM
(insüline bağımlı diabet hastalığı) başlangıcı ve beyin
tümörleridir. Bu hastalıklar gebe olmayan kadınlarda
bile nadir görüldüklerinden gebelerde çok daha ender
olarak görülürler.
Hyperemesis Gravidarum'un anne adayı ve fetus üzerine
etkileri:
Erken gebelikte bulantı ve kusmaları olan anne adaylarının
gebeliklerinin daha sağlıklı geçtiği ve düşük yapma
oranlarının da azaldığı sıklıkla gözlenen ancak bilimsel
olarak nedeni aydınlatılamayan bir durumdur. Ancak hyperemesis
gelişen ve yetersiz tedavi gören ya da tedaviye cevap
vermeyen anne adaylarında bu durum tersine dönebilir.
Kilo kaybı, elektrolit dengesizlikleri, besin ve vitaminlerin
yetersiz alınması durumunda bebekte gelişme geriliği
(İUGG) gelişebilmektedir.
Hyperemesis gelişen anne adayının sık sık hastaneye
yatmak ve tedavi görmek zorunda kalması uygun tedavi
gördüğü sürece gebeliğinin ileri dönemlerini olumsuz
etkilemesi söz konusu değildir.
Tanı konması ve Tedavi yaklaşımı
Şiddetli bulantı kusmayla başvuran her anne adayının
genel sistem muayenesi yapıldıktan sonra ultrason incelemesiyle
gebelik haftası belirlenir. Ultrasonda çoğul gebelik
ya da mol gebeliği gibi etkenler kolaylıkla ortaya konabilir.
Mol gebeliği saptanması durumunda tedavi daha farklı
bir yön kazanır.
Tam idrar tetkikinde aç kalınan süre dolaylı olarak
ortaya konabilir. Açlık süresi arttıkça idrarda başta
aseton olmak üzere keton maddeleri artış gösterir. Keton
idrarda ne kadar yüksekse hyperemesis o kadar ağır demektir.
Tam idrar tetkikinde ölçülen idrar yoğunluğu ve idrarın
gözlenen rengi de vücudun genel sıvı durumu hakkında
bilgi verir. Normal idrar yoğunluğu 1020, normal idrar
rengi açık sarıdır. Vücut susuz kaldığında böbreklerin
idrar üretimi de azaldığından idrarın rengi daha koyu
ve yoğunluğu da daha yüksek olur. Tam idrar tetkikinde
idrar yolu enfeksiyonu da saptanabilir.
Kan elektrolitleri de vücudun su durumu hakkında detaylı
bilgi verir. Vücut susuz kaldığında kan yoğunlaştığı
için kandaki sodyum ve potasyum miktarı artar. Elektrolitlerin
artmış bulunması hyperemesisin çok şiddetli olduğunu
gösterir ve acil tedavi gerektiren bir durumdur. Elektrolit
dengesizliği yaratacak kadar ağır seyreden hyperemesis
olguları çok nadirdir.
Hyperemesis Gravidarum tedavisinde üç ayrı tedavi
yaklaşım şeklinden biri uygulanır:
1-Ayaktan ilaçsız tedavi
2-Ayaktan ilaçlı tedavi
3-Yatarak serum ve ilaç tedavisi
Anne adayının şikayetleri hafifse ayaktan ilaçsız tedavi
denenebilir: Ayaktan ilaçsız tedavide amaç anne adayının
bulantılarla kendisi başa çıkmasını sağlamaktır. Bu
amaçla anne adayına şunlar önerilir:
· Yatağınızın kenarında kraker ya da bisküvi benzeri
gıda maddelerini hazır bulundurun. Sabah bunları yedikten
sonra yataktan kalkın.
· Günlük öğününüzü üç öğünde değil beş ya da altıya
bölerek alın.
· Sıvıları yemekler arasında alın. Yemekler esnasında
fazla sıvı almayın.
· Midenize ve barsaklarınıza dokunan yiyeceklerden
uzak durun
· Bu önlemlerle şikayetleriniz geçmezse doktorunuza
tekrar başvurun.
Anne adayının şikayetleri günlük faaliyetlerini engelliyorsa,
ilaçsız tedaviye cevap vermiyorsa ayaktan ilaç tedavisi
denenir. Bulantı giderici olarak anne adayına verilen
tablet ya da fitil şeklindeki ilaçlar yıllardır kullanılan
ve bebek üzerinde hiçbir olumsuz etki yapmadığı bilinen
ilaçlardır. Ek olarak B vitaminlerinin ön planda olduğu
bir vitamin tedavisine başlanır. Ayaktan ilaç tedavisine
karar verildiğinde anne adayı ilaçlarını kullanırken
yukarıda bahsedilen önlemlere de uymalıdır.
Anne adayının şikayetleri ayaktan ilaç tedavisine cevap
vermiyorsa, genel durumu bozuksa, kilo kaybı varsa,
tetkikler vücuda uzun süredir besin maddelerinin alınmadığını
gösteriyorsa (idrarda keton cisimleri yüksek bulunursa)
ya da vücudun susuz kaldığı yönünde bulgular varsa (idrarın
yoğunluğu artmış, rengi koyu bulunursa, kan elektrolitleri
dengesizse) anne adayı hastaneye yatırılır ve serum
tedavisine başlanır. Serum tedavisinin amacı anne adayına
kaybettiği sıvı, elektrolit ve besin maddelerini intravenöz
yolla (damar yoluyla) geri vermektir. Bulantı giderici
ilaçlar ve vitaminler de kalçadan ya da serumun içine
katılarak verilir.
Serum tedavisiyle anne adayı genellikle bir hafta içinde
kendini toparlar. Nadir durumlarda bir haftadan daha
uzun süre hastanede yatması gerekebilir. Taburcu edilirken
anne adayına evde kullanmak üzere ilaçlar verilir.
Hyperemesis genellikle gebelik haftasının büyümesine
paralel olarak hafifler ve birinci trimester sonunda
veya ikinci tirmesterin başlarında (14. haftada) biter.
Hiç bir tedaviye cevap vermeyen ve gebeliğin sonlandırılmasını
gerektirecek kadar şiddetli olan hyperemesise çok ender
rastlanır.
|